Peygamber (sav) şöyle buyuruyor;
“Canımı gücü ve kudretiyle elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, ya iyilikleri emreder ve kötülüklerden nehyedersiniz, ya da Allah kendi katından yakın zamanda üzerinize bir azab gönderir. Sonra Allah’a yalvarıp dua edersiniz ama duanız kabul edilmez.” (Tirmizî, Fiten 9)
Yaşadığımız şu zamanda kötülükleri yapan, gören, duyanlardan en az biriyiz… En başta bir Müslüman olarak kötülüklere karşı nasıl tepki göstermemiz gerektiğine işaret eden bir Hadis okuduk. Bir eğitimci, Psikolojik Danışman olarak insanların iyi yetişmesi, doğru, güzel olan davranışları kazanması için gayret ediyoruz. Ancak bazı zamanlar o kadar karamsar oluyorum ki kötülüğün yanında iyiliğin durumu uçak ile kaplumbağa misali oluyor gözümde. Bir yanda iyi niyetle gayret edip iyiliği çoğaltma gayreti verenler diğer yanda kötülüğü, çirkinliği kullanıp menfaat elde edenler…
Bu girişten sonra Hadis’i koyma sebebimi açıklayıp konuya girelim. Çevremde gördüğüm, okuduğum, anladığım ters, kaba, çirkin, zalimce işlere hayret ediyorum. Bundan dolayı diyorum ki ‘evvela kendi nefsimi ve ailemi muhafaza edeyim.’ Ancak dinimiz -biz faydalı olamadığını düşünsek de- tebliği, uyarmayı, iyiliği emredip kötülükten sakındırmayı daima emrediyor. Ben, insanların nasihat, uyarıya karşı lakayt kaldığını çok tecrübe ettim bu da beni aileme ve kendime çevirdi. Ancak yine de bu Hadis’i okuduğumda fayda vermiyor olsa da uyarmaya, anlatmaya, duyurmaya devam etmem lazım diyorum. Takdir Allah’ın.
Evimde tv olmadığından dolayı başka evlere gittiğim zaman ister istemez birkaç dakika da olsa izlediğim zaman adeta çarpılıyorum. Ahlaki erozyon her geçen gün hızını artırıyor. Yine bu yazıya sebep de böyle bir yaşantı. Denk gelip izlediğim birkaç dakikalık bir dizi kesiti yine beni karamsarlığa itti. Yıllarını varoluş çilesini idrak etmeye, anlamaya ve anlatmaya sarf eden Üstad Necip Fazıl bugün yaşasaydı çilesinin adı ‘ahlak ve nesil’ olurdu.
Namaz, Kur’an okuma vs. ibadetleri düzenli yapan Müslümanların dahi bu işleri bitirince o zalim, hedonist merkezli dizileri genç kızı, oğlu ile izlemesi başımızı taşlara vuracak bir durum. Diziler televizyonda kaç kişi tarafından izleniyor bilmiyorum ancak internet üzerinden izlenme sayılarını vermek istiyorum. Çıplaklık, erotizm(cinsellik), hedonizm (zevkçilik), rahat kız-erkek ilişkilerinin ortak olduğu en popüler dizilerin ne kadar zamanda ne kadar izlendiği durumunu paylaşıyorum. Bu rakamların ekseri gençlerin oluşturduğunu da unutmayalım. Çünkü yetişkinler daha çok tv’yi gençler ise interneti tercih ediyorlar.
Kaderimin oyunu (star tv )2 . bölüm, 2 gün önce, 2,6 milyon kişi
Kardeşlerim (atv) 32. Bölüm, 1 gün önce, 4,4 milyon kişi
Camdaki kız (kanal d) 23. Bölüm, 3 gün önce, 3,3 milyon kişi
Aziz (Show tv) 6. Bölüm 2 gün önce, 1,2 milyon kişi
Rakamlar gerçekten çok yüksek.
Anlamadığımız ya da anlamak istemediğimiz şey şu: Biz istiyoruz ki anne baba olarak kızımız-oğlumuzla bu dizileri izleyelim ama onlar bundan etkilenmesin, benim istediğim gibi tesettüre girsin, harama bakmasın, zinaya bulaşmasın, kızımın erkek, oğlumun kız arkadaşı olmasın, gayrimeşru ilişkileri olmasın. Durum öyle değil maalesef. Liseye, üniversiteye giden kızın-oğlun izlediklerini modelliyor, hayalini kuruyor. Sen de kendini tatmin ediyor, saf düşüncelerle evladından melek olmasını bekliyorsun ey zavallı anne-baba!
Makyajın, şehvet gıdıklayan çıplak giyimin, başıboş özgür iradenin, hazza taparcasına bağlanmanın, sıfır sorumluluğun kutsandığı, gösterildiği dizilere çocukları gençleri kurban etmeyin! Kırk dakika okul sırasında zorla tuttuğumuz öğrenciler 2 gün içinde 4,4 milyon defa dizi izliyorlar. Uçak ve kaplumbağa benzetmemdeki sebep budur işte!
Ya hayatı ciddiye alıp çocuklara gençlere adam gibi örnek olacağız ya da sınırsız zevk, sıfır sorumluluk diyen hedonizmin kölesi olacağız. Kural tanımayan şehvetin, nikahsız ilişkilerin, çıplaklığın gözümüze sokulduğu dizilere, filmlere, programlara paydos diyelim. Ey anne ve baba önce kendinden başla! Sonra evladına sahip çık.
Allah’ım sen şahid ol. Peygamber’in (sav) uyarısını yerine getirmiş olmayı bana nasip eyle!