FAİZ (RiBA)
Konumuzu bakara suresinin 275 ve 278 ayeti ile başlamak istiyorum..
Faiz yiyenler, kıyâmet günü kabirlerinden, başka türlü değil, ancak şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkacaklardır.
Bunun sebebi, “Alış-veriş de tıpkı faiz gibidir” demeleridir. Halbuki Allah, alış-verişi helâl, faizi haram kılmıştır. Her kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizcilikten vazgeçerse, önceden aldıkları kendisine aittir.
Artık onun hakkındaki kararı Allah verecektir. Kim de yeniden faizciliğe dönerse, işte onlar cehennemin yoldaşlarıdır ve orada ebedî kalacaklardır.(bakara 275)
Ey inananlar, Allah'tan korkun, eğer inanıyorsanız ribadan (henüz alınmayıp) geri kalan kısmı bırakın (almayın). (bakara 278)
Ayetlerin meali okuduktan sonra ilk önce kafamızı karıştıran banka kredi ve diğer açılan şirketlerin halk ile arasında ki, alış verişi ele almak daha iyi ve makbul buluyorum.
Bu iki madde yani banka ve diğer açılan şirketlerin ev ve araç gereç alişverişi şöyle açıklamak istiyorum;
Parayı parayla satmak:
Hz.Ayşe'nin(Ra)rivayet ettiğine göre Resûlullah (s.a.v)şöyle buyurmuştur:Bir kimse bir dirhemi iki durheme,bir dinarı iki Dinara satarsa,şöphesiz faiz işlemiş olur.Bunları yapmak için bir hileye başvurmuşsa yıne faiz yemiş ve Allah tealayı aldatmaya çalışarak onun ayetlerini alaya almış olur.(hadisi fırdevs-i Ekber adlı eserde de geçmektedir)
Cabbir bin Abdullahın(r.a)rivayet ettiğine göre,Resulullah (s.a.v) faizi yiyene,yedirene,yazıcısına ve şahidine lanet etmiştir.(Ebu Davut,tirmizi,ibni mace)
1-Madde : banka da araç veya ev için çekilen kredi faiz olduğunu bütün alimlerin kur an ve sünetle belirtmiş bir çizgidir.
Çünkü ortada herhangi bir madde veya mal bulunmadığı için para parayla ve altın altınla alım ve satıma faiz denir.eğer ortada bir mal bulunursa mesela malın fiyatı peşin 100bin TL.fakat vadeli olunca bu mal 150binTL .fiyat verdiğinizde faiz olmadığını bildirmişlerdir.
bu alım satım da her iki taraf da kar zararı göze alarak kabulenmiş oluyor.mesela bir koyunun peşin fiyatı 10bin fakat vadeli olursa 13bin diye fiyat caizdir.bu alış verişte kar zarar vardır yani alan ve satan kar veya zarar ile al ver rızasıyla kabulenmiştir.
Bankada çekilen para ister ismi faizsiz ister dosya parası ister kiredi diye nasıl bir isim koyarsanız koyun faizdir.ortalıkta dolaşan kredi kartları alış veriş kartıdır diye banka bir yekün yükleyip halkın kulanmasıyla helal olduğunu veya mecbur olduğunu diye kulanması Allahın Yasasını değiştirmekle olması büyük bir günah olduğunu bilmelidir...
Başka bir hadisi şerifte şöyle bildirmiştir:Allah indinde faiz yiyenin(günahtan yana)nasibi,bir kimsenin İslamiyet'e erdikten sonra işlediği otuz üç zinadan daha fazladır.
2- Madde : Şirkete başvurarak diyelim ki araç ihtiyacın veya ev ihtiyacın olduğunu bildirilerek o Şirket sana taksitle veya bir yekün para vaad ederek sen peşinat bu kadar para şirkete öde yada peşinatsız taksite bağlayarak 100bin TL. Vermek ister.
bu yekün vadeli olduğu için aracın veya evin fiyatı yüzbin tutarında olduğunu şirkete başvurarak şirketen vadeli yada taksitle yüzbin TL istediğinde bu şirket sana 100 bin ana para verecek fakat masrafı ile beraber 150 bin TL.
Tutarında bir hesap çıkarıp aylık 5binTL kadar para verirsin diye sözleşme yapılır bu faize geçmediğini ve caizdir.Çünkü ortada mal olduğundan dolayı İslam dininde caizdir...
