Lee Kijiang : Etler fena gözükmüyor.Satışlar iyi mi ?
Kasap : Normalde satışlar iyi idi.Ama bugün bir kilo dahi satamadım.
Lee : Niçin bugün satamadın ?
Kasap : Bugün siz bu pazarı ziyaret edeceğiniz için müşterilerin bu pazara girmesini yasakladılar.Pazara sokmuyorlar.
Lee : Öyle ise şu etten iki kilo satın alayım !
Kasap : Efendim size et satmam mümkün değil.
Lee : Niçin satamıyorsun ?
Kasap : Siz pazarı ziyaret edeceğiniz için güvenlik tedbiri olarak Polis bütün bıçaklara el koyarak götürdü.Dükkanda bıçak olmadığı için size et kesip satmam imkansız.
Lee : Öyle ise şu bir parça eti satın alayım !
Kasap : Bu parçayı de size satmam imkansız ?
Lee : Niçin ? Tartmak için terazin duruyor ?
Kasap : Terazim var.Ama siz gelmeden önce Hükümeti kilosu normalde 40 Yuan olan etin kilosunu 25 Yuan’a satmamızı emretti. Size bu fiyattan satarsam ben bir kiloda 15 Yuan zarar etmiş olurum.
Lee : (Biraz utanarak ve biraz da sinirlenerek) Sen merak etme.Ben yine de kilosunu 40 Yuan’dan satın alacağım !
Kasap ; Efendim beni affedin. Ben et satmayı(Kasaplık yapmayı) bilmiyorum.Çünkü ben kasap değilim.Ben özel Polis Birliği’nde görevli bir polisim . Emniyet Müdürlüğümüz bu pazardaki bütün kasapları kovdu (İstirahata gönderdi) Onların yerine bizi kasap kıyafeti giydirerek kasap dükkanlarında görevlendirdi.
Lee : ( Sinirlenerek.) Öyle ise sen Kısım amirini derhal çağır ! Bana gelsin
Kasap : Efendim,kısım amirimiz de bu pazarın başka bir yerinde benim gibi Deniz mahsulleri satan başka dükkanda “Görevli ! “
Haber: Ibrahim Halil Er