Uzmanlar, bir çocuğun zekasının normal ya da normalin üzerinde olması ve iyi eğitim almasına rağmen okuma yazma veya matematik becerilerinde yaşıtlarına ve zekasına oranla daha az başarı göstermesinin özgül öğrenme güçlüğü çektiği anlamına geldiğini belirtiyor. Bunun zeka geriliği olmadığını belirten uzmanlar, dikkat eksikliği anlamına geldiğini söyledi.
Özgül öğrenme güçlüğü olan çocukların okuma ve yazma alanında yaşadığı güçlüklere örnek veren uzmanlar, “Okurken harflerin ya da sayıların yönünü ters yazma. Kelimeleri sondan başa doğru yazma. Kelimeleri tersten okuyup yazma. Harf atlayarak, kelimeyi eksik yazma ya da kelimeye fazladan eklemeler yapma. Özellikle noktalı ve noktasız harfleri karıştırma. Okurken ya da yazarken harfleri karıştırma. Örneğin b yerine d, s yerine z gibi” dedi.
Matematik ve sayı sembollerini öğrenmede güçlük çekenlerin nasıl davrandığı hakkında bilgi veren Bursa Özel Hayat Hastanesi psikologlarından Uzm. Klinik Psikolog Dilek Kaymak Kısaer ise “Basit işlemleri öğrenememe. Dört işlemde sıkıntı yaşama. Problemler konusunda işlem yapmada zorlanma ve güçlük çekme. Özellikle çarpım tablosunu ezberleyememe gözükebilir. Bunların yanı sıra, diğer alanlardaki güçlükleri ise şöyle sıralaya biliriz. Zaman kavramında sıkıntılar yaşanabilir. Dün, bugün, yarın kavramlarını zor öğrenme, doğru kullanamama gözükebilir. Saat öğrenmede zorlanma yaşanılabilir.
Yön kavramlarını geç öğrenme olabilir. Alfabenin harflerini öğrenememe ya da yarısından çoğunda sıralamada karışıklık yaşama gözükebilir. Günleri, ayları, mevsimleri öğrenmede güçlük yaşanılabilir. Seyrettiği bir filmi ya da yaşadığı bir olayı anlatırken sırasıyla aktaramayabilir. Çevreyi çok iyi tanıdığı halde yön bulmada güçlük yaşama. Masanın üzerinde ya da çekmecede duran gözünün önündeki eşyayı bulamama” diye konuştu.
Nasıl tanı konulacağına dair bilgi veren Kısaer, “Öncelikle çocuğun, psikolog ile görüşmesi ve karışabilecek diğer durumların ayrımının yapılması gerekir. Görme, işitme sorunlarının, nörolojik hastalıkların, zeka geriliği gibi durumların varlığından ayırt edilmelidir. Okula dair detaylı bilgi alınır, bazı formları doldurması öğretmenlerden istenir, okul defterinin getirilmesi aileye söylenebilir. Çocuğun genel zihinsel kapasitesi, öğrenme düzeyi, akademik becerilerini ölçen kapsamlı testler psikologlar tarafından gerçekleştirilir. Son olarak özgül öğrenme güçlüğü bataryası psikolog tarafından uygulanır. Tüm bilgi ve bulgular bir araya getirilip değerlendirilir. Çocukta özgül öğrenme güçlüğü mevcut olup olmadığı kararına varılır” dedi.
Ailelere önerilerde de bulunan Kısaer, “Özgül öğrenme güçlüğü, tembellik ya da sorumsuzluk değildir. Zeka geriliği hiç değildir. Çoğu zaman birlikte görülse de dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğundan farklı bir bozukluktur. Çocuğun Özgül öğrenme güçlüğü tanısı konulduysa, bunun bir güçlük olduğunu kabul edin. ‘İstemediği için yapmıyor. İstese her şeyi başarır’ düşüncesinden kendinizi uzaklaştırın. Sabırlı, anlayışlı ve hoş görülü olun. Çocuğunuzun kardeşlerine, öğretmenine ve çevrenize bu güçlük hakkında bilgi verin. Bildiğiniz bir sorunla daha iyi baş edersiniz. Öz güven kazanması ve sosyal faaliyetlere yönelmesi için gerekli desteği verin. Çocuğa her şeyin yolunda gideceğine dair güven verin. Kendini ifade etmesine, farklılıklarını ortaya koymasına izin verin. Her çocuğun büyüme-gelişme ve öğrenme seviyesinin farklı olduğunu düşünerek çocuğa dair büyük beklentiler içine girmeyin, onu zorlamayın. Yeterli ilgi ve sevgiyi vererek, onun sizin için ne kadar değerli ve önemli olduğunu lütfen her defasında belli edin” diye konuştu.