İslam'a özellikle kadın üzerinden yöneltilen saldırıların temelinde yer alan hadislerden birisi de budur. Önce hadisi getirelim. Sonra üzerinde konuşalım:
وروي عن أبي هريرة - رضي الله عنه - أنه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: «يقطع الصلاة المرأة والحمار والكلب،
Ebu Hureyre radiyallahu anhu rivayet eder, Peygamber sallallahu aleyhi ve selem şöyle buyurur: "Namaz kılan bir adamın önünden eşek, (kara) köpek ve kadın geçerse namazı bozulur" (Buhari 8/102; Hanbel 4/86)
Hadise baktığımızda kadını eşek ve köpekle bir, yani aynı seviyeye getirdiği gibi eşek, köpek ve kadının namazın önünden geçmesinin neden bozacağı ile de ilgili bir illet, bilgi gözükmemektedir.
Genelde hadis alimlerimiz isnada bakıp, metin açısından tahkik etmediğinden böyle sıkıntıyla karşılaşmaktayız. Halbuki aynı şekilde kadın namaz kılarken erkek önünden geçerse, kadının da namazının bozulması gerekir.
Sonuçta burada anlaşılan namaz kılan birisinin önünden kadın geçtiğinde kalbinde o kadına karşı bir temayül oluşabilir, dikkati dağılabilir veya namazdan kopabilir mantığı oluşturulduğunda, aynı şeyin namaz kılan bir kadının da başına gelebileceği kıyasen anlaşılmaktadır.
Fakat burada kadının yanında köpek ve eşeğin zikredilmesi hem konuyla alası olmadığı gibi, hem de kadını onlarla aynı seviyeye getirmektedir. Bu durum Kur'anın genel hitabına aykırı olduğu gibi, Kur'an emir ve nehiyler konusunda cinsiyet ayırımı yapmamıştır.
HZ. AYŞE'NİN HADİSE İTİRAZI
“Bizi yine eşeklere ve köpeklere benzettiniz.
Vallahi, ben Resulullah aleyhissalâtu vesselâmı kıblesiyle arasında yatakta yatar olduğum halde namaz kılarken gördüm. Benim için ihtiyaç hâsıl olunca oturup onu rahatsız etmek istemezdim (yatağın) ayak tarafından sıyrılıp çıkardım.”
(Buharî, Salât 99, 102, 105, 108; Muslim, Salât 269-271)
Başka bir rivayette de şöyle demiştir:
“Âişe’nin yanında namazı bozan şeylerden köpek, eşek ve kadın zikredildiğinde şöyle demişti:
Bizi eşek ve köpekle bir tutmakla ne kötü bir iş yaptınız!
Yemin olsun ben bilirim ki, Resulullah namaz kılarken onunla kıblesi arasında yatmış olurdum da, secde etmek istediğimde ayaklarıma dokunurdu, ben de onları çekerdim.”
(Buhari, Salât 108; Müslim, Salât 269-271; Ebu Davud, Salât, 111; Nesâi, Kıble, 10)
İmam Nevevi Sahihi Müslim şerhinde İmam Malik, Ebu Hanife ve İmam Şafii gibi mezhep imamları da dâhil olmak üzere âlimlerin çoğunluğu (cumhûr-u ulemâ), yukarıda sayılan ve sayılmayan şeylerin namaz kılanın önünden geçmesi ile namazın bozulmayacağını söylemekdedir.
(İmam Nevevi, Sahîhu Müslim bi Şerhi’n-Nevevî, c: 4, s: 227)
Çünkü Hz. Âişe'den mervi hadis Resûlullah (s.a.) namaz kılarken, kendisinin Resûlullah'ın önünde yattığı fakat Resûlullah (s.a.)'in yine de namaza devam ettiği zikrediliyor. Ayrıca Hz. Ayşe ve İbni Abbas sahebenin fakihlerindendir.
