Türkiye, Suriye'nin patlatılmasında ABD'nin yanında yer almıştı. Uzun hikayenin sonunda ABD, Kürt Bölgesine bağımsızlık verip IRAK'ı, İran'ı ve İngilizleri devreden çıkarıp petrole tek başına konacaktı.
ABD'ye destek veren Türkiye IRAK'a pay vermeden Kürt Bölgesindeki petrolün dışarıya satılmasında aracılık etti.
Ama sonra İngilizler Türkiye'yi ABD'den koparıp İran ve Rusya ile aynı cephede ABD'nin karşısına dikince ABD Kerkük petrolleri Savaşını kaybetti ve BP ile petrolü yarı yarıya bölüşmeye razı olmak zorunda kaldı.
IRAK Yönetiminin zararını tazmin etmek de Savaşta cephe değiştiren Türkiye'ye kaldı diye anlattı bir arkadaş uzun uzun.
Zeyl: Türkiye için trajik olan ise Kerkük Petrollerinin yüz sene önce 2. Abdülhamit'in özel mülkü olmasına rağmen tamamının İngilizlere kaybedilmesi; Cumhuriyet döneminde İngilizlerle yapılan anlaşma gereği petrol gelirlerinin %10'unun Türkiye'nin olmasına rağmen buna dahi sahip çıkılamamasıdır, sanırım.
Ahmet Hakan ÇAKICI
******
Türkiye'nin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ile yaptığı petrol sevkiyatının izinsiz olduğu gerekçesiyle 30 milyar dolarlık tazminat davası açan Bağdat yönetimi mahkemece haklı bulundu. Tahkim mahkemesi, Türkiye'nin Irak yönetimine 1,4 milyar dolar ödemesine karar verdi.
Ankara ve Erbil yönetimlerinin 9 yıl önce Kerkük-Ceyhan petrol boru hattından petrol sevkiyatı için yaptığı anlaşma Bağdat yönetiminin tepkisini çekti. Irak, Kürt Bölgesel Yönetimi'nin yetkisiz olduğunu ve petrol sevkiyatı yapamayacağını öne sürerek uluslararası yargıya gitti.
Irak Petrol Bakanlığı'nın Türkiye aleyhine açtığı ve 30 milyar dolardan fazla tazminat istediği dava karara bağlandı. Mahkeme, Türkiye'nin 2014-2018 arasını kapsayan 4 yıllık dönem için Irak'a 1.4 milyar dolar tazminat ödemesine karar verdi.
Kararın ardından Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nden yapılan petrol sevkiyatı da Türkiye'nin talebi üzerine durduruldu. Bu gelişme ham petrol fiyatlarını varil başına yaklaşık 3 dolar yükseltti.
Irak Petrol Bakanlığı, Uluslararası Tahkim Mahkemesi'nin kararını memnuniyetle karşıladı. Bakanlık, kararla birlikte petrol ihracatından tek yetkilinin Bağdat yönetiminin olduğunun tescil edildiğini kaydetti. Anc
2018 sonrasını kapsayan dönem için davanın görülmeye devam edeceği kaydedildi.
Türkiye'den 'Irak tazminat ödeyecek' açıklaması
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye ve Irak arasında Paris merkezli Uluslararası Ticaret Odası Tahkim Merkezi (ICC) nezdinde görülen davada, Irak'ın beş talebinden dördünün reddedildiğini, Türkiye'nin taleplerinin ise büyük çoğunluğunun kabul edilerek Irak'ın Türkiye'ye tazminat ödemesine hükmettiğini bildirdi.
Bakanlığın Türkiye-Irak arasındaki Uluslararası Tahkim Mahkemesi'nin verdiği karara ilişkin açıklamasında, davanın aslında Irak Merkezi Hükûmeti ile yine Irak'ın anayasal bir birimi olan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi arasında yıllardır süregelen petrol yönetim hakkı uyuşmazlığının bir yansıması olduğu aktarıldı.
Türkiye tarafından Irak'ın birliğine ve toprak bütünlüğüne her zaman saygı gösterildiği ve yine Irak ve bölgenin politik ve ekonomik istikrarı için çaba sarf edildiği vurgulanan açıklamada şunlar kaydedildi:
"Ülkemiz ile Irak arasında Paris merkezli ICC nezdinde görülen dava hakkında Irak'ın tahkim davasını kazandığı haberlerinden sonra kamuoyunu bilgilendirme ihtiyacı doğmuştur. Türkiye birçok uluslararası enerji projesinin önemli bir paydaşı olarak her zaman sorumluluklarının bilincinde hareket etmiştir. Ülkemiz, bölgede yaşanan bütün istikrarsızlıklara rağmen 1973 yılından beri Irak-Türkiye Petrol Boru Hattı Sistemi'ni çalışır durumda tutmak için milyarlarca dolarlık harcama yapmış ve küresel petrol piyasalarında istikrarın korunması için gereken katkıyı sağlamıştır. Söz konusu anlaşmazlığın dostane çözümü için hem taraflarla hem de ilgili ülkelerle yoğun bir diplomasi yürütmüştür. Davanın gelinen bu aşamasında hakem heyeti, Irak’ın beş talebinden dördünü reddetmiştir. Ülkemizin taleplerinin ise büyük çoğunluğunu kabul ederek Irak’ın bu ihlaller sebebiyle Türkiye’ye tazminat ödemesine hükmetmiştir. Türkiye, her zamanki gibi uluslararası hukukun gereğini yerine getirmeye ve anlaşmazlığın asıl tarafları arasında kalıcı çözüme ulaştırılması için her türlü katkıyı sağlamaya hazırdır."