Dünya’nın en büyük ilaç firmalarında görev almış olan Roland Diggelman Acı bir itiraf’ta bulundu : ”İlaç şirketleri için, Tedavi edilmiş her hasta Kaybedilmiş bir müşteri demektir” Çoğu ilaç firmasının felsefesi; ‘Öldürmeyin ama sakın iyileştirmeyin’ Şeklindedir! Kanser, Şeker, Tansiyon, Tansiyon, Kalp, Kemik Erimesi, bu hastalıklar şirketler için altın yumurtlayan tavuklardır. İlaç Şirketleri Kansere Tedavi falan aramıyor. İnsanları kanserli bir şekilde daha uzun süre yaşatıp, Sömürmeyi hedefliyorlar. Dünya’nın bunu bilmeye hakkı var diyor. Şimdi İlaç sektöründe çalışanların yaptığı bazı itirafları da göz önüne alarak bir içsel değerlendirme yapalım.
İlaç sektöründe tıbbi mümessil ve farmakoloji alanında çalışanların anlatımlarından derlenmiştir. Daha çok para kazanmak için neler neler yapılıyor ve olanlarda hep garibanlara oluyor. Prospektüslere bile girmeyen kalıcı yan etkileri olan ilaçlar insanlara nasıl satılıyor. Velhasılı tam bir kara pazar.
Anladım ki dünyadaki en kirli iki sektör sırasıyla, birincisi silah sanayi ve ikincisi de ilaç sanayidir.
Eskiden normal tansiyon yaşının önüne 1 sayısı koyup sağdan ikinci basamağa bir virgül eklenirdi, yani yaşınız 57 ise 15,7 sistolojik basınç yani büyük tansiyon sizin için normaldi. Bu durumda kalbin her atışı sırasında ölçülen en yüksek basınca “sistolojik basınç“, iki kalp atışı arasındaki en düşük basınca da “diyastolik basınç” adı verilirdi. Örneğin, doktorunuz tansiyonunuzu ölçtükten sonra, “120/70” demişse, “120” sistolik basıncı, “70” de diyastolik basıncı gösteriyordu. Bu eski holistik yaklaşımdaki, babacan, tıp psikolojisini insan ağırlıklı götüren hekimlerin zamanıydı. Sonra tansiyon “13/8 normaldir” sınırına çekildi 14/9 üstü ise ilaçla kontrol edilmesi gereken yüksek tansiyondu. Bugün ABD tansiyon üstü sınırını 12/7 ye çekti, oldumu sana yüz milyonlarca tansiyon hastası. Gelelim total kolesterole, en eski sınır 210-220 idi. Bu sınır 200’e çekildi sonra da 180’e çekildi. Oldu mu sana yüz milyonlarca kolesterol hastası daha. Bakalım bir de şekere (diabet), eski açlık kan şekeri 110-120 sınırında ise ilaç yazılmazdı, bu da çekildi mi 100’e, al sana yüz milyonlarca şeker hastası piyasada dolaşıyor artık. Şimdi bu tansiyon, şeker ve kolesterol ilaçları geri kalan ömrünüzde de kullanmanız gereken ilaçlardır. Kullandım geçti ilaçlar değil yani. Kutu fiyatları eh işte alınabilir gibi görünse de fark etmeden yılda düzinelerle kutu edebiliyor. Bu miktarları sürekli kullananan milyarlarca insan sayısıyla çarptığınızda yüz milyarlarca dolarlık, belki trilyon dolarlık bir satış hacmi. Peki bu ilaçları aşırı tedbir adına gereksiz kullanan milyonlarca 40 yaş üstü ve 40 yaş altı erkek hastaya neler oldu, empotans yani amerikancası ED (erektil disfonksiyon) onlar diğer taraftan aynı firmaların arka kapılarından maliyetlerinin yüz katı fiyata satılan viagra, cialis gibi mucizelere abone oldular. Peki onlara ne olmakta diye soracak olursanız, tablo daha da kararıyor kısacası bu zincirleme reaksiyon sayfalar boyu sürer gider. Daha fazla kararmadan burada keselim. Çünkü sonu yok.
Etik açıdan dünya ve insanlık adına zerre kadar kaygısı olmayan bir ultra yüksek eğitimli elit vicdansızların elinde oyuncak olundu. Kendileri bu ilaçların hiç birine dilini bile sürmez, son derece konforlu villalarında dünyanın dört bir yanından ithal edilmiş en doğal yiyeceklerle beslenir, bahçelerindeki, ya da devasa malikanelerinin kapalı havuzlarında yüzer, ata biner, en oksijeni bol ormanların içinde oturur ve ne tansiyonları, ne şekerleri, ne kolesterolleri yükselmez ortalama 85-95 yaş aralığında da ömür yaşarlar.
Gerisini artık siz kendiniz değerlendirin.
Yorum Haber: Dr. İlhami PEKTAŞ