Kur’ân-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde faiz kesin bir şekilde haram kılınmıştır. Faiz dinimizde büyük günahlardan sayılmıştır. Karşılıksız mal elde etme esâsına dayanan faiz/ribâ, zâhirde bazı insanlara faydalı gibi görünse de, hakikatte zor durumdaki insanların çâresizliğini istismâr etmekten başka bir işe yaramaz. Bu sebeple büyük bir kul hakkı ihlâlidir.
Dînî ve ahlâkî duyguları söndüren ve ekonominin içini kemiren habis bir urdur. Zenginin daha çok güçlenmesine, muhtâcın da daha çok ezilmesine sebep olur.
Böylece toplum kesimleri arasında derin uçurumlar meydana getirir. Hâlbuki iktisatçıların tâbiriyle ekonomik olarak en iyi seviyede bulunan toplum, enflasyon ve faiz oranlarını sıfırlayan toplumdur.
Kur’ân-ı Kerim’de, Allah ve Resûlü’nün faizle meşgul olanlara harb ilan ettiği bildirilmiştir. (Bakara, 278-279).
Karz (ödünç para) ve karzdan başka borçlar (düyûn) da tatbiki dahi böyledir. Şüphe yok ki lügatte bunun en uygun ismi riba, ziyade, artık olması gerekir. Buna faiz veya nemâ tabirinin kullanılması “Alım-satım ancak riba gibidir” ayetinin delaletiyle, alım-satım ve ticarete benzetilerek yalan bir kullanmadır.”
Bir şeyin nitelikleri değişmedikçe, adının değişmesi, hükmünün değişmesini gerektirmez. Böylece, ribanın hükümleri aynı hukuki özellikleri taşıyan faize de uygulanır. Bu, icare akdine, kira akdi demek gibidir ki, her ikisi de aynı anlama gelen sözlerdir
Halk arasında düğünlerde oynanan büyük bir faiz vardır.Şöyle ki; Çocuğun düğünü olduğunda milleti çağırıp düğünde para toplamaktadır adam başı bin veya iki bin on bin TL toplanıyor.
Sonra o atmış olan parayı bir yıl üzerinde geçtikten sonra, para atanın düğünü olunca onun düğününde 10 bin TL yerinde bir yıl geçmesi nedeniyle o da 11bin veya 15binTL atması mecburiyetinde kalır.işte bu faizdir.ister farkıyla atmasa bile, yınede made madeyle olduğu için faizdir haramdır.
Birevim bir şirkete baş vurarak araba alacağım dedim.adam bana nasıl bir araba alırsın dedi bende 350bin TL fiyatında bir araba alacağım dedim.O şirket bana bir hesap çıkardı.peşinatsız taksitle bana arabayı nerede alıyorsan oraya git ve arabanı fiyatını belirle adamın hesabına parayı yatırırım dedi.
fakat 350TL 36 Ay taksitle bağlandı 100bin TL farkıyla ödeme yapmak zorundadır.toplam ödiyeceğim yekün otuz altı ayda 450bin TL borcum olmuş oluyordu bu hesab tamamen caizdir.ćünkü ortada araç olduğu için bu parayı araç ile alım satım yaptığı için alım satım razı olduğu için helaldır.
ama o şirket doğrudan parayı bana verseydi faiz olurdu nedeni ise,bana bir yekün para vermiş olur ve bu parayı farksız olsun farklı olsun ödemek zorunda kalırdım böylelikle faiz işlemiş olacaktı..
Banka ve şirketler keşke halk ile alım satım yaptığında mesela kişi bankaya veya şirkete evim veya aracım yok para lazım olduğunu baş vurduğunda, banka veya şirket bir ev veya araç verip ondan alacağı parayı alsaydı çok makbul ve müslümanlığa layık olmakla beraber sevap kazanırlardı....
Abdullah bin mesudun rivayet ettiğine göre Resûlullah (s.a.v)şöyle buyurmuştur:(haram oluşu cihetiyle) faiz yetmiş üç kısımdır.Bunun en düşüğü kişinin annesiyle nikahlanması gibidir.(Dürretül nasihin kitabında)
Faiz yiyen,şahit olan,güz yuman aynı derecede anlaşılmaktadır.hadiste söylediği gibi annesiyle nikahlanması gibidir haram oluşu cihetiyle.yani faiz haram olduğunu biliyor yınede vazgeçmeyip o bataklığa kendini sokmakta olduğunu bildiriyor...
