- Aloooo?
- Efendim?
- Usta sizsiniz değil mi? Yanlış düşürmedim, değil mi?
- Evet hayrola?
- Siz de evde ‘hapis’ misiniz?
- Evet?
- Ben de kendimi gönüllü olarak hapsettim. ‘Hapislik duygusu’ veya ‘özgürlüğün kısıtlanması duygusu’ nasıl bir duygu yaşayayım, istedim.
- İyi etmişsin. Peki, nasıl geçiyor zamanın?
- Zormuş be usta… Arkadaşlarla toplanamayınca, bari bugün de ‘kendi kendime konuşup kendi kendime cevap verme’ antrenmanıma devam edeyim dedim. Şöyle düşündüm: Büyük Şeytan ABD’de sol kesim, suçu Çin'in üzerine atıyor. Su altından su yürüten Gizli Şeytan İngiltere'de sol kesim de suçu Çin'in üzerine atıyor. Ömer Muhtar merhumum katili İtalya'da sol kesim de suçu Çin'in üzerine atıyor. Bakıyorum da Türkiye'de bakış farklı… Bizim sol kesim, virüsün suçlusu olarak ‘imamları’ ve ‘AK Parti seçmeni’ni bulmuş.
Şimdi bu hastalıklı ruh halini nasıl analiz etmek gerek?
- Çok güzel…
- Şöyle bir zihni antrenman yaptım:
* Bizim zavallı kesim, bilmiyor ki, bu virüs nereden geliyor? Rabb’im bunu gönderdi… İnsanlar ‘akıllarını başlarına alsınlar’ diye… Bu tespit, Allah’a ‘inanmayanlar’ için bir şey ifade etmiyor tabii…
- Bu virüsün Türkiye’den gittiğini söyleyen ‘şerefli (!) varlıklar’ da yok değil… Tayyib’in işiymiş (!) bu…
- Eee… Bu topraklardaki bu ‘çakma sol’ kesimin varoluş nedeni, Müslümanlardır… Umarım Corona, onlara hakikati bizzat kendisi gösterir… Eeeee… Biz anlatamadık meramımızı… Corona, umarım anlatır.
- Hiç üzerlerinde durmaya gerek yok. Onları mazur gör... Onlar umutsuz vakadır.
- Bizdekiler ruh hastaları, kronik, tedavi kabul etmez ve iflah olmaz cinstendir.
- İdeolojileri, adamların hayatlarının vazgeçilmezi olmuş. Ne yapsınlar, tek çareleri iftira… ‘Vebal’ ve ‘Allah korkusu’ diye bir kavramları ve korkuları yok ki…
- Bunların tek solculuğu dine karşı olmalarıdır, ülkemizdeki din karşıtlığının, daha doğrusu İslam karşıtlığının adıdır sol…
- Üstüne düşen görevi yapmadan, devleti veya bir insanı eleştirmek edepsizliktir!
- Bu kesim var ya… Her gün bir melanet yumurtluyorlar… Şimdi… Bu Virüsün ülkemize getirdiği faydaları saysam… Bu sol kesim çıldırır. Sadece şunları söylesem onlar bile yeter, artar bile… Virüsün ortaya çıkmasıyla birlikte, sarhoşluk azaldı, suç işleme oranı sıfıra yaklaştı, benzin sarfiyatı minimuma indi, trafik kazaları yok mesabesine inde, şehirlerimiz hiç göremedikleri bir trafik akışına kavuştu. Sokaklardaki ‘sarmaş-dolaş’ görüntüler kayboldu. Maske yüzünden artık yere tükürenlerin sayıları azaldı, kafelerdeki yığınlar evlerine çekildi, aile bireyleri belki ilk defa günlerini birlikte geçiriyorlar, vakit geçirme adına da olsa, kitap okuma oranı yükseldi. Çevre kirliliği sıfıra doğru yaklaştı. Gece kulüpleri, tavernalar, meyhaneler, birahaneler, aylak aylak dolaşılan mekânlar ortadan çekildi. İnsanların temizliğe gösterdikleri hassasiyet tarihi zirvesini yaptı. Flört görüntüleri neredeyse bitti. Silah kullanımı yok mesabesine indi, kumarhaneler kapalı, sokak kavgaları bitti. Gürültü kirliliği neredeyse bitti. Corona geldi de kötü mü oldu yani?
- Bu kadar…