Cennette sizi arayıp soracak bir dostunuz var mı?

Murat PADAK

Cennette sizi arayıp soracak bir dostunuz var mı?

Ya da cennette olursanız derdine düşeceğiniz kaç dostunuz var?

Gerçekten sizi cennette özleyecek, arayacak, soracak, soruşturacak bir dostunuz var mı?

Bu soruyu kendine samimi bir şekilde sor. Bu kadar arkadaşım var; acaba cennette bile beni özleyecek kadar samimi bir dostum var mı?

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kişi cennette iken şöyle der: Acaba falan arkadaşım ne yaptı? Halbuki onun arkadaşı cehennemde idi. Allah Teâlâ şöyle der: “Onun arkadaşını bunun hatırı için cehennemden çıkarın!”

Bunun üzerine cehennemdeki diğer kimseler onun ardından şöyle derler: “Bizim için bir şefaatçi yok! Ne bir dost ne de bir samimi bir arkadaşımız var!”

Şuara Sûresi 100-101.

Cehennemdekiler, bu kişinin cennetteki bir dostunun şefaati ile kurtulduğunu görünce derin bir ah çekerler.

Adam cennette ama yine de dostunu arıyor. Keşke bizim de cennetlik bir dostumuz olsaydı!

Düşünsenize bazılarının cennete giren hiçbir dostu dahi olmayacak! Ne üzücü değil mi? Şu dünyada binlerce dostun, arkadaşın, yirmi bin takipçin, yüz binlerce hayranın olacak ama hiçbiri belki de cennette seni arayıp sormayacak!

Sahi şu kişi cennetliktir diye düşündüğümüz kaç dostumuz var? Varsa da bizim dostumuz mudur?

Hasan Basrî şöyle dedi: “Mümin dostlarınızı çoğaltın! Zira kıyamet günü onların şefaati olacaktır.”

(Beğavî Tefsiri Şuara Sûresi 100-101. ayet Tefsiri )

Bu soruyu samimi bir şekilde nefsimize soralım. Kaç tane arkadaşım ve dostum var cennette beni özleyecek? Ya Rabbi, dostumu özledim, onu da yanıma al diyecek?

Siyasi dostları saymayın! İş arkadaşlarını saymayın. Piknik dostlarını da saymayın. Sosyal medya takipçilerini de saymayın. Yokken yok olan, varken var olan dostlarınızı da saymayın...

Samimi, dürüst, canınızı, malınızı gönül rahatlığıyla teslim edeceğiniz dostlar...

Yukarıdaki hadisin manasına yakın bir hadis şöyledir:

"... Diyeceklerdir ki: "Ey bizim Rabbimiz, bu kalanlar bizim kardeşlerimizdir. Onlar bizimle beraber namaz kılar, oruç tutar, her türlü iyi işlerde bulunurlardı." Allah Teâlâ: "Haydin gidin, cehennemde kalbinde bir dinar ağırlığınca iman ve yakin olan her kimi bulursanız, çıkarınız!" buyuracak. Allah Teâlâ onların suretlerini yakmayı ateşe haram edecektir. Artık bu şefaatçiler -yahut kurtarılacak olanlar- kimi ayağının üstüne, kimi de yarı inciğine kadar ateşe gömülerek içeriye dalmış bulunacaklar. Tanıdıklarını çıkarıp dönecekler..."

Buhari 7439. Nesaî 5010.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.