ENFLASYON

Şinasi KARA

Enflasyon fiyat artışı olarak karşımıza çıkar. Yaşıyoruz. İki çeşit enflasyon vardır. Birincisi arz yönlü olup, maliyetlerdeki artıştan gelir. Diğeri, talep yönlü olup, para miktarındaki artıştan gelir.

Maliyet Enflasyonu;

Veriminden daha çok ücret artırıldığı zaman, maliyetler yükselecektir. Yaşadığımız son örnek asgari ücretin artırılmasıyla meydana geldi. Üretici fiyat endekslerindeki aşırı yükselme, maliyetlerdeki artış nedeniyle ortaya çıkmıştır. Ülkemizdeki ortalama işçinin verimi aylık itibariyle, 400 dolar civarındadır. Bu rakamın enflasyonist etkisi, 7500 lira ile başlıyor. Asgari ücreti 8500 lira yapan irade, işçi başına maliyetleri veriminden yüzde 60 civarında artırdı. Zira, vergi ve sigorta primleri ve diğer yan ödemeler hesaba katıldığında işçi başına maliyet 12 bin lirayı buluyor.

Kur artışları maliyetleri etkiler. İthal malları fiyat geçirgenliği yoluyla, kurdan gelen artışlar maliyetleri artırıyor. Başka ülkelerde yaşanan enflasyon, bu kanaldan ülkedeki fiyatlara giriyor. Bu durum, en kolay emlak sektöründe görülür. Bundan on sene önce, İstanbul genelinde, 50 bin dolara satılan bir dairenin fiyatı bu gün, 200 bin dolara ulaştı. Nedeni, dolardaki enflasyondan kaynaklanıyor. Maliyetler, arz yönlü enflasyonu belirliyor.

Para Miktarına bağlı enflasyon,

Piyasadaki para miktarı arttığı zaman, enflasyon meydana gelir. Kritik nokta, ekonomik büyümedeki artış ile ölçülür. Ekonomi büyüdükçe, piyasa daha çok para ister. Büyümeye tekabül edenden daha çok piyasaya para sürülür ise, fiyatlar artmaya başlayacaktır. Ölçüler bellidir. Akıllı bir para otoritesi, ekonomik büyümenin getirdiği ihtiyaçtan daha fazla parayı piyasaya sürmez. Ancak mecbur kalınıyor.

Bu mecburiyetin gerisinde, devlet bütçe açıkları vardır. Bütçe harcamaları, vergi gelirlerini aştığı zaman, bütçe açık verir. Açıkların, para basarak karşılanması zarureti doğar. Bu nedenle, bütçe açıkları talep enflasyonu yaratıyor.

Devlet bütçesine baktığımız zaman, bütçe ödeneklerinin yarıya yakını SGK giderlerinden oluşuyor. SGK giderleri içerisinde en önemli kalem ise EMEKLİ maaşlarıdır. Ülkemizde, EYT liler de katılınca, emekli sayısı 14 milyona ulaşıyor.

Hükümet en düşük emekli maaşını 7500 liraya çıkardı. Bu rakam medyan. Yani en çok tekrarlanan sayı. Medyan hesabına göre, her ay emekliye105 milyar lira maaş ödenecek. Devlet her gün, sadece emekli maaşı için 3,5 milyar lira para bulması lazım.

Bir mukayese yapmak açısından örnekleme yapalım. Çok tartışılan, yap-işlet-devret yatırımlarının, hazineye yıllık maliyeti 1,5 milyar dolar. Yani 29 milyar lira. Tamamı, dokuz günlük emekli maaşına denk düşüyor.

Demek ki, emeklilere ödenen mukayeseli rakam gerçekten çok yükselmiş.

Samimi bulduğum eski Maliye Bakanı Mehmet Yılmaz ''enflasyonun gerçek nedeni, emekli maaşlarıdır'' diyordu. Emeklilik sistemi reform bekliyor. Zira, emekli ölüyor maaşı devam ediyor.

Türkiye seçime gidiyor. Gerek hükümet ve gerekse muhalefet, emeklilik konusunda popülizm siyaseti uyguluyor. Ufukta dört nala enflasyon gözüküyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.