Günümüzde teknolojinin hızla gelişmesi ve aynı şekilde de kullanımında yaygınlık göstermesi bazı sonuçları da peşinen ortaya çıkarmaktadır. Bilhassa teknolojinin iletişim kanalını daha fazla kullandığımız şu modern çağımızda, farkına vardığımız ya da görmeye bile fırsatımızın olmadığı birçok sonuçla karşı karşıyayız.
Hem kişisel olarak hem de sosyal olarak etkilerini hissettiğimiz iletişim teknolojisi, en fazla tahribatı da son noktada toplumun yapı taşı olan ailemize yapmaktadır. Hem eşler arası ilişkiler hem de ebeveyn ile çocuk ilişkileri bugün psikolojik olarak da duygusal olarak da pek sağlıklı görünmüyor.
Aile içindeki muhabbet, sohbet, sevgi, şefkat gibi duygular, bu teknolojiye bağımlı hayat tarzı ile maalesef ıskalanıyor. Babanın akşam eve gelmesiyle ailenin hep birlikte olduğu o kıymetli vakitlerde, hep birlikte ilmihalden bir bölüm okumak, birkaç Hadis’i okuyup beraber dersler çıkarmak yahut da birlikte çay, kahve eşliğinde neşeli sohbetler yapmak yerine; tv, akıllı telefonlar ve tabletlerle herkes kendi köşesine çekilmektedir. Bunun sonucunda birbirinin duygusal dünyasından, sıkıntılarından, sevinçlerinden, mutluluklarından bihaber olan bir insan topluluğu anlamına geliyor ailemiz.
Çocuk ya da ebeveynlerin tv ve internette maruz kaldığı görüntülerin, dizilerin, filmlerin ortaya çıkardığı ahlaki erozyon da işin başka bir tarafı. Geçen yıl muhafazakar bir bölgede öğretmenliğini yaptığım (4.) sınıfta kız öğrencilerin müzik derslerinde örnek aldığı kişi daha 15 16 yaşında şarkıcı olan o ‘ünlü!’ şarkıcı kızdı.
Çocukların gelişimi açısından model çok önemli bir yere sahiptir. Onlardan nasıl bir insan olmasını bekliyorsak önlerine de öyle modelleri koymalıyız. Bir kız çocuğuna vermek istediğimiz tesettür ahlakını ona, tv ve internetteki vücudunu teşhir ederek değer kazanan kadınları izleterek veremeyiz. Onlarla beraber oturup izlediğimiz o filmler, diziler kendi çocuğumuzu da şekillendirecektir tabii olarak. Şehvetini tatmin etmeyi hayatının gayesi yapmış o erkekleri izleyen genç delikanlı oğlumuzdan salih, müttaki biri olmasını bekleyemeyiz.
Hülasa, anne babalar, çocuğunuzla ilgilenmek yerine onları telefon, tv gibi aletlere emanet ederseniz onların model alacağı kişiler de oradan gördüğü düşük insanlar olacak. Belki kızınız, oğlunuz ilahiyat okuyacak, öğretmen olacak ya da doktor olacak. Ama seni küçümseyecek, toplumsal ve dini değerlerini küçümseyecek. İnancını geriliğe yoracak. Nefsini, arzularını hayatının ana gayesi sayacak ve bu da hedonist, narsisist bir toplumun ideali demektir.
Bu zihin işgali ile yapılmak istenen toplumsal dönüşüm projesine karşı neler yapılabilir.
KÜLTÜREL İŞGALDEN KORUNMA
- Öncelikle televizyon derhal salondaki tahtından indirilmelidir.
- Çocuklar kesinlikle tablet ve akıllı telefonlardan uzak tutulmalı, belli bir olgunluğa gelmeden böyle şeyler edinmesine müsaade edilmemelidir.
- Laptop, tablet vb şeyler kapalı ve göz önünde bulundurulmamalı, zaruret haricinde çocuğun yanında haber dahi izlenilmemeli. ( Çocuğun aklını meşgul etmemesi açısından.)
- Masaüstü bilgisayar, (göz hep ona takılacağından) ev için pek uygun değildir. Yerine dizüstü tercih edilmeli ve çocuğun yanında araştırma, yazı gibi çalışmalar yapılarak, bu aletin bir çalışma aleti olduğu algısı geliştirilmelidir.
Bunlarla beraber, ebeveynin ev içinde çocukla vakit geçirmesi, kitap okuma, ibadet etmesi, faydalı işlerle meşgul olması, çocuğun gelişiminde müspet izler bırakacaktır.
*******
Hüküm Dergisi, Mayıs 2018