FARKI FARK ETMEK

Mustafa Cemal TOMAR

FARKI FARK ETMEK

Farkı fark etmekle ilgili yaşanmış bir olayı anlatarak konuya girmek istiyorum.

Ünlü bir futbolcu karısını öldürmekle suçlanıyordu.

Futbolcu yakalanmıştı ama karısının cesedi ortada yoktu.

Duruşma Amerikan filmlerindeki gibiydi. Kucak dolusu parayla tuttuğu avukatı jüriyi ikna etmeye uğraşıyordu:

"Sayın jüri üyeleri, müvekkilimin suçsuz olduğuna yürekten inanıyorum.

Buna az sonra sizler de inanacaksınız. Birden 10'a kadar sayacağım ve müvekkilimin öldürdüğü iddia edilen karısı bu kapıdan içeri girecek... 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10..."

Bütün jüri üyeleri kapıya döndü; Fakat kimse girmedi içeri. Avukat bir savunma dâhisiydi. Son hamlesini yaptı: "

-"Bakın siz de kadının öldüğüne inanmıyorsunuz. Çünkü hepiniz, içeri girecek düşüncesiyle kapıya doğru baktınız. Kararı buna göre vermenizi talep ediyorum" dedi.

Ancak jüri, ünlü futbolcuyu suçlu buldu. Mahkeme çıkışında avukat, hâkime yaklaştı ve sordu: "10'a kadar saydığımda siz de herkes gibi kapıya doğru baktınız. Demek siz de, futbolcunun karısını öldürdüğü konusunda tam ikna olmadınız. Öyleyse neden böyle bir karara imza attınız?"dedi.

Hakim;

"Doğru" cevabını verdi. "Ben de herkes gibi kapıya baktım ama müvekkiliniz kapıya bakmıyordu" cevabını verdi..

Ne kadar da enteresan değil mi? Farkı fark etmek ne kadar da önemli. Suçlu ortaya çıktı, hak ettiği cezaya çarpıldı. Hakim uyanık olmasaydı, dahi olan avukatın savunmasından etkilenecekti, belki de suçluya beraat kararı verecekti. Müvekkilin pozisyonunu hemen yakaladı ve suçlu olduğunu ortaya çıkardı.

Bir başka bakış açısı örneği daha size;

Bakmakla görmek, âşık olmakla sevmek arasındaki fark nedir? Diye sormuşlar Mevlana'ya....

Cevaplamış; Senin baktığına herkes bakıyor; ama ya görebildiğini herkes görebiliyor mu? Herkes âşık olabiliyor; ama herkes senin gibi sevebiliyor mu?

Aralarındaki tek fark "sensin" demiş Mevlâna. Buna farkı fark etmek denir.

Seni özel kılan görebildiğini ve sevebildiğini bilmektir...

lk kez fark ettiginizi düsündüğünüz bir şeyi daha önce defalarca fark etmis de olabilirsiniz. ilk kez fark ettiginizi düsünmenize sebep daha oncekilerden ders almamiş olmanizdandir.

Bilmek mi, fark etmek mi?

Bilmekle fark etmek arasında ince bir çizgi vardır. Bilmek sadece bilmektir. fark etmek ise anlamak, bildiklerini anlamlandırmaktır. İnsan farkındalığın önemini anladıkça bilgiyi nasıl kullanabileceğini de anlıyor. Bildiğini farketmeyen insan o bilgiyi kullanamaz.

Yetenek için de aynı durum geçerlidir. Örneğin bir kişi keman çalmaya karşı büyük bir yeteneğe sahip olabilir ama eğer bu yeteneğini farketmediyse ölene dek bu özelliğini kullanamayacaktır. Dolayısıyla yeteneğini açığa çıkartamamış olacaktır. Çünkü farketmediğimiz bilgi ya da yetenek aslında bizim değildir. Buna da 'öksüz bilgi" diyoruz.

‘Farkındalık’ öksüz bilginin annesidir

Öksüz bilgi bir davranış bilimleri terimidir. Ortamda mevcut bulunan fakat henüz farkedilmemiş bilgiye öksüz bilgi denilir. Mesela bir odanın içinde olduğumuzu ve masanın üzerinde bir su şişesi olduğunu varsayalım. Onu görüyorsak fakat henüz onun varlığının farkına varamadıysak, o suyun mevcudiyeti bizim için bir öksüz bilgidir. Şişeyi her ne kadar görsek bile ancak farkettiğimiz takdirde içindeki suyu kullanabiliriz.

