4 yıl önce başparmağında sızı başladığını belirten Ergezen, "Tırnak düşmesi sandım çok üstünde durmadım ama zaman geçip iyileşmeyince doktora göründüm ve Buerger hastası olduğumu öğrendim. Tedavide başparmağım alındı, şiddetli ağrılarım kesildi ben de her şey yoluna girdi zannettim. Sigaraya devam ettim. Ayağımda ufak çaplı yaralar oluşmaya başladı ama en üstünde durmadım. Maçlar, kamplar vardı. Aktif sporu bıraktım ama antrenörlüğe devam ediyorum. Öğrencilerimi bırakamadım ve sağlığımı aksattım. Son olarak ayağımın üstünde bir yara oluştu. Çeşitli tedaviler gördüm ama bir türlü iyileşmedi. Ayağımı kaybetme riskim oluştu bu sefer. O dönemde çare ararken Prof. Dr. Yusuf Kalko’nun adına rastladım. Bu sefer zaman kaybetmedim ve hemen iletişime geçtim. Durumu değerlendirdikten sonra ameliyat kararı verdi. Ameliyatta ayağımın ufak bir bölümü alındı ve ağrılarım kesildi. Şimdi hiçbir şeyim yok ve antrenörlüğe kaldığı yerden devam edeceğim. Allah Yusuf hocadan razı olsun. Bundan sonra sigaraya karşı savaş inanılmaz bir savaş vereceğim” dedi.
Prof. Dr. Yusuf Kalko, Buerger hastalığının orta ve küçük çaplı atar ve toplardamarların sigaraya bağlı tıkanmasıyla oluşan ciddi bir sorun oludğunu belirterek, "Damarlar, iltihaplı bir pıhtıyla tıkanır ve parmaklara giden kan akımı azalır. Zamanla parmakları, elleri, ayakları, bacakları etkisi altına alır ve iyileşmeyen yaralar oluşur. Enfeksiyona bağlı bu derin yaralar, sigara bırakılmazsa kangrene dönüşür ve uzuv kaybına yol açar. Hastaların dörtte birinden fazlasında ayak ya da bacak kesilme aşamasına gelir. Ağacın dallarını budar gibi el ve ayaklardaki organlar budanmaya başlar. Sorun, 20-40 yaş arasında kendini gösterir ama günümüzde 16-17 yaşına kadar düştü. Kapalı ortamda yoğun sigara dumanına maruz kalan ve pasif içici olarak adlandırdığımız kişiler de tehlike altında. Çünkü bu rahatsızlık aslında bir sigara alerjisi. Herkeste görülmez ancak alerjik yatkınlığınız varsa dumanı rahatsızlığı ortaya çıkarır. Bu hastalık, ayaklarda daha sık görülmekle beraber ellerde de ortaya çıkar. Kılcal damarları tuttuğu için tırnaklarda genelde iyileşmeyen yara ve enfeksiyonlar oluşur. Yaralar büyüdükçe enfeksiyon ve morarmalar gelişir. Hastaların büyük bölümünde üşüme ve uyuşma hissi gelişir. Çoğu zaman parmaklar kıpkırmızı ancak buz gibidir. Yürümeyle başlayan ağrılar, zamanla kalıcı hale gelir, hasta istirahatte iken bile dayanılmaz ağrılar çeker. Tedavinin en önemli adımı, sigarayı bırakmak. Sigarayı bırakanlarda doku ve uzvun kesilmesi riski düşer. Aksi takdirde yaralar geçmez, tekrar açılır ve çok sayıda kesilme gerekebilir. Bu hastalığa sahip çok az sayıda hastada damarlar, bypass cerrahisi için uygun. Çoğu tedavilere cevap vermez ve uzuv kesilir. Minimal İnvaziv Damar Cerrahisini uygun Buerger hastalarına da yapıyoruz. Lokal anestezi ve minik kesilerle sorunlu bölgeye müdahale ederek bypass yapıyoruz. Ortalama 1-2 saatte tamamlanan ameliyatın ardından hastayı normal odaya alıyoruz. Ertesi gün yürütüyoruz, iki gün içinde de taburcu ediyoruz. Bir miktar uzuv kaybı olabilir ancak kangrene dönüşmüş ayakları kurtarabiliriz. Aslında literatüre baktığınızda, bypass şansı bu hastalarda yüzde 1 ama bu oranı yüzde 10’lara çıkarıyoruz. Tedavi sonrası sigara kullanımı devam ederse, aradan geçen süre fark etmeksizin, hastalığı mutlaka geri getirir” dedi.