Ressam bir DELİ der ki: Ressamlar az buçuk deli olur…
Bir uyanık DELİ der ki: Başka ülkeleri soyanların ülkeleri de bir gün soyulur.
Edepli bir DELİ der ki; Hani demem o ki; edepsizlerde 'EDEP' bulunmaz! Boyuna aramayın.
Bir hınzır DELİ sorar; İnsanın düşüncelerine yağmur suyu kaçarsa, düşünceleri sulanır mı?
Akıllı ayağına yatan bir DELİ der ki: Hani demem o ki; YÜK'ü ağır olmayan hiçbir canlı yoktur.
Âmâ bir DELİ der ki: Öyle ki; aynı yaş ve aynı cinsiyetteki insanlar, aynı anda, hep farklı mevsimleri yaşarlar...
Püsküllü bir DELİ der ki: Herkesi memnun etmeye çalışanların münafık olma ihtimali fazladır. Allah korusun.
Bir cesur DELİ der ki: Yanlış yapan insan uyarılmadığı sürece yanlış yaptığının farkında olmaz. Bir uyarıcı gerektir!
Normal bir DELİ der ki: Elbette yani... Şarkıcı ile çoban aynı statüde mi ki oyları aynı olsun. Bu durum demokrasiye aykırı...
Tescilli bir DELİ der ki: Bazılarının davranışlarına bakarak ‘öküz’ diyorlar. Hâlbuki öküz, bir hayvandır! Bazıları öküz olamaz.
Meczup bir DELİ der ki: Öyle insanlar vardır ki, onlar bazılarının gözünde ‘canlı mevta’, yani ‘yaşayan ölü’ hükmündedirler…
Unutkan DELİ der ki: Hani demem o ki; eli kalem tutanlar, bilgi ve belge sahibi olanlar, muhakkak bunları tarihe not düşmelidirler.
Anormal bir DELİ der ki: Sadece 'muhalefet etmek için muhalefet' bile bir meziyettir! Yabana atmamak gerek! Tıpkı 'Sanat için sanat' gibi...
Bir zırzır DELİ der ki: İnsanımız geçmişteki bazı vakalara keşke takılıp da oradan günümüze gelse, yani takıntılarından vazgeçse ne iyi olur!
Bir zır DELİ der ki; Öyle zaman olur ki, hiç kimseyi görmek istemezsin; bazen de seni hiç kimse görmek istemez… Ne yaparsın, çark böyle…
Her şeye muhalif bir DELİ der ki: Muhalefet etmeye alışanlar hiç bir iyiyi göremezler. Onların gördüklerim hep muhalif edilecek şeylerdir!
Kafadan kontak bir DELİ der ki: Hani demem o ki; Kanunen, CARİ HUKUK açısından veya mevzuata UYGUN olan bir İŞ veya EYLEM, ahlâka AYKIRI olabilir...
Belgeli bir DELİ der ki: Siz hiç BAŞSIZ ADAM gördünüz mü? Görmediyseniz etrafınıza tekrar daha dikkatli bir şekilde bakın... Görürsünüz UCUBE başsız başsız adamlar…
Gördüğü her kuyuya taş atan bir DELİ der ki; Siyasette ortamın dışına çıkanlar oldukça tutarlı yorumlar ve tespitler yapıyorlar, ama içeride kalanlar çok zaman 'bakar kör' oluyorlar...
Dava DELİ’si der ki; Etrafımızda ve içimizde olup biten her şeye muhalif olmalıyız. Yoksa yaşayamayız, ölürüz ve belki de gebeririz... Varsa yoksa her şeye, kendimize bile, muhalefet etmeliyiz. Varlık sebebimizi inkâr etmek nankörlüktür!
Menfaat DELİ’si der ki: Dirilerden umutlarını kesen bazı mütekait politikacılar, yapacak iş bulamayıp boş kalınca, Türk tarihi’ndeki büyüklerin hangilerini ‘daha dindar’ hangilerinin ‘daha az dindar’ olduklarını araştırmaya başlamışlar. İnşallah bu arayışlar kendilerine hayır getirir…
Dünyanın DELİ’si der ki: Bugün kafam bozuk: tüm köylüler tüm uçakları doldurmuşlar. Benim gibi aristokrat ve bürokratlar uçaklarda yer bulamıyorlar... Olur mu böyle, olur mu? Hükümet hemen istifa etmeli... Hem de hemen. Böyle bir rezalet olmaz! Köylü ‘milletin efendisidir’ dediysek, uçakları doldursunlar da demedik ki…
Âhhh, ah…
Bu deliler olmasa var ya… Bu dünya yaşanmaz olurdu.