CAN SIKINTISI VE TAVSİYELER
Her insanın zaman zaman canı sıkılır. Bu psikolojik bir durumdur. Bazen vakit geçirememe konusunda canımız sıkılır. Boştayız, yapacak bir işimiz yok, konuşacak, dertleşecek birini bulamıyoruz. Gezmek için cazip yer de bulamadığımızda canımız sıkılabilir. Emekliliğin ilk gğnlerinde, aylarında can sıkıntısı belirtileri oluşmaktadır. Çalışmaya alışmış bir insan birden kendini boşta bulunca canının sıkılması normaldir
Genellikle emekli olanların emekliliği gelmiş olan çalışanlara "emeklilikte yapacak bir işin yoksa sakın emekli olma" derler. Çalışanlar da haklı olarak "nereye kadar çalışacağız" derler.
Emekliliği çoktan geçmiş çalışanlardanım. İki aylık yaz tatilimiz var. Ben uzun tarilleri aslında sevmiyorum. Tatili tatil keyfinde geçiremiyorum, ya da o beceriye sahip değilim. Her tatilde sıkılan kişilerden birisiyim. Yatarak, yiyerek- içerek günlük rutin işleri yaparak geçen günlerin boşa geçen günler olarak görüyorum. Ondan dolayı mutsuz oluyorum. Bazıları bol bol uyumaktan günlük yaptığı rutin işleri yaparak mutlu olabilir. Her insanın hayata bakışı ve mizacı farklıdır.
Ülkemizde tatil yerleri çok. Türkiye tatil cenneti denilebilecek bir ülkedir. Yerli ve yabancı turistleri en üst düzeyde hizmet vermek için kırk yıldan beri turizm sektörüne yatırım yapılmaktadır. Her bütçeye uygun tatil yerleri vardır. Lâkin tatile çıkmak da bir kültür meselesidir. Bizim literatürümüze tatil kavramı sonradan girdi. O yüzden gezmek, tatile çıkmak gibi bir alışkanlığımız oluşmadı. Özellikle batılılar 70-80 likler ülke ülke geziyorlar. Tabi ki bütçeleri de gezmeye müsait, ayrıca mutlu da oluyorlar. Biz bu saatten sonra Avrupalılar gibi tatil noktasında onlar gibi olma ihtimalimiz zor görünüyor.
Gelişmiş ülkelerde emekli olan yaşlı insanlara değişik etkinlikler yapma fırsatı sunuluyor. Bizde öyle bir hazırlık yok. Çok azı hariç emeklilerimizin çoğu rutin işler dışında bir şey yapamıyorlar. Çay ocaklarında, kahve köşelerinde, parklarda, pazar yerlerinde vakit geçirmeye çalışıyorlar. Bu tür insanları sağda solda görünce kendi hallerinde mutsuz olduklarını görüyorum. Aynı mekanlarda, aynı yıollarda, aynı cadde ve sokakta, aynı evde can sıkıntısı olmadan vakit mi geçer. Sabah olunca bugün nasıl akşamı edeceğim, akşam olunca da nasıl sabahlayacağım derdi var insanlarda. Bu haleti ruhiye insanda can sıkıntısı ve beraberinde mutsuzluğu getiriyor. Bir de bu mutsuzluk üzerine çeşitli rahatsızlıkları ve ekonomik şartların ağırlığını koyarsak mutsuzluk ve can sıkıntısı bir hayli artıyor.
Bu arada mutlu olanlar da elbette vardır. Her vakit camiye gidiyordur, bahçeli nizam olan evinin bahçesiyle ilgileniyordur, evinde Kur'an'ını okumaktadır. Zikrini çekme yanında nafile namazlarını kılmaktadır, yaşına göre sağlıklıdır, zamanında yükünü tutarak ekonomik sıkıntılarını aşmıştır, arayanı soranı çoktur, torunları evlatları bir dediğini iki yapmamaktadır, ailesiyle zaman zaman seyahate çıkmaktadır. Böyle emekli büyüklerimizin mutluluğuna bir diyecek yoktur. Lakin bu günün Türkiyesi nde böylelerinin sayısı azdır.
Genellikle gelenekten gelen bir alışkanlık vardır ki; nasılsınız? diye birine sorsanız;
Genellikle "iyiyim" der. "Normalim" desen sanki bir fayda sağlayacakmış gibi " hayırdır, bir şey mi oldu?" diye sorar. Gel de çık işin içinden.
Toplumumuzda genellikle yalnızlaşmaya doğru giden bir süreç var. İnsanlarda sorunlar olunca biribirinden kaçarlar. "Benim kendime göre sorunlarım var, bir de bu adamın sorunlarını mı dinleyeceğim" der insanların bir kısmı. Es kaza bir derdini paylaşmak istesen seni başka yerlere havale ediyorlar. Bir bahane ile yanından kalkıp giderler. Ellerinden gelse de insanlar birbirine yardımcı olmazlar. İstisnaları var tabi ki. Bencillik duygusu her tarafımızı sardı. Bütün bu gelişmeler insanı yalnızlığa götürüyor. Can sıkıntısıyla beraber mutsuzluk meydana geliyor. Halbuki kısacık ömrümüzü dolu dolu yaşamamız lazım değil mi?
Öyle ise iş bize düşüyor. Kendi çaremize kendimiz bakmamız lazım. Çağdaş yaşamı destekleyenler için can sıkıntısını biraz olsun hafifleten aktiviteler var. Bazı örnekler verelim.
"Yeterince uyuyun.Stresi azaltın.Düzenli egzersiz yapın.Rahatlatıcı aktiviteler yapın.Kendinize bir hobi edinin.Bir kitap okuyun.Bir film veya dizi izleyin.Bir oyun oynayın." Bu ve benzer şeyler yapılırsa insan biraz rahatlıyor.
Bir de inananlar olarak biz ne yapmalıyız.? Namazlarınızı camide kılmaya çalışalım. Nafile namaz kılalım. Kur'an okuyalım. Bir kaç ayetin anlamını anlamaya çalışalım. Akrabalarımızı ziyaret edelim. Gücümüz nispetinde bağda bahçede çalışalım. Cenaze, düğün, dernek ve eğlence etkinliklerine katılalım. Sosyal medya üzerinden ekonomi, siyasi, dini, programları izleyelim. Eşi dostu arayarak ve bir araya gelerek çay- kahve ikramında bulunalım. Öğrendiğimiz değerli bilgileri yakın dostlarla paylaşalım. Sohbet ortamları oluşturarak çevreden katılım sağlayalım. Yürüyüş yapalım. Yakınlarımızda faydalı kurslar varsa katılım sağlayalım. Torunlarımıza bakalım, ellerinden tutarak gezdirelim. Kurulan sofralara oturma yerine, sofraları biz kuralım. İnsanlara ikramda bulunalım. Pazar market, mağaza dolaşalım. Tanıdığımız ve tanımadığımız insanlara selam verelim. Kendimize yakın bulduğunz insanlarla tanışalım. Arkadaşlığımız devam ettirelim. Üç beş cümle de olsa kalemi elimize alıp hesap yapalım, üç beş satır yazı yazalım. Uzak dostları da arayalım. Gezi programlarına katılalım. Evimizle, ailemizle ve çocuklarımızla ilgimizi arttıralım. Girişken olalım. Yapabileceğimiz işler varsa yapalım. Bütün bunları yaparken bir plan dahilinde yapalım.
Bütün bunları yapsam da gene canım sıkılıyor diyorsanız, size doktor dahi diyecek bir şeyi yoktur. Rabbimiz yâr ve yardımcımız olsun.
08.07.2024