7 Büyük Günahtan Birisidir
Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"İnsanı helâke sürükleyen yedi şeyden sakınınız." Sahâbîler:
Yâ Resûlallah! Bu yedi şey nedir? diye sordular. Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu:
"Allah'a şirk koşmak, sihir ve büyü yapmak,haklı olarak öldürülen müstesna- Allah'ın öldürülmesini haram kıldığı bir insanı öldürmek, fâiz yemek, yetim malı yemek, düşmana hücum sırasında harpten kaçmak, evli olup hiçbir şeyden haberi olmayan namusuna düşkün müslüman kadınlara zina isnad etmek.(Buhârî, Vasâyâ 23, Tıb 48, Hudûd 44; Müslim, Îmân 145. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vesâyâ 10; Nesâî, Vesâyâ 12)
Bilâl-i Habeşî radıyallahu anh, Allah Rasûlüʼne güzel bir hurma götürür. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem ;
Bunu nereden buldun?» diye sorunca Bilâl radıyallahu anh da;
Bizde âdî hurma vardı. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem `in yemesi için ondan iki ölçek vererek bundan bir ölçek satın aldık.» der. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber llallahu aleyhi ve sellem;
Eyvah! Bu ribânın/fâizin ta kendisi, sakın öyle yapma! Şayet iyi hurma satın almak istersen elindekini ayrıca sat; sonra onun parasıyla iyi hurmayı satın al.» buyurur. (Müslim, Müsâkât, 96)
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz “Vedâ Hutbesi”ni îrâd ederken şöyle buyurmuştur:
Ashâbım! Kimin yanında bir emânet varsa, onu sâhibine versin! Fâizin her çeşidi kaldırılmıştır; ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz ne de zulme uğrayınız! Allâh’ın emriyle fâizcilik artık yasaktır.
Câhiliyeden kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz de Abdulmuttalib’in oğlu (amcam) Abbâs’ın fâizidir." (Bkz. Müslim, Hac, 147; Ebû Dâvûd, Menâsik, 56; İbn-i Mâce, Menâsik, 76, 84; Ahmed, V, 30; İbn-i Hişâm, IV, 275-276; Hamîdullâh, el-Vesâik, s. 360)
Hadîs-i şerîflerde şöyle buyrulur:
Kim bir kardeşinin işini yapmak için aracı olur, o da buna karşılık bir hediye verirse, hediyeyi kabul ettiği takdirde, fâiz kapılarından büyük bir kapıya girmiş olur.” (Ebû Dâvûd, Büyû, 82/3541)
Biriniz, kardeşine ödünç para verir de ödünç alan kimse, ona bir şey hediye ederse, kabûl etmesin. Veya bineğine bindirmek isterse ona binmesin. Ancak daha evvel aralarında hediyeleşme ve yardımlaşma cârî ise bu müstesnâ.” (İbn-i Mâce, Sadakât, 19)
Faizin En Şiddetlisi giybettir
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- diğer bir hadîs-i şerîflerinde:
Muhakkak ki ribânın (fâizin) en şiddetlisi, haksız yere bir müslümanın şerefine dil uzatmaktır.” buyurmuşlardır. (Ebû Dâvûd, Edeb, 35/4876)
Çünkü fâizde kişinin haksız yere malına tecâvüz vardır. Gıybette ise kişinin şeref ve haysiyetine saldırılır ve şahsiyeti rencide edilir.
Şu asır öyle bir kütü asırdır ki,Ne kadar kendini faizden kurursanda yınede onun kokusunu veya tozunu mutlaka alırsın.mesela telefon faturanda faiz var,elektrik faturasında faiz var,bu ürnekler gibi daha nice faizin insana bulaştığını görüyoruz.
Diyelim ki ekmeğin bittiğinde hemen komşusunda bir iki ekmek ver veya biraz çay ,şeker vs. Ver yarın getirdiğimden veririm bu tür al ver hepside faizin kokusu ve tozudur.
bazen bilmediğimiz çok şey alıp vermekle iyilik zanettiğimiz şey faiz (rüba) olduğunu hiç farkedemiyor ve günaha giriyoruz.Allah bizi gizli ve saklı her türlü faizden kurusun.
Faiz Yemeyen Kişi Kalmayacak!
