ÇOCUK EĞİTİMİ VE ÖNEMİ

Mustafa Cemal TOMAR

ÇOCUK EĞİTİMİ VE ÖNEMİ

Yıllardır eğitimin içindeyim. Yüzlerce öğrencimiz oldu. Eğitim- öğretim yapmaya çalıştık. Çok iyi eğittiğimiz öğrenciler de oldu, istediğimiz kıvamda yetiştiremediğimiz öğrenciler de oldu. Çok farklı coğrafi kesimlerde görev yaptım. Tonya'da vekil olarak başladım ilk sınıf öğretmenliğine. Daha sonra Urfa'da devam ettim. Otuz yıla aşkın da Samsun'da göreve devam etmekteyim. Şu andaki öğrencilerimiz torunlarımız yaşında sayılır. Aramızda yaklaşık 50 yıl var. Aramızda yarım asırlık yaş farkı var. Bilim-teknoloji hızla gelişiyor. Bizim yaştakiler teknolojinin hızına ayak uyduramadığımız doğrudur. Gençler ve çocuklar çağın gelişmelerine bizden çok daha hızlı adapte oldukları da doğrudur. Torunlarımız yaşında olan öğrencilere iyi muallimlik yapmak için çağın şcaplarına ayak uydurulması gerektiği tezine de katılıyorum. Bu bakımdan çağa uygun öğretmenlik konusunda benim akranlarım ve büyük ağabeyler yetersiz olduğunu da kabul ediyorum.

Lâkin bizim ilkokuldaki görevimiz daha çok, öğrencileri okur- yazar etmek, dört işlem becerinizi kazandırmak, temel ahlâki değerlerimizi öğretmek ve davranış biçimine dönüştürmektir. Akademik olarak istendik davranışları büyük oranda gerçekleştirdiğimizi düşünüyorum. Eğitim açısından okulların çok yetersiz kaldığını düşünüyorum.

Rol-model olasak da, güzel davranış modellerini açıklasak da, yasaklar koysak da, okul, çevre ve aile ile iş birliği içinde çalışsak da, güzel davranışlar gösteren öğrencilere ödüller yağdırsak da, bu konuda istendik davranışları maalesef elde edemiyoruz.

Demokratik yollardan, güzel anlatımlarla, ikna ederek istenilen sonuç alınamıyor. Her öğretmenşmiz öğrencilerden genel olarak istediği şeyler vardır. Bunlar; yere çöp atma, sıranı temiz tut, çöpü çöp kutusuna at, izinsiz arkadaşının eşyasına dokunma, başkasının sesini kesmeden dinle, sınıfın eşyalarına zarar verme, kimseye fiziksel zorbalık yapma, küfürlü konuşma, eşyalarına sahip çık, doğru konuş, işlediğin suçu gizleme ve başkasının üzerine atma, koritorda top oynama, hırsızlık yapma, zil çalınca derse gir...gibi davranışlar

Yukarıda sıraladığım davranışlar aslında çok zor şeyler değil. Kimsenin de karşı çıkacağı şeyler de değil. Yalnız devlet okullarında şeffaf bir inceleme yapılıp öğrencilerin davranışları incelendiğinde istendik davranışların gerçekleşme oranı yüzde yirmilerde olur mu? bilmiyorum. Ben kendi okurtuğum sınıflardan biliyorum.Nöbet sırasında öğrencileri gözlemlediğimde, sınıflara girdiğimde, sınıfları gözlemlediğimde bu noktalarda sınıfların birbirine benzediği görülmektedir. Bütün uğraşlarıma rağmen çocuklara; çöpleri çöp kutusuna attırmayı öğretemiyorum meselâ. Birbirimize kötü söz söylemeyin, küfür kendimize döner, ağzımızı kirletir, kişiliğimizi düşürür diyorum, anlatıyorum, örnek olmaya çalışıyorum, başarı oranı düşük oluyor.

Hayat Bilgisi ismi altında verdiğimiz bilgiler, sunduğumuz rol modeller havada kalıyor. 1. Sınıf çocuklarına ilk önce öğrettiğim, ezberlettiğim iki cümle vardır. 1- En iyi temizlik kirletmemektir. 2-Yiyiniz, içimiz, israf etmeyiniz, Allah Teâlâ israf edenleri sevmez. Cümleleridir. İnanın bir ders derste olmazsam sınıf kirden içine girilmez hale geliyor, israfın alası yapılmaktadır. Yüzde yirmilik bir etkimiz varsa da o da öğrencilerin ailelerinden aldıkları terbiyeden kaynaklandığına inanıyorum.

Davranış yönünden bir eğitimci olarak etkimizin her geçen gün azaldığını görmekteyim. Bunun elbette türlü türlü sebepleri vardır. Bu konularda bir an önce gerçek bir araştırma yapılması gerekir. Gerekli tetbirler bir an önce alınması gerekir. Yoksa okullar sadece öğretim alanlarına dönüşür. Çocuklarımızı ve gençlerimizi kaybetmiş oluruz. Eğitimin olmadığı yerde ne derece öğretim olur konusu da ayrıca tartışılmalıdır.

Dünyada gelişmiş ülkeler içerisinde üniversiteler arasında başarı bakımından yapılan sıralamada Türkiye'nin üniversitelerinden ilk 500'ze hiç bir üniversitenin girememesi eğitim- öğretimimizin vahametini ortaya koymaktadır. Bu verilerden gerekli tetbirler alınmadığı sürece başarı sağlanamıyacağı ortadadır. Anlaşılan yapacağımız çok işimiz var.Hiç vakit kaybetmeden kolları sıvayıp "bismillah" diyerek bir yerden başlamak gerekir diyorum. Selâm ve Dua ile...

22.02.2024

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.