GÖRÜŞ VE ELEŞTİRİLER
Bu kavramlar asırlardır kullanılagelen kavramlardır. Görüş ve eleştiriler ilim ve bilimin çok önemli argümanlarıdır. Bir konu üzerinde ne kadar çok "görüş ve eleştiri" olursa hakka ve hakikate o derece yaklaşılıyor demektir. Araştırıcı ve yazarlar için de görüş ve eleştiriler çok önemlidir.
. Görüşler farklı bakış açıları sunar, eleştiriler ise hem bakış açısı hem de yol gösterici yönü vardır. Bir yazınızın ya da bir sözünüz-görüşünüz ne kadar çok konuşulur, tartışılır ve eleştirilirse o derece değer kazanır. Kendi alanınızda gelişmek ve büyümek istiyorsanız, görüş ve eleştirilere açık olmalısınız. Görüş ve eleştiriler aslında sosyal hayattaki görüntümüzdür.
Bir fidanı sulamazsanız, gübrelemez, günü gelince aşılamaz ve ilaçlamazsanız hatta sevginizi göstermezseniz o fidandan gür ve güzel ağaç çıkmaz. Eserlerimiz, yazılarımız, şiirlerimiz, denemelerimiz ve sohbetlerimizin olgunlaşması için birileri eleştirmeli görüş ve bilgilerini ortaya koymalıdır. Yazılı eserlerin yolculuğu, karanlıkta patika bir yolda yürümeye benzer. Her görüş ve eleştiri karanlıktaki yolculuğumuzu aydınlatan bir meşâle gibidir. O meşâlelerden ilham alarak yol alırsak hedefe daha rahat ve emin adımlarla varmış oluruz.
Demoktarik kurallar çerçevesinde ortaya konulan görüşler ve yapılan eleştiriler toplumun kalkınmasına ve gelişmesine büyük katkı sağlar. Esasen dinimiz de bizzat istişareyi öneriyor. Şura Suresi 38. Ayet-i Kerime'de Cenab-ı Hâk; "Onlar Rablerinin çağrısına uyarlar ve namazı dosdoğru kılarlar. Aralarındaki işlerini istişâre ederek yürütürler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da Allah yolunda harcarlar". Buyurmaktadır. "Aralarındaki işleri istişare" kavramı çok önemlidir. İstişare ; Fikir, alış-verişi, mekul ölçüler içerisinde kalarak eleştiride bulunmak ve çözüm yolu ortaya koymak demektir. İstişare konusu bir çok Ayet-i Kerim'de geçmektedir. Yalnız karşı tarafı kırmadan, dökmeden, yermeden, suçlamadan, büyüklük taslamadan, terbiye edasıyla değil, yumuşak bir dil kullanarak görüş ve eleştirileri ortaya koymak esastır.
Ali İmran Suresi 159. Ayet-i Kerime'sinde Cenab-ı Hâk; " Allah tarafından lutfedilen bir rahmet sâyesinde sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, insanlar etrafından dağılıp giderlerdi. Artık onları affet, onlar için Allah’tan bağışlanma dile. Karara bağlanacak işlerde onlarla istişâre et! Kesin kararını verince de, yalnız Allah’a güvenip dayan! Çünkü Allah, kendisine güvenip dayananları sever" buyurarak yumuşak davranmanın ehemmiyetini biz kullarına peygamberliğin örnekliğinde beyan ediyor.
. Burada görüş ve eleştirel bakış açısı sunabilmek için çok okumak, akuduğunu anlamak anladıklarını sosyal olaylarla harmanlayıp analiz etmek icap eder. Bizler ülke olarak maalesef az okuyan bir milletiz. 2023 yılı verilerine göre dünyada en çok kitap okuyan ülkeler listesinde 18. Sırada yer almaktayız.
İngiltere merkezli Dünya Kültürü Puan Endeksi'nden derlenen verilere göre, dünyada en çok kitap okunan ülke Hindistan olurken onu sırasıyla Tayland ve Çin takip ediyor. Hindistan'da haftada ortalama yaklaşık on saat kitap okunurken, Türkiye'de beş saat kitap okunmaktadır.
Tabi burada okumanın yanında anlama becerisi ne düzeyde olduğuna bakmak ve değerlendirmek ayrı bir bilim dalı olduğu gözden kaçmamalıdır. "Analitik okuma" diye bir tabir vardır. Peki nedir analitik okuma?
Üst düzey düşünme becerilerini kullanarak metni anlamak için farklı öğrenme alanlarındaki bilgileri çağırmak, uygun olanı seçmek,
karşılaştırmak, sorgulamalar yaparak kendi çıkarımına ulaşmaktır.
Analitik okuma becerisine sahip olmak için illa da akademisyen olmak gerekmez. Çok okumak ve okuduğunu anlamaya bağlıdır.
İyi bir eleştirmen eleştirdiği kişinin yazısına ve muhtevasına hakim olmalıdır. Din Sosyolojisi Profesörü Osman EYÜBOĞLU Hocamla sohbet ederken ilim ile bilimin eleştiriye açık olması gerektiğini belirtmiştir. Avrupalı araştırmacı ve yazarların bazıları ücretle eleştirmenler tuttuklarını, eserlerinin eleştirilerine çok önem verdiklerini ifade etmiştir.
. Günümüzün ünlü tefsircilerinden Prof. Dr. Mehmet OKUYAN bir sohbetinde, tefsir yazma çalışmaları esnasında kendisini yakinen takip eden bir okurunun kitaplarının bazılarını inceleyip bazı haklı eleştirilerde bulunduğunu, o eleştirilerden çok yararlandığını ifade etmişti. Olumlu ve yol gösterici eleştiriler aslında çok gereklidir. Yalnız biz toplum olarak eleştiri yaparken bağımsız eleştiri yapamıyoruz. Bazen siyasi görüşümüzü referans alarak, bazen tarikatımızı dikkate alarak, bazen menfaatimiz icabı, bazen de mezhep ve meşrebimize göre eleştiride bulunuyoruz. Karşı taraf bu sefer eleştirilerden ders alma yerine karşı atağa geçiyor, kendini savunmaya kalkıyor.. Bu döngü yıllarca devam edip gitmektedir. Onun için fikir ve zikir plânında her alanda olduğumuz gibi gelişmiş ülkelerin epeyce gerisinde kalmışızdır.
Ben deniz bu sayfamda yaklaşık iki seneden beri düşünce ve fikirlerimi paylaşmaya çalışıyorum. Lâkin umduğum derecede görüş ve eleştiri alamadığımı itiraf etmeliyim. Bu yazıyı da aslında bu serzenişimi itiraf etmek için yazmaya gayret ettiğimi ifade etmeliyim. Umarım beni yanlış anlamıyorsunuzdur. Bu arada yazılarımı zaman zaman okuyup görüş ve düşüncelerini aktaran, okuyup da geri dönüt yapmayan tüm dostlara selâm olsun. Selâm Hidayet üzere olanlaradır. Allah Teâlâ! "Huden Lil muttekiin" kullarından bizleri eylesin inşallah. Amiin.
20.06. 2024