Ebû Hüreyre (r.a)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v) söyle buyurmustur:
İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki faiz yemeyen hiç kimse kalmayacak! Kisi doğrudan yemese bile ona tozundan bulasacak.” (Ebû Dâvûd, Büyû, 3/3331. Ayrıca bkz. Nesâî, Büyû’, 2/4452; İbn-i Mâce Ticârât, 58)
Faiz Yiyenlerin Cehennemdeki Durumları şöyledir;
Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’e faiz yiyenlerin azabının bir kısmı rüyâsında gösterilmiştir. Allah’ın Rasûlü (s.a.v) bunu şöyle nakleder:
Yürüdük. Nihayet kandan bir nehire vardık. Nehrin içinde yüzen bir adam, kıyısında da yanına birçok taş yığmış bir başka adam vardı. Nehirdeki adam çıkmak isteyince, kıyıdaki onun ağzına bir taş atıyor ve onu yerine geri çeviriyordu.
Çıkmak için kenara her gelişinde aynı şeyi yapıyor ağzına bir taş atıyor, o da geri dönüyordu.” Rasûlullah (s.a.v) bu adamın neden böyle azap gördüğünü sorduğunda melekler onun faiz yiyen kimse olduğunu söylemişlerdir. (Buhârî, Ta‘bîr, 48)
Rasûlullah Efendimiz (s.a.v), faiz yiyenlerin âhiretteki cezalarını gösteren diğer bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyururlar:
Miraç gecesi, bir kısım insanlara uğradım ki, karınları evler gibi iri idi. Karınlarının içi yılanlarla doluydu ve bunlar dışardan görünüyordu. Ben:
Ey Cibrîl bunlar kimlerdir?» diye sordum.Bunlar faiz yiyenlerdir!» cevabını verdi.” (İbn-i Mâce, Ticârât, 58)
Borç Faiz Olur mu?
Birisi Abdullah bin Ömer -radıyallâhu anhümâ-’ya gelerek:
“–Ben bir adama borç verdim ve verdiğimden daha fazla vermesini şart koştum.” dedi. Abdullah -radıyallâhu anh-:
“–Bu, fâiz olur.” dedi. O şahıs:
“–Bana ne yapmamı emredersin?” deyince İbn-i Ömer Hazretleri şöyle dedi:
“–Borç vermek üç şekilde olur:
1. Allah rızâsı için borç verirsin. Allah senden râzı olur, sana sevap verir.
2. Arkadaşını râzı etmek için borç verirsin. O zaman da arkadaşın senden hoşnut olur.
3. Helâl malınla haram mal almak için borç verirsin ki, bu da fâiz olur.” (Yâni borç verdiğin kimseden malını ziyâdesiyle isteyerek fâiz almış, böylece helâl malına haram karıştırmış ve onu kirletmiş olursun.)
O zât tekrar:O hâlde, bana ne yapmamı emredersin?” dediğinde Abdullah -radıyallâhu anh- şöyle cevap verdi:
(Fazlasıyla verme şartını yazdığın) sayfayı yırtmanı (yâni o fâiz şartını iptal etmeni) tavsiye ediyorum. Sana, verdiğin kadar öderse onu kabul et.
Senin verdiğinden daha az getirirse, onu kabul ettiğin takdirde ecir ve sevap kazanırsın. Eğer sen istemeden kendi isteğiyle verdiğinden daha fazlasını getirirse bu da sana bir teşekkür olur. Ona mühlet tanımanın ecrini ve sevâbını da ayrıca alırsın.” (Muvatta, Büyû, 92)
Son sözlerimi bitirmeden önce,
Kişinin verdiği bir yekün borç (yani elinden tutuğu bir miktar para tekrar vermek şartıyla) geçikmesiyle vermediği sürece verdiği tarihten diyelimki 2023 tarihinde vermiş.
O tarihte şeker torbası 5TL.olduğunu belirterek şimdiki tarih ise 2024 ve şeker torbası 10TL piyasada olduğunu diye hesapliyarak faize girmiş olur.
Eğer bir yekün para borç verip yani 50TL verip vadeli olarak bu eli TL yi bir mal üzerine hesaplayıp verdiyse, bu mal gelecek seneye diyelim ki, 150TL değerinde fiyat bulduysa faize girmez ve caizdir.Dikat !!! Edin madde madeyle alış veriş yapmak haramdır faizdir.
Not: Acil bir yekün para lazım olduğundan ve birinden bir yekün elden alıp tekrar vermesi Allah rızası kazanır ve sevabtır. Bu yardımlaşma şöphesiz caizdir. DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR...
(MEHMED SIDDIK ALADAĞ)