CAMİ VE OKULLARDA YAZ KUR'AN KURSLARI BAŞLIYOR
Hiç bir engel olmadan her yaş grubuna yaz kurslarına katılım sağlanabilmektedir. Bundan evvelki hükümetlerde zaman zaman sınırlamalar getirilmişti. Özellikle son yarım çeyrekte Kur'an öğrenme ve dini tahsil konusunda "siyaset yapmamak üzere" bütün prangalar kaldırılıp atılmıştır. Dini diyasete alet etmemek üzere ibaresi dışındaki uygulamaları sağlıklı buluyorum.
. Çeyrek asır önce ne mümkündür ki sen Kur'an kursu Milli Eğitimin okullarında açacaksın. İrtica hortladı diye devletin bütün kurumları, sol ve milliyetçi sendikalar, üniversite rektörleri, askeriyenin yetkilileri, Yargıday, Danıştay ve yerelde bütün savcılıklar harekete geçerdi. "İrtica hortladı", "Yaşasın Cumhuriyet ve Lâiklik" mitingleri düzenlenirdi. Yer yerinden oynardı. Türkiye'nin bütün TV kanallarının birinci gündem maddesi olurdu. Bu tür haberler rekorlar kitabına geçecek seviyede izleyici bulurdu.
Bir defasında yanılmıyorsam gazeteci-yazar, Uğur DÜNDAR, bir okulun müdürü, görevlendirdiği bir öğretmenle Anadolu Lisesi öğrencilerinden istekli olanları ders saati içerisinde cuma namazına götürdüğünün haberini duyar duymaz soluğu o okulda alır. Bir de aynı gazeteci o okulda öğrencilerin namaz kılabilecekleri bir mescidin tertip edildiğini tespit eder. Bu konuyu haber yapar, gazetesinin baş sayfasına da haber yapar. Bu haber üzerine en az "on beş gün" Türkiye'nin gündemi "irtica-lâiklik ve cumhuriyet" olmuştu. Gazeteci DÜNDAR sanki Ay' a adım atmış gibi yapmış olduğu bu haberden dolayı Türkiye basınında çok pirim yaptı.
Başörtüsü meselesinden dolayı Merve KAVAKÇI' nın olayını hatırlamayanımız yoktur. Yer yerinden oynamıştı. 9 şiddetinde deprem olsaydı ülkeyi bu kadar sarsmazdı. Yakın geçmişe bakıyorım da ülkeyi yöneten zihniyetin ne kadar dar kalıplı olduğunu anlıyor ve üzülüyorum.
Şimdi bu noktada olumlu yönde ebeyce bir mesafe alındığını görüyoruz. Bunu söylerken herhangi bir partiye destek olmak için söylemiyorum. Bizim şiarımızda doğruya doğru- yanlışa yanlış demek vardır. Kimseye "diyet" borcumuz yoktur çok şükür. Bildiğimiz doğruları kırmadan, dökmeden, ayrıştırmadan, kanunların ön gördüğü nispette yazılı ya da sözlü olarak anlatmaya devam edeceğiz inşallah.
Konu biraz dağıldı. Samsun/ İlkadım İstiklâl İlkokulu, iki binli yıllardan iki bin on beşli yıllara kadar Samsun'un en popüler ve en başarılı okuluydu. 2007 yılında puanlama sistemiyle tayinim bu okula çıktı. Okulun kadrolu öğretmenlerin ekserisi aşırı solcuydu. Okulda köhne yerde çok küçük bir mescit vardı. 2013-2014 yılında okulun en gözde yerinde mescit yapıldı. Okulun en gözde sınıfında HEM aracılığıyla benim öncülüğümde Kur'an Kursu açtık. Yıllarca ilkokul ve ortaokul öğrencilerine, ders çıkış saatlerinden sonra ve yaz tatillerinde kurs verdim/ verdik.Kursların bitiminde okulun konferans salonunda kursun çalışmaları ile ilgili programlar yaptık. Bizzat kendim katılımcıların huzurunda Kur'an okudum öğrencilere okuttum. İlâhiler, şiirler, ayet ve hadisler ve mealleri ile ilgili sunumlar yaptık. Bu çalışmalar halâ okullarda devam etmektedir. Bu tür çalışmalar taktire şayandır. Kur'an'ı ve dinimizin vecibelerini öğrenme noktasında bütün sınırlamalar "her türlü engellere rağmen" kaldırıp atılmıştır.
Devlet yöneticilerimizin bu inisiyatifinin kıymetini bilip en iyi bir şekilde değerlendirmek gerekir. Dünyada hiç olmadık kadar zalimleşen insanoğlunun bu zulmünün bertaraf edilecek en büyük silahı, şüphesiz ki milli ve manevi değetleri önceleyen, vicdani duyguları yok saymayan ahlâklı insanlar yetiştirmekle mümkündür.
Osman bin Affân'dan (r.a)rivâyet edildiğine göre Rasûlullâh Efendimiz (sav) şöyle buyurdu: Sizin en hayırlınız Kur'ân'ı öğrenen ve öğretendir." Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem en hayırlı insanın Kur'ân-ı Kerîm'i okumayı öğrenen, onu ezberleyen, manâsını anlamaya çalışan, sonra da öğrendiklerini başkalarına öğreten kimse olduğu bizlere beyan buyuruyor. En önemli öğrenme çağı olan ana sınıfı, ilkokul, ortaokul ve lise çağlarında her fırsatta çocuklarımızı Kur'an kurslarına göndermek ve takibini yapmaktır.Okullar tatile girdiğinde şehirlerin çeşitli adreslerinde farklı dalda yüzlerce kurs açılıyor. Bu kursların en önemlisi Elif-Ba ve Tecvitli Kur'an kurslarıdır. Öğleye kadar çocuklarımