Anadolu Partisi Genel Başkanı Emine Ülker Tarhan, yaptığı açıklamada, "Bir seçim ne için yapılır? Daha iyi bir yönetim için, “geçici” bir iktidarın toplumun onayını alanlara devredilmesi için. 1 Kasım’da yapılacağı ilan edilen seçimin ise birinin “mutlak” iktidarı için kurgulandığı kuşkusuzdur. Bu seçim bildiğimiz türden seçim olmayacak. Bu seçim savaşı da göze almış bir kara gidişin dörtlü ortaklığı ile oynanan bir oyun ve kandırılansa tüm Türkiye olacak. Ve böyle bir seçimi tasarlamak için yapılanları yok saymak bizi ideallerimizden uzaklaştıracaktır. Biz bu tasarım sürecini yok sayamıyoruz. Bir yola çıktık ve sandık ki bazı şeyleri değiştirmenin, haksızlık ve hukuksuzlukla mücadelenin önü açılır. Sandık ki, her şeye rağmen kavgalar durdurulabilir ve en önemlisi de ülke savaş ortamının dışına taşınabilir. Heyhat! Oysa zaten istenen kaosmuş. Bu koşullar altında gidilen bir seçimin güvenliği de, güvenirliği de elbette tartışılacak ve bu girdaba çekilen herkesi de boğacak. Şeffaf diye bizlere yutturulmaya çalışılan oy sandıkları aslında tam bir kara kutu ve hepsinin üzerinde de şehitlerin kanı, geride bıraktıkları acılar olacak. Bunlar üzerine inşa edilmiş bir seçim, asla bizim seçimimiz olamaz. Biz bu oyunda yokuz" ifadelerini kullandı.
"REDDEDİYORUZ"
"1 Kasımda yapılacak, hatta belki de yapılamayacak şeyin adı ne erken seçim ne tekrar seçimdir" diyen Tarhan, şunları kaydetti:
"Yapılabilirse eğer, o gün bir saray darbesi oylanacaktır ve biz bunun bir parçası olmayı reddediyoruz. Saat saat hesaplatılan oy oranları ve başkanlık kurguları uğruna her gün onlarca genç canımızı şehit verirken, kör topal da olsa varsaydığımız demokrasi, terör saldırıları ile yürürlükten kaldırılmışken, biz çıkıp da kimseden oy istemeyeceğiz. Çünkü biz bu sistemi bir kadermiş gibi kabul etmiyoruz. Çünkü, siz, sistemi yaratan muktedirler; zalimleri kutsayan medyanızla, sizi besleyip kendileri de beslenen “al gülüm ver gülüm” para babalarınızla, demokrasiye karşı kurulmuş sözde demokratik kurumlarınızla, birlikte masalar donatıp, büyüttüğünüz taşeron terör örgütüyle devlet darbesine zemin hazırladınız. Ve yüzlerce Memed’in canı pahasına bu kurguda ısrar ettiniz. Ülkemizin içeride, dışarıda ateşe atılması, sokaklarda yeni fay hatları oluşması tehlikesine karşın bunu yaptınız. İşte biz, yalnızca bu kurguya biat edene yaşama şansı veren, nalıncı keseri gibi sadece kendinize yonttuğunuz sistemin dekoratif malzemesi olmayacağız.
Çünkü, aslında silah tehdidi altında, ama bir sandık koyup demokrasi kılığına sokmaya çalıştığınız ucube şey de aslında demokrasi filan değil. Sistemle mücadele yerine ona biat eden partiler tarafından koltuk hırsıyla ve özlemle beklenen sözde seçim ama özde ülkemizi ateşe atan darbe sürecinde figüran olmayacağımızı ilan ediyoruz. Sistemden beslenenler sistemi elbette onaylarlar. Bizim gibi, bu kirli sistemi reddedenler ise onunla mücadele yöntemleri ararlar. Biz de bu bağlamda sistemden beslenmeyenlerin sesi olmak, yeni ve çağdaş bir izlek yaratmak için yola çıkmıştık. Çok zordu, biliyorduk, ama kabul görse de görmese de bunun yapılması gerekiyordu. Çünkü bu, teslim olmamak demekti. Şimdi de bize dayatılan bu darbe ortaklığına teslim olmamayı tercih ediyor ve bu da bir itiraz yöntemi olarak kayda geçsin istiyoruz. Bu gerekçelerle, katılma yeterliliğimiz olmasına rağmen, 1 Kasım seçimlerine katılmayacağımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz."