Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 25’inci Dönem 2’inci Yasama Yılı'nın başlaması dolayısıyla TBMM Genel Kurulu'nda açılış konuşması yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 25’inci Dönem 2’inci Yasama Yılı'nın başlaması dolayısıyla TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı açılış konuşmasında, 7 Haziran seçimlerinin, hiçbir siyasi partinin tek başına iktidarı sağlayamadığı bir tabloyla sonuçlandığını belirterek, TBMM'nin 25’inci Dönemi'nin kısa sürdüğünü ifade etti.
‘Kürt ayrıdır terörist ayrıdır’
PKK ile devam eden çatışmalara değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan Kürt kardeşlerime özellikle seslenmek isterim: Biz Kürt kardeşlerimizle her zaman gönül diliyle konuştuk. Bugün de gönül diliyle konuşuyoruz. İstiyoruz ki, yarın da, öbür gün de, ebediyen aramızdaki gönül köprüsü sapasağlam muhafaza edilsin.” çağrısında bulundu.
“Her bir Kürt kardeşim elini vicdanına koysun ve Türkiye’nin nereden nereye geldiğini görsün.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizleri birbirimizden koparma çabası, birbirimize düşman etme oyunu, aslında her ikimizi de hedef alıyor. Bunun için diyorum ki, Kürt ayrıdır, terörist ayrıdır. Terör örgütü, Kürt kardeşlerimin temsilcisi değildir. Kürt kardeşimin inancı, değerleri, ahlakı, onuru böyle bir örgütle yol yürümeye zaten uygun değildir. Mücadelemiz, bir etnik kökenle değil, altını çizerek ifade ediyorum, terörledir, terör örgütüyledir, teröristledir. Terörden en büyük zararı gören de yine Kürt kardeşlerimizdir.”
Elif Şimşek’i, Yasin Börü’yü, Fırat Simpil’i katledenlerin bununla da kalmayıp cansız çocuk bedenleri üzerinden algı operasyonları yürüttüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu zihniyette olanların Kürtlerle hiçbir ortak noktasının olamayacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün, evet, teröre karşı amansız bir mücadele veriyoruz. Ama bin yıllık kardeşliği bozmamak, özgürlüklerden taviz vermemek için de son derece hassas davranıyoruz. Çözüm Süreci, 78 milyonun kardeşliğini tesis etme noktasında bir son aşamaydı. Biz bunun zor olduğunu biliyorduk, ama başarmak için denemek, mücadele etmek zorundaydık. Bu süreçte nihai aşama olarak, kardeşlik adına, huzur adına, Yeni ve Büyük Türkiye adına silahların bırakılması gerekiyordu. Türkiye düşmanı odaklara taşeronluk yapan örgüt maalesef bunu yapmadı.” şeklinde konuştu.
‘Birileri kan akıtmak için adeta sabırsızlanıyor’
6-7-8 Ekim tarihlerinde yaşanan vahşet ve cinayetlere de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK’nin yeni yöntemlerinin örgütün yeni yüzünü de ortaya koyduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçmişte kendi amaçları uğruna onlarca masum insanı gözünü kırpmadan öldüren bu yapının hâlâ aynı yöntemlerde ısrar ettiğini gördük ve açıkçası ürperdik. Biz akan kanı tümüyle durdurmak isterken, birilerinin kan akıtmak için adeta sabırsızlandığına, el ovuşturduğuna şahit olduk.” dedi.
‘Kardeşlerimizi Akdeniz’de ölüme terk etmeyiz’
Suriye ve Irak’tan kaçarak Avrupa’ya geçmeye çalışan göçmenler konusuna da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı Avrupa ülkelerinin yaptığı gibi, bu insanları Akdeniz’de ölüme terk etmeyeceklerini ve sınır boylarında, tren istasyonlarında bu insanları zulme maruz bırakmayacaklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kardeş sözü bizim ağzımızdan bir alışkanlık olarak değil, kalbimizden, yüreğimizden kopup gelen, bin yıllık arka planı olan bir duygunun ifadesi olarak çıkıyor. İmkânlarımız sınırlı olabilir, ama hamdolsun gönlümüz zengin. Gönül zenginliğimizin bereketini de 5 yıldır görüyoruz, inşallah bundan sonra da görmeye devam edeceğiz.” dedi.
‘İsrail ‘fevkalade yanlış bir politika izliyor
İsrail’in Kudüs’te sürdürdüğü baskıya, şiddete, saygısızlığa dayalı uygulamalarının, bölgeyle birlikte tüm dünyayı tehlikeli bir yere doğru sürüklediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in, Müslümanların ilk kıblesi olan Mescidi Aksa’nın kutsiyetini sürekli ihlal ettiğini ve uygulamaları ile fevkalade yanlış bir politika izlediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak bu konuda diğer ülkelerin liderleriyle görüşmeler yaparak, tepkimizi ortaya koyarak, meselenin çözümüne katkı sağlamaya çalışıyoruz. İsrail’in bu tavrından bir an önce vazgeçmesini, 3 dinin kutsal mekânlarına ev sahipliği yapan Kudüs’te huzurun ve güvenliğin sağlanmasını temenni ediyorum” dedi. (İLKHA)