HULÂSA BİRBİRİMİZE BİR ŞEY ANLATAMATIZ

Mustafa Cemal TOMAR

HULÂSA BİRBİRİMİZE BİR ŞEY ANLATAMATIZ

Bizler arkadaş, meslektaş, vatandaş ve dost bildiklerimizle bir araya geldiğimizde, geçimi konuştuğumuz gibi sözüm ona seçimi de konuşuyoruz. Geçimin zorlukları konusunda herkesle hemen hemen hemfikiriz. Siyaset konusunda ise farklı görüşlerde olanlara maalesef hiç bir şey anlatamıyoruz ya da onlar bize anlatamıyor. Bu noktada herkesin nutku kesilmiş sanki; söylenenleri kulak duymuyor, olup biten olayları göz görmüyor, beyin fehmetmiyor ne yazık ki!

Bakara suresi 7. Ayet-i kerimesinde Cenab-ı Hak: Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde bir de perde vardır. Ve büyük azab onlaradır. Buyurmaktadır. Bu ayet-i kerime şüphesiz ki iman etmeyenlere vurgu yapmaktadır. Bilâhare imanın dışındaki hakikatlere inanma noktasında da bize ışık tutmakta, yol göstermektedir. Koskoca bir devleti yönetenleri değerlendirirken çok geniş kapsamlı, bilimsel analizler yaparak değerlendirme yapmak durumundayız. En basit tabirle A partisini B partisinin ağzıyla değerlendirirsek, böyle bir değerlendirme asla sağlıklı olmaz.

Çamlıca Camiinin yapılmasına karşı çıkan isimlerden birisi de SP genel başkanı Temel KARAMOLLAOĞLU'ydu. Bu eleştirisinden dolayı sağ kesimden ve eski milli görüşçülerden büyük tepki aldı. Zira,, iktidar konuyu camiye karşıymış gibi olayı lanse etmiştir. Mollaoğlunun konuşmasının tamamı ele alınmamış, cımbızla çekilen o cümlecik büyütülerek millete empoze edilmiştir.

Çok muhterem ve muhtereme milletimiz Mollaoğlu'nun bu konuyla ilgili videosunu baştan sona kadar dinleme tenezzülünde bulunmamış, hemen iktidarımızın diliyle genel başkana " Büyük Çamlıca Camisine" karşıdır laftasını yapıştırmışlardır. Belki de tarihe bu bilgi böyle geçecektir.

Büyük Çamlıca Camii' ne internetten aldığım bilgilere göre 300 milyon dolara yakın para harcanmıştır. Çalışan görevli sayısı 147 imiş. Aynı anda 63.000 kişi bu camide namaz kılabiliyormuş. Geçenlerde sosyal medyaya düşen habere göre sabah namazına 34 kişi katılmış, camideki görevlilerin bile çoğu namaza gelmemiş. Cami özel günler dışında dolma ihtimali hiç yoktur. Daha doğrusu camiler ihtiyaca binaen yapılır. İhtiyaç olmadan yapılan cami de olsa israftır. Mollaoğlu ihtiyaç yokken Çamlıcaya 300 milyon dolar harcanarak yapılan caminin gereksiz olduğunu, buraya harcanacak para ile tam teşekküllü 300 tane fabrika açılsaydı ve binlerce vatan evlâdına iş imkânı sağlansaydı daha hayırlı olurdu demek istemiştir. İmanı bütün olan, beş vakit namaz kılan, Erbakan Hocamızın tedrisatından geçen, SP Genel Başkanı'na camiye karşıdır yaftasını yapıştırmak amiyane tabirle iftiradır.

Geçmişte buna benzer hadiseler gene Türk siyasetinde yaşanmıştı. Mesut YILMAZ'ın "İmam Hatipler RP'nin arka bahçesidir" deyip durması gerçeği yansıtmıyordu, ancak milletin bir kısmı bu iftiraya inanıyordu. Merhum Erbakan Hocamızın "kanlı mı kansız mı" sözünün çarpıtılarak "şeriatı" kanlı ya da kansız getirmeye çalışıyor RP diyerek algı oluşturmaya çalışanlar olmuştur. Bu söylem halkta karşılık buldu. Ancak bu bir iftiradır, hocanın anlatmak istediği konu başkadır hakikatini kimseye anlatamadık. Ecevit'in her konuşmasında Laiklik elden gidiyor" diyerek siyasi şovmenlik yapmasının da hakikatını insanlara o zamanki yetkililer anlatamadı. Savcılara dahi anlatılamadı ki RP kapatılmıştı.

Toplumun kafasına çakılan inançlar var, saplantılar var, sağda da var, solda da var. Bunları yıkmak mümkün değildir. Bir solcuya lâiklikten vazgeçirmeniz mümkün değildir. Bir sağcıya ve gelenekçi din anlayışına sahip olanlara , enflasyon kadar fark faiz değildir gerçeğini anlatamazsınız. Ya da sağ hükümetler döneminde dinimiz daha çok zarar görüyor, sağ hükümetlerin islâma verdikleri zararı sol hükümetler hiç veremez gerçeğini anlatamazsınız. Zira toplum sol hükümetlerin icraatlarına, yanlışlarına tepki gösterir. Örneğin; 5 ay içinde faiz % 10'lardan % 40'lara çıkartılmış. Sağcılar tarafından tık yok. CHP hükümeti yapmış olsaydı herkes ayağa kalkardı. Zina serbest bırakıldı, sol hükümetler Türkiye'de zinayı serbest hale getiremezlerdi. Halkımız gökkubbeyi başlarına yıkardı.Örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Nitice olarak öyle bir hale geldik ki, birbirimize siyasi manada bir şey anlatamıyoruz. Bu konuda yapılan çalışmalar hiç bir sonuç vermiyor. Herkes bildiğini okuyor ve okumaya devam ediyor, siyaseten ondan değilsen alleme-i cihan olsan onun nazarında bir hiçsin. Hal böyle olunca; "Hülâsa birbirimize bir şey anlatamayız" diyor, saygılar sunarım.

03.12.2023

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.