Ya da eskimiş cep telefonumuzu arabamızın takozu olarak kullanabileceğimizi farketmemiz de bir çeşit öksüz bilginin açığa çıkmasıdır! Herhangi bir bilgiyi farkedip kullanmaya başladığımız anda o bilgi artık bizim için öksüz bilgi olmaktan çıkar. Bununla birlikte bildiğini bilmeyen gençlik için de öksüz gençlik dersek çok yanılmış olmayız. Bu anlamda beynimizde "çok miktarda öksüz bilgi" vardır. Beyinlerimiz yoklayalım, yeteneklerimizi açığa çıkarmaya çalışalım.

Çünkü;

Kişi bildiğinin farkında değilse, o bilginin ona hiçbir faydası yoktur. Bu yüzden asıl mesele bilmek değil fark etmektir. Hayatımızda bildiğimiz fakat henüz farketmediğimiz pek çok öksüz bilgi mevcut.

Farkındalık modern yaşamın bir gerekliliğidir…

Farkındalığın sadece Tibet’te ya da Hindistan’da erişilmesi gereken bir makam olduğunu düşünmek modern yaşamı fazla küçümsemek olur. Çünkü farkındalık modern insanın da hayatında olması gereken ve hayatı daha iyi yaşamamızı sağlayan bir modern çağ ürünü haline gelmiştir.

Dünya kültürü geliştikçe farkındalığın da önemi her geçen gün daha çok artıyor. Konunun spritüel tarafını bir kenara bırakırsak, farkındalık günümüzde hayatı daha keyifli ve doygun yaşamak için gerekli bir modern insan kalifikasyonudur.

Bir başka açıdan farkındalık;

Farkındalık, aslında gaflet perdelerini yırtmaktır. Nazarı derinleştirmek ve tefekkürü kuvvetlendirmektir. Bizce farkındalığın en üst seviyesi “Allah’ı fark etmek”tir. Bu farkındalık ise, insanın farkını ortaya koymaktadır.

Farkındalık kelimesi aslında bizim kültürümüzün bir parçasıdır. Nasıl mı? İşte sizlere cevabı:

Günümüzde moda olmuş bir söz var, “farkındalık” veya “fark etmek” ya da “farkına varmak”. Aslında bu söz, yeni keşfedilmiş değildir. Bunun karşılığı ya da manası şuurla bakmak, bakıp görmek, gafletten uyanmak, mana-yı ismîden mana-yı harfîye geçmek gibi yabancı olmadığımız, bildiğimiz ifadelerdir.

Farkındalık, aslında gaflet perdelerini yırtmaktır. Nazarı derinleştirmek ve tefekkürü kuvvetlendirmektir. Bizce “farkındalık”ın en üst seviyesi “Allah’ı fark etmek”tir. Bu farkındalık ise, insanın farkını ortaya koymaktadır. Çünkü insanın en evvel fark etmesi gereken şey, Yüce Yaratıcısı olan Allah’tır. Ve Onun kâinattaki tecellisi olan isimlerini ve sıfatlarını ve şuûnâtını fark etmesidir. Sonra bizlere ihsan ettiği hadsiz nimetlerinin farkında olmaktır. Yani “Kimin merhametiyle böyle hakîmane idare olunuyorum? Kimin keremiyle böyle müşfikane terbiye olunuyorum? Nasıl birisinin lütuflarıyla böyle nazeninâne besleniyorum ve idare ediliyorum” bilmektir.

Evet, kâinatı insan için yaratan ve insanın hizmetine sunan Cenab-ı Hakk’ın insandan istediği, kendisini fark etmesidir. En büyük farkındalık işte budur.

Modernistler bu kavramı çok kullanıyorlar. Ben deniz de bu kavram üzerinde bir araştırma yapıp bir yazı yazayım dedim. Aslında farkındalıkla ilgili söylemek istediklerini bazılarını aktarabildim. Bir dahaki yazımda bu yazının devamını sağlayacağım inşallah. Farkı farketmemenin bize kestiği ağır faturaların neler olduğunu farkettirmeye çalışacağım. Selâm ve Dua ile...

14.07.2024

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.