Şimdilik onun için kullanacağım en hafif kelime bu. Şarlatan diyecektim ama henüz erken; o hakkımı saklı tutuyorum. Ben tıptan anlar mıyım? Anlamam. Kulaktan duyma, doktor dostlarımla sohbetten, merak edip netten araştırabildiğim kadar. Öyleyse ne konuşuyorum? Tıptan anlamam ama adamdan anlarım. Hele çürüğünü ilk iki cümlesinden seçerim. Saçı sakalı boşuna ağartmadım. Nerelerden geçip geldiğimi bilen bilir.
Zavallı bir muhabir -sanırım sağlık bakanını sıkıştırmak amacıyla- bakana sordu bunu. O da çok net yanıtladı.
1- Bu kişi çalışmasını bakanlığın ve Bilim Kurulunun bilgisi dahilinde yapmadığı gibi, kendisine sorulmasına rağmen bilgi de vermedi.
2- Önerdiği ilaç bir firmanın bilinen kullanılan, patentli ilacı; Türkiye'de de ruhsatlı.
Bu adam; 'koronaya çare ilaç' anonsuyla ' laboratuarına kapandı. Geceli gündüzlü 'ekibiyle birlikte' çalıştığı yönünde reklamı yapıldı. 23 Nisanda ilacı açıklayacağını 'açıkladı'. Sonra birdenbire, 'hayat memat meselesi, beklemek olmaz' diye ilacı açıkladı. Ne oldu da bunlar oldu? İşte bütün bunlar benim, bu şahsın sağlam pabuç olmadığına karar vermem için yeterli
Sorulacak çok soru var da ben bir kaçıyla yetineyim. O ilaç firması sponsorun mu? İçeri kapanmalar, 23 Nisana randevu vermeler PR çalışması mı? Bu olayı alayı vala ile ekranlara taşıyan TV ler de bu işin içinde mi? Bir hafta önce isim açıklamanın sebebi firmanın ' o kadar beklemeye gerek yok, zaman kaybetmeyelim' baskısı mı?
Ben cevapları biliyorum da herkes de neyin ne olduğunu anlasın diye yazdım.