DÜNYA'DA VE TÜRKİYE''DE SAVUNMA SANAYİ

Mustafa Cemal TOMAR

DÜNYA'DA VE TÜRKİYE''DE SAVUNMA SANAYİ

Devletler bekalarını sürdürmek için silâh üretirler ve ürettikleri silahları yığarlar, yeri ve zamanı geldiğinde de kuşlanırlar. Tarih boyu savaşlar dünyada devam etti, devam ediyor ve yevmi kıyamete kadar da devam edecektir. Her devletin Milli Savunma Bakanlığı vardır. Silahlarını sürekli modernize etmek durumu vardır. Yoksa silah bakımından büyük devletler gelip küçük devletlerin toprağına çökerler. Bağımsızlıklarını ellerinden alırlar. Bakınız: ABD yönetimi kongreden son 22 yılın en yüksek savunma bütçesini talep ettiABD Savunma Bakanlığı, 2023 yılı savunma harcamaları için 813,3 milyar dolar bütçe talebinde bulundu. Söz konusu tutar, 2000 yılından bu yana talep edilen en yüksek savunma bütçesi olarak tarihe geçti. Türkiye'nin Savunma Sanayisi için 2024 yılında ayıracağı bütçe miktarı 16 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. ABD'nin Türkiye'den 50 kat daha fazla bütçe Savunma Sanayisine ayırmaktadır.

Bir bilgi daha:

SIPRI raporu: Küresel askeri harcamalar ilk kez 2 trilyon doları aştı Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün (SIPRI) açıkladığı yeni rapora göre, dünyada ulusların toplam askeri harcamaları 2021 yılında ilk kez 2 trilyon doları aşarak rekor kırdı.

Uluslararası SIPRI raporuna göre, Türkiye 2022 yılında 10,6 milyar dolar ile dünyanın en çok savunma harcaması yapan 23'üncü ülkesi oldu. Listede ilk sırada yine ABD yer alırken küresel harcamalar yüzde 3,7 arttı.

ABD Dünyanın savunma sanayisine ayrılan bütçenin 1/3 'nden fazlasını ayırdığı görülmektedir.

. Rapora göre Çin 242 milyar dolar, Hindistan 72,9 milyar dolar, Birleşik Arap Emirlikleri 60 milyar dolar, Arabistan 52 milyar dolar, İsrail 21 milyar dolar Savunma Sanayisine kaynak aktarmaktadır. Bir avuç kadar İsrail bizim bir buçuk katımız kadar savunma bütçesine kaynak ayırmaktadır. İran, Arabistan, İsrail, bizden önde olmadına çok şaşırdım.

. Savunma sanayi hakkında bazı rakamlar vererek bu konuda kanaat sahbi olmaya çalıştık. ABD dünyanın çeşitli yerlerinde kan akıtmasının sebeplerinden birisi de savunma sanayisine ayırdığı dev bütçeden kaynaklanıyor. Hani bir söz vardır: "Silah üretenler savaşı sever, ilâç üretenler hastalığı sever"diye. İnsanoğlu parayı, "makamı ve kadını" tanrı edindiği sürece bunlar olacsktır.

Burada savunma sanayisine büyük bütçeler ayıran devletlerin başındakiler bu bütçelerini diğer devletlerin kaynaklarını sömürerek elde ediyorlar. ABD'nin savunma sanayi bütçesi 57 Müslüman ülkenin savunma sanayi bütçesinden fazladır. Üstelik bu zalim ülkeler sana silâh ürettirmiyor, üçüncü el ✋ silâhını bizim gibi ülkelere satıyorlar. Bir de bu silâhları nasıl ve ne şekilde kullanacağımızı belirliyorlar. Bu durum sadece silah için değil, hayatın her alanı için geçerlidir maalesef.

Son 25 yıl içinde savunma filomuza dahil edilen bir savaş uçağımız yoktur. Onlarca gazeteciden dinlediğim haberdir. Özel döneminde kalan F-16 Savaş Uçakları ile ayakta durmaya çalışıyoruz. S-400 lerimiz kurulumu yapılmadan hangarda bekletilmektedir.

Not: Hangar, uçak veya uzay araçlarını barındırmak için kullanılan kapalı bir yapıdır. Hangarlar, metal, ahşap ve betondan yapılmakta olup hava taşıtlarını hava ve doğrudan güneş ışığından korumak ile onarım, imalat, montaj ve barındırmak için kullanılır.

İlâç sanayisi de ayrı bir muammadır. İlaçlarımızın çoğu idhaldir. Ürettiğimiz ilâçlar da DSÖ'nün müsaadesiyledir. DSÖ kimin kontrolündedir derseniz, Hocaefendinin tabiriyle; "İp puştun elindedir". Sağlığımız ve güvenimiz büyük oranda puştun elindedir maalesef.

O yüzden dünyada olup biten olaylara ve savaşlara sadece bakakalıyoruz. Kendi kendimize "gelin- güvey" oluyoruz. Bol bol lâf üretiyoruz. Mahalle dedikoduları dışında bir şey yaptığımız yok aslında. Dünya kaynıyor, kıyamet yaklaşıyor adeta, dünya üzerinde her türlü fesatı işleyen şeytanın temsilcileri 7/24 mesaide iken biz 50+1'i masaya yatırıp konuşuyoruz. Ne güzel gündemimiz var değil mi?

Bu şekilde gittiğimiz takdirde sömürülmeye devam edeceğiz demektir. Bir yerde bu zalim dünya düzenine dur demek zorundayız. Gaflet uykusundan uyanmalıyız, milli ve manevi değerlere dönmeliyiz. Yoksa kıyamet yakındır.

Birlik zamanı, dünyanın saadeti için, insanlığın selameti için mejburuz. M A. E'un

Birlik şiiriyle sözlerimi noktalamak isterim.

Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz.

Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz;

Düşer mi tek taşı sandın harim-i namusun,

Meğer ki harbe giden son nefer şehid olsun.

Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa,

Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,

Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar

Taşıp da kaplasa âfakı bir kızıl sarsar,

Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;

Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;

Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,

Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!

30.11.2023

M. Cemal TOMAR

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.