Hard mı İstersiniz Soft mu…

Prof.Dr. Kamil GÜNGÖR

Toplumlar nasıl farklı ise ihtiyaçları da farklıdır. Kapitalizmin hâkimiyeti ekonomik olarak “çoğulculuğu” yok etmiştir. Çoğulculuk demokrasiye ilişkin bir kavramdır. Güçlü olanın zayıf olanın haklarını koruması dikkate alması anlamına gelir. Yani güçlü olması her kararı alabileceği anlamına gelmemektedir. Hukukun da gereği budur zaten… Geçmişte var olan sosyalizmin de kapitalizm karşısında yenilmiş olması kapitalizmi tamamen tekelleştirmiş gücü neredeyse bir bütün olarak ele geçirmiştir. Savaş şimdi kendi arasında yaşanmaktadır. ABD, Çin, Avrupa Birliği, Japonya gibi… Azınlıklara bir opsiyon tanınmamaktadır bir başka deyişle… Ya bu bloklardan birisine tabi olacak ya da yok olacak… Oysa siyasette gücün tek elde toplanması ne kadar sakıncalıysa ekonomide de öyledir. Öyle değil midir; yürütmede toplanırsa diktatörlük, yargıda toplanırsa jüristokrasi diyoruz. Bir çok örneği de vardır.

Güç sahipleri geçmişte sömürgecilik vasıtasıyla (hard power) şimdi soft power (yumuşak güç) yöntemiyle hayata geçirmekte, elinden bırakmadığı ve sürekli de ikmal ettiği sert gücünü değişik gerekçelerle kullanmaktadır. Bunun altında yatan temel nedenin terörle mücadele, demokrasi ya da insan hakları gibi günümüzde kutsallaştırılan değerler olmadığını, konu ile bir şekilde ilgilenen herkes bilmektedir. Zira ekonomik çıkarlarına dokunmayan bütün diktatörlüklerin öyle ya da böyle arkasında yer alan bu güçler, ekonomik çıkarlarının baltalandığını görmeleri durumunda halkın iradesiyle seçilmiş olanları pek kolay bir şekilde gözden çıkarabilmektedir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.