Bu da fakihlerin hadisi metin kriterine vurduğunu yani hadisçilerin tabiriyle (buna selefi kardeşlerimiz itiraz ederler) akıl ile düşünerek kabul etmediklerini anlıyoruz. Hadisteki isnat sahih olsa da fakihler metin kriteriyle genelde olayı yorumlarlar.
NOT: Buhari de hadis konusunda pek tatmin olmadığından hadisi hz. Ayşe'nin sözü ile birlikte veriyor. Bu uslub da özellikle üzerinde düşünülmesi gerekir. Buhari, Setretul Muselli, Bab 15, h. no: 492, Buhari, 8, 105)
HADİSİ KABUL EDENLERİN GÖRÜŞLERİ
Bazıları ise kadının, köpeğin ve eşeğin geçmesiyle namazın bozulacağını iddia etmişlerdir.
Hadis konusunda tartışmaya bile yanaşmayanlar tabiî ki ehli hadistir. Ehli hadis bu konuda;
1. Hadis sahih bu nedenle olduğu gibi kabul ederiz. (Ehli hadis için önemli olan isnattır. Metin tenkidi görevi fakihlerindir)
2. Hadisi eleştirenleri akılcı olmakla suçlamaktadırlar.
3. Eşek ve köpek için şeytan olduğu ile ilgili rivayetlere dayanarak bunların zikredilmesinin nedenin şeytan olduğunu söylemektedirler.
KADINLARIN NAMAZIN ÖNÜNDEN GEÇMESİNDEN DOLAYI NAMAZIN BOZULMAYACAĞINI BELİRTEN HADİSLER
İbn Abbâs'dan: demiştir ki: Dişi bir merkebe binerek geldim. Ben o zaman ergenlik çağına yaklaşmıştım. Peygamber (s.a.) Minâ'da cemaatle namaz kılıyordu. Saffın birinin önünden (eşekle) geçtim ve indikten sonra otlasın diye onu salıverdim. Kendim de safa girdim. Bunu kimse kötü karşılamadı.(Buhârî, ilim 18; salât 90; ezan 161; sayd 25; Müslim, salat 254, 255; Nesâî, kıble 7; İbn Mace, ikâme 38; Muvatta, sefer 38; Ahmed b. Hanbel, I, 264 - 342; II, 149.)
Mâlik dedi ki: "Ben bu hadiste namaza durulduğu zaman (imamın önünden değil de) saflar arasından geçilmesinde bir ruhsat görüyorum. " (Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/91.)
Bu hadisler (sahabe ve tabiin sözleri) bize baştaki hadisin sıkıntılı olduğunu göstermektedir. Bu sıkıntıyı da hadisçilerin aslında çözmesi gerekir.
İbni Abbas'tan rivayet edilen başka bir hadis de sanırım olaya nasıl bakmamız gerektiğini göstermesi açısından bize yol göstermektedir:
Ebu's-Sahbâ'dan; demiştir ki: Biz İbn Abbâs'ın yanında namazı bozan şeylerden bahsediyorduk. îbn Abbâs (şöyle) dedi: "Ben ve Abdu'IMuttalib oğullarından bir çocuk eşek üzerinde olduğumuz halde namaz kılmakta olan Peygamber (s.a.)e (önünden geçerek) geldik. Sonra o da ben de eşekten inip eşeği safların önüne salıverdik. (Bunu gören Peygamber) hiç aldırış etmedi. Ve (yine) Abdulmuttalib oğullarından iki kız gelerek safların arasına girdiler. Bunu da mühimsemedi. (Nesâî, kıble 7; Tirmizî, salât 135., Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/93.)
