İslam dünyası Tayyip Beyi ‘one minute’ çıkışı ile sevdi.
Mazlum milletler Tayyip Beyi ‘dünya beşten büyüktür’ sözü ile tanıdı.
Şimdi de bütün dünya Tayyip Beyin
çete ve avanesinin elçilerini ‘istenmeyen kişiler’ ilan etme tehdidiyle farkına vardı.
Ve bu üç söylem ya da bu üç tavır bile bir devlet başkanını ‘kahraman’ yapmaya; ‘dünya lideri’ yapmaya; ‘dünyanın en etkili’ lideri yapmaya; İslam dünyasında ve bütün mazlum dünyada ‘en sevilen, en beğenilen’ lider yapmaya yeter.
Ve Tayyip Beye yakışan, Tayyip Beyi Tayyip Bey yapan bu tür söylemler ve bu tür tavırlardır.
Küresel Dünya ile ‘bir olmak’; onların ‘dümen suyundan’ gitmek; onların ‘yeni normallerine’ uymak bizi biz olmaktan çıkarır; bizi sıradanlaştırır; bizi kimliksizleştir ve sonunda bizi parça bölük, un ufak eder.
İşte çete başının da, çetenin de, içimizdeki bizanslıların da istediği budur.
Oysa bu millet, bütün tarihi boyunca bir bütünün parçası olarak değil, bir bütüne ‘şahsiyet katan’ kimliğiyle yaşamıştır.
15 Temmuz’da bunun için direnilmiştir.
Çete başının yaptırdığı gizli açık onlarca darbeye bunun için teslim olunmamıştır.
İstiklar Savaşı bunun için yapılmıştır.
Evet bu yapılanların hepsi bu toprakların hakimi olarak ‘kendi kimliğimizle yaşamak için’ yapılmıştır.
Son söz:
Küresel dünya ile yürümek demek, çetenin ‘kimliksiz üyeleri olarak’ çete başının emrine girmek ve onun zulümlerine ortak olmak demektir.
Böyle bir tercih kişinin ahiretini götürür.
Rabbim muhafaza buyursun!