Mustafa Dağıstanlı 1896 olimpiyatlarindan beri yani kayıt altına alınan güreş tarihinde hiç yenilmemiş tek minder güreşçisi olarak tarihe geçti. 1896 yılında yapılan ilk modern Olimpiyat oyunlarından sonra güreşen güreşçiler içerisinde hiçbir yenilgisi bulunmayan tek kişidir. 1931 doğumlu güreşçi 1956ve 1960 Olimpiyatlarında altın madalyayı kazandı. Kendisinden önce hiç yenilmeyen bir Olimpiyat Şampiyonu olmadığı gibi, kendisinden sonra da bu başarıyı gösteren birisi çıkmadı. Bu efsane hâlâ hayattadır.
1896 Atina Olimpiyatlarından öncesine ait çok fazla net kayıt maalesef yok. Bu yüzden oradan sonrasını kâle alabiliyoruz.
Not: Kendisi 1896da güreşmedi tabii ki, ama kendisinden önce de bu başarıyı gösteren olmadığı için kendisinden öncesini de katma gereği duyduk.
1 Mart 1931 yılında Samsun'un Çarşamba (şimdiki Ayvacık) İlçesine bağlı Söğütpınar köyünde dünyaya geldi. Küçük yaşta güreşe başladı. Minder güreşine vatani görevini yaparken başladı. 1954 yılında milli takıma kabul edildi. Üç defa Dünya Şampiyonasını kazandı. İki altın madalyasını da ( 1956 Melbourne ve 1960 Roma) Olimpiyat Oyunlarında elde etti. Türk Güreşinin Sembolü Yaşar Doğu'nun yetiştirdiği talebelerindendir.
Aslen Kafkas kökenlidir. Osmanlı Rus Savaşı (1877-1878 ) sonrası Kafkasya'dan hicret etmek zorunda bırakılan dedeleri Türkiye'ye gelip yerleşmişlerdir.
Mustafa Dağıstanlı Samsun Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Seven'le Samsun'da yaptığı 18.08.2015 ve 03 Eylül 2016 tarihlerindeki görüşmesinde şunları söyledi:
Şampiyon olmamda büyük katkısı var
Melbourne, yani 1956. O zaman kilo düşmemiz gerekiyor. Yani tartıya çıkacağız benim 57 kilo olmam gerekiyor ama o zamanki kilom 62. Tabii bir takım oyunu bu olimpiyatlar. Ben aslında 62'de de birinci olurum fakat amaç çok madalya götürmek. 62 kiloda Bayram var. Yaşar Doğu o da altın alsın istiyor. Bana diyorlar ki 'Kilonu düş' Saunaya gittik, kilo düşüyoruz. Düştüm düştüm, 500 gramım kaldı. Ama mümkün değil düşemiyorum. Celal Atik dedi ki: '200 gramın kaldı, ağzına bir şey koymayacaksın sabaha kadar bir şeyin kalmaz' Ben kendimi biliyorum mümkün değil olmaz bu hesap. 'Olmaz hocam ben biraz daha kalayım' dedim. Yaşar Doğu araya girdi; 'Adam senin yaşın kadar güreşmiş sen daha mı iyi bileceksin' dedi bana.
Sabah oldu, benim dediğim doğru kiloyu düşememişim. Saunada ölüyorum. Nasıl bir stres nasıl bir sıcak. Yaşar Hoca; '1000 sayıyoruz deyin, ama 3000 sayın, düşsün o kilosunu' diyormuş. Benden gram ter çıkmıyor. En sonunda Celal Atik aldı havluyu benim omzuma koydu. Nasıl sert testere gibi geldi. Aman dedim beynim zonkluyor bana dokunma. O sırada Rusların güreşçisi beni yattığım yerde gördü ve bana masaj yaptı. Meğer Yaşar Doğu bunu görmüş ve bana çok kızmış; 'Hocasına dokunma diyor, elin gâvuruna masaj yaptırıyor' diye. Neyse sonunda ben inat ettim ve o kiloyu düştüm. Maçın öncesinde ağzıma su bile koymadan güreştim. 57 kiloda altını kaptım. Yaşar Hoca müsabakadan sonra beni sevinçle kucağına aldı dedi ki; 'Şimdi seni affettim' Ben yapmıştım ki hocam diye sorunca; "Daha ne yapacaksın elin gâvuruna masaj yaptırmıştın" onu dedi.
Yaşar Doğu bizim için öz babamız gibiydi
Genç yaşta güreşe veda ettim. Eğer Yaşar Doğu erken yaşta vefat etmemiş olsaydı güreş hayatım devam ederdi. Çünkü o bana güreşi bıraktırmazdı.
85 yaşındaki Mustafa Dağıstanlı Yaşar Doğu'dan söz ederken gözleri nemlenmişti. Yaşar Hocamın vefatıyla çok sarsıldım. Babamı kaybetmiş gibi oldum. Ben onu baba bildim. Onun güreşçilerine yaptığı fedakârlığı bir baba evladına bile yapamaz. Onu kaybedince her şeyimi kaybetmiş gibi oldum. Çünkü o bizim her şeyimizdi. Yaşar Hocam bize baba gibiydi. Ondan sonra hiçbir şeyin tadı kalmadı. Vefayla birlikte günlerce ardından ağlayıp gözyaşı döktüm. Yalnız ben değil arkadaşlarımda aynı şeyi yaptılar.
Elde ettiğimiz başarıların her zerresinde onun emeği vardır. O olmasaydı ben Melbourne'de altın alamazdım. O bizimle annesinden süt emen çocuklar gibi ilgilenirdi. Aradan yıllar geçmesine rağmen hala onun yokluğunu hissediyorum.
200 gram fazlalığımı kan vererek düşürdüm
Melbourne'de bir 200 gram fazla kilomu bir türlü düşürememiştim. Tartı sırama az bir süre kalmıştı. Doktorumuz Mahir Dermanver'e gittim ben bu işin yolunu buldum dedim. Nedir bu işin yolu diye sordu. Benden 200 gram kan alacaksın. Böylece kilo düşmüş olacağım dedim. Olmaz öyle şey dedi. Olur diyerek ısrar ettim. Sonunda benden 200 gram kan aldı. Benim çıktığım kantarın başında Alman Federasyonu yetkilileri vardı. Çıktım tamı tamamına kiloma düşmüşüm. Merak ettiler. Kibrit çöpü koyarak kantarı denemek istediler. Ve bir oh çekerek kantardan indim. Nihayet kilomu vermiştim.
Mustafa Dağıstanlı'nın Rüyası
1956 Melbourne Olimpiyatları için Avustralya'da bulunduğumuz günlerde idi. Karşılamalar için hazırlığımızı yapıyorduk. Gece bir rüya gördüm. Ertesi sabah gittim Yaşar Doğu'ya anlattım.
Hocam dedim, ben bu gece bir rüya gördüm. Anlat bakayım ne gördün dedi.
'Önümde bir tepe var. Tepenin üstünde bayrağımız dalgalanıyor. Ben önde Hamit Kaplan arkada tepeye doğru yürüyoruz. Bu bizim şampiyon olacağımızı gösteriyor. Hamit'te ben de şampiyon olacağız' Yaşar Doğu bana dönerek; 'Mutlaka karnın tok olarak yatmışsındır sen müneccimisin' dedi. Nihayet müsabakalar başladı ve sona erdi. Ben de Hamit'te birinci gelerek Olimpiyat Şampiyonu olmuştuk.
Mustafa DAĞISTANLI'nın Başarıları
Türk Milli Güreşçi. 11 Mart 1931 yılında Samsun'un Çarşamba İlçesine bağlı Söğütpınar köyünde dünyaya geldi. Güreş yaşamına 18 yaşındayken başladı. 1954 yılında Milli Takıma kabul edildi. Üç defa Dünya Şampiyonasını kazandı. İki altın madalyasını da Olimpiyat Oyunlarında elde etti.
1954 yılı Tokyo-Japonya da Serbest stil 57 Kg da Dünya 1.
1955 yılı Barcelona-İspanya' da Greko-Romen stil 57 Kg da Akdeniz Oyunları 1.
1956 yılı İstanbul da Serbest Stil 62 Kg da Dünya kupası 1.
1956 yılı Melbourne Olimpiyatlarında Serbest stil 57 Kg da 1.
1957 yılı İstanbul da Serbest stil 62 Kg da Dünya 1.
1959 yılı Tahran-İran da Serbest stil 62 Kg da Dünya 1.
l960 yılı Burgaz'da Serbest stil 62 Kg da Balkan 1.
1960 yılı Roma Olimpiyatlarında Serbest Stil 62 Kg da 1.
Kendine has en iyi güreş teknikleri; Yerden kaldırıp ters sarma, Dana bağı dalış pozisyonuna girerken uygulamak.
Türkiye ve uluslararası şampiyonalarda yenilgisi olmayan ilk güreşçidir.
1973-1980 yıllarında Adalet Partisi Samsun Milletvekili olarak TBMM' de görev yaptı.
Evli 7 çocuk babasıdır. Ankara'da ikamet etmektedir.
Devlet Üstün Hizmet Madalyası sahibidir.