Peygamberimizin eşi Meymuna şöyle demiştir: "Resulullah, ben karşısında iken ve hayızlı olduğum halde namaz kılardı. Bazen de secdeye vardığı zaman elbisesi bana değerdi." (İbni Mace, İkame 40, h. 958, Buhari Salat, 107, Muslim Salat 51, hadis No: 273
İbni Abbas'ın bu rivayeti de konunun o dönemde de ciddi bir şekilde tartışıldığı, fakat onun bu hadis konusunda süküt edip kendi yaşadığı olayı zikretmesi ve bu olayda Peygamber'in süküt etmesinin de bir hadis olduğu (efal) gösterir. Genelde fukaha da İbni Abbasın görüşünü tercih etmiştir.
Ahmed bin Hanbel ise hadis konusunda özellikle bundan çıkaracağı fıkıhi hüküm konusunda tereddütlerini beyan etmektedir: İmam Ahmed b. Hanbel de, "Kara köpek geçerse namazı bozar. Ama eşek ve kadın hakkında içimde biraz şüphe var" demiştir. (Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/93-94.)
Bazı rivayetlerde ise namaz kılanın önünden geçen kadının hayızlı kadın olduğu belirtilmiştir. (Ahmed bin Hanbel’in Müsned 6-154;1-347)
HULASA
Hadisin isnadı konusunda bir itiraz en azından benim bildiğim kadarıyla yok. Fakat hadisin metin kriteri açısından sıkıntılı olduğunu bizzat Hz. Ayşe'nin ve İbni Abbas'ın sözleriyle teyit etmiş olduk. Ardından fukaha'nın bu hadisle amel etmemesi de hadisin metin kriteri açısından tenkit edildiğini gösterdiği gibi, fıkhında hadisleri öne çıkaran Ahmed b. Hanbel'in tereddütleri durumu göstermektedir.
Kaldı ki Hz. Ayşe'den rivayet edilen diğer hadislerde onun Peygamberin namaz kılar önünden geçtiği ve İbni Abbas'ın rivayetleri hadisi sıkıntılı duruma sokmaktadır.
Bende selef alimlerine uyarak buraya kadar yorum yapıyor, ardından tevekküf ediyorum.
YANLIŞ TERCÜMELER
Hadisi genelde tüm tercümelerde namazın bozulması olarak çevirmişlerdir. Halbuki burada يقطع الصلاة ifadesi geçiyor. yani bu kelime bozmak anlamında değil de namazı kesmek anlamına geliyor. Bence namazın önünde geçen bu kişiler namazı bozma yerine namazdaki kişinin dikkatini dağıtıyor diye böylece kişinin namazı yani huşusu kesintiye uğramış oluyor. Demek ki o dönemdeki bedevilerin dikkatini bu tür şeyler dağıtıyordu. Günümüzde dikkat dağıtan başka unsurlar da var. O halde kıyas yaparsak namazda dikkatimizi dağıtan her unsur namazımızı kesintiye uğratmaktadır. Mümkün oldukça bu tür dikkat dağıtıcı unsurlardan uzaklaşmalıyız.
NETİCE OLARAK
Hadisin isnadı ile ilgili benim bildiğim kadarıyla kimsenin ciddi bir eleştirisi yok. Fakat hadisin metni konusunda hz. Ayşe başta olmak üzere bir eleştiri olmuş, Ahmed b. Hanbel bile (hadise yapışma konusunda en hassa imam olduğundan) tereddütle karşılamıştır.
Hadisin getirdiği fıkhi hüküm konusunda, yani namaz kılarken kimler kılanın önünden geçerse bozulur konusundaki fıkhi hükümleri yukarda zikrettik. Bu konuda alimler genellikle bu hadise göre hüküm vermemişlerdir. Bu da hadisin metin tenkidi konusunda bir zaafına işaret eder.
Fakat bütün bunlara rağmen, yani metin tenkiti konusunda da sorun olmazsa da hadisle ilgili günümüzde (hz. Ayşe zamanında da) en büyük eleştiri kadının eşek ve köpekle birlikte zikredilmesidir. Yani burada kadının eşek ve köpek seviyesinde getirdiği ile ilgili bir algı oluşmaktadır.
Dikkat edilirse hz. Ayşe’nin eleştirisi de bu nokta üzerinde yoğunlaşmıştır. Yani muhataplarına kadını aşağılayan böyle bir ifadeden dolayı eleştirmiş ve bizzat kendisinin Resulullah (sav) yaşadıklarını örnek göstererek hadisin metin olarak yanlış olduğunu ortaya koymaya çalışmıştır. Hadis’te “yine biz kadınlar “ ifadesini kullanan hz. Ayşe, kadınlara yönelik hadis üzerinden yapılan küçültme ve aşağılama rivayetlerinin tümüne yönelik bir eleştirisi gözükmektedir. Bu hadislerden birisini daha birkaç gün önce işlemiştik. (uğursuzlukla ilgili hadis)
HAŞİYE ????
İBNİ HACERİN FETHUL BARİDEKİ YORUMU
(Başkası Tarafından Yapılan Bir Fiil, Namaz Kılanın Namazını Bozmaz Görüşünde Olanlar): Bu hadisle amel edip etmeme konusunda âlimler farklı yorumlar yapmışlardır. Tahâvî ve daha başka âlimlere göre, Ebu Zerr'den nakledilen hadis ile buna benzer diğer rivayetler, Hz. Âişe hadisi vb. ile neshedilmiştir. Ancak, neshin iki olayın zamanının bilinmesi ve iki olayı uzlaştırmanın mümkün olmaması durumunda gerçekleştiği söylenerek bu görüşe itiraz edilmiştir. Zaman bakımından meseleye baktığımız zaman, olayların tarihinin saptanması imkansızdır. İki olayı uzlaştırmak ise mümkündür. İmam Şafiî ve diğer âlimler, Ebu Zerr hadisinde geçen namazı kat' etme ifadesini, namazı bozmak olarak değil de, namazdaki huşûu azaltmak olarak tevil etmiştir. Nitekim bu rivayetin râvîsinin köpeğin siyah ile takyid edilmesini sorması ve ona siyah köpeğin şeytan olduğu şeklinden cevap verilmesi de bunu destekler. Malum olduğu üzere, şeytanın namaz kılanın önünden geçmesi, namazı bozmaz. Nitekim bu konuda "Sahih-i Buhârî'de "Namaz için kamet getirildiği zaman şeytan döner gider, ka-met bitince kişi ile nefsi arasına girer." hadisi gelecektir. "Namazda Bir Şey Yapmak" başlığı altında ise, "Şeytan karşıma çıktı ve bana saldırdı" hadisi nakledilecektir. Nesâî ise Hz. Aişe'den Allah Resûîü'nün şöyle dedi¬ğini nakletmiştîr: "Onu yakaladım, yere yatırıp boğdum." Bu hadiste şeytanın Hz. Peygamberin namazını bozmak için geldiği söylenemez. Bize göre İmam Müslim'in rivayeti, namazın neden bozulduğunu açıklamaktadır. Buna göre şeytan, bir ateş parçasını getirip Allah Resûîü'nün yüzüne vurmak istemiştir. Sadece namaz kılanın önünden geçmek ile onun namazı bozulmaz.
Bazılarına göre Ebu Zerr hadisi tercih edilir. Çünkü Hz. Âişe hadisi ibaha bildirmektedir.
Bu yorumlar, iki hadisin birbirine zıt olduğu esasına dayanır. Oysa iki riva¬yeti uzlaştırmak mümkündür. Kısaca bu rivayetler arasında herhangi bir çelişki yoktur.
Ahmed İbn Hanbel şöyle demiştir: "Namaz kılanın önünden siyah köpeğin geçmesi, namazı bozar. Merkebin veya kadının geçmesi ise tartışmalıdır." İbn Dakîku'l-'îyd onun bu sözünü şu şekilde izah etmiştir: "Ahmed İbn Hanbel siyah köpeğin namazı bozduğunu gösteren hadislere aykırı bir hadis bulamamıştır. Ancak Mina'da merkebinin üzerinde namaz kılanların önünden geçen İbn Ab-bâs'tan nakledilen hadis, merkebin namazı bozacağına dair hadisle çelişir. Aynı şekilde bu konuda zikredilen Hz. Aişe hadisi de kadının namaz kılanın önünden geçmesinin namazı bozacağı hükmü ile çelişir."
(Ona karşı oturup, Allah Resûlü'nü rahatsız etmek iste¬mezdim): Hadisin bu kısmı, oturan kadının, uyuyan kadından daha fazla namaz kılanın huşû'unu bozduğuna delil olarak getirilmiştir. Öyle anlaşılıyor ki, namaz kılanın zihninin dağılması, karşısındakinin hareket edip etmemesine bağlıdır. Buna göre, namaz kılanın önünden geçmek, daha çok namaz kılanın zihnini dağıtır. Hz. Aişe (bir rivayette) şöyle demiştir: "Ayağa kalkıp Hz. Peygamber'in önünden geçmekten hoşlanmazdım. Bu yüzden sessizce kayarak yataktan ayrılırdım." Anlaşılan o ki, Hz. Âişe, sadece önünden geçme anında değil, her ne surette olursa olsun, kadının namazı bozmayacağı görüşündedir.
Yine de bazıları, buna rağmen bu hadisin delil olarak kullanılmasına birkaç yönden itiraz etmiştir:
a) Kadının namazı bozması, namaz kılanın zihnini dağıtmasına yol açacak durumların meydana gelmesinden dolayıdır. Hz. Âişe, o dönemde evlerde lamba olmadığını ifade etmiştir. Böylece illetin ortadan kalkmasıyla birlikte ma'lûl da ortadan kalkar. Bir başka ifade ile, namaz kılanın zihnini dağıtacak durum söz konusu olmayınca, bu durumla ilgili olarak verilmiş hüküm de söz konusu olmaz.
b) Ebu Zerr hadisinde kadın, mutlak olarak zikredilmiştir. Hz. Âişe hadisinde ise zevce vasfı ile mukayyed olarak geçmektedir. Bu durumda mutlak mukay-yede hamledilir ve şöyle denir: Namaz kılanın önünden kadının geçmesinin namazı bozması, fitneye düşme endişesi yüzünden yabancı kadınlarla takyit edilmiştir. Eğer namaz kılanın önünden geçen eşi olursa, bu durum namazı bozmaz. Çünkü eşi, zaten kendisinindir.
c) Hz. Aişe hadisinde anlatılan olay, bir takım ihtimallere açıktır. Ebu Zerr hadisinde ise, başka bir ihtima! düşünülemez. Çünkü bu hadis, genei teşrî' sadedinde, yani herkese hitap eden dînî bir hüküm açıklanırken söylenmiştir. Nitekim İbn Battal bu durumu şu şekilde izah etmiştir: "Hz. Peygamberin. Hz. Aişe'ye doğru namaz kılması ona özgü bir durumdur. Çünkü hiç kimse onun gibi nefsine hakim olamaz." Hanbelî âlimlerinden biri şöyle der: "Ebu Zerr hadisi ile onunla aynı manayı ifade eden sahih hadisler, sarih olmayan veya sarih olup da sahih olmayan bir takım rivayetlerle çelişmektedir. Bu du¬rumda, sarih olan Ebu Zerr hadisi ile amel etmekten vazgeçilemez. Yani çeşitli ihtimallere açık olan Hz. Aişe hadisi ve onu destekleyen diğer hadislerle amel edilmez. Namaz kılanın önünden geçen ile kıble ve onun arasında uyuyan kimse arasındaki fark şudur: Namaz kılanın önünden geçmek haramdır. Uyuyarak ya da başka şekilde onun önünde durmak ise haram değildir. Buna göre, kadının namaz kılanın önünden geçmesi namazı bozarken, önünde hareketsiz durması ise namazı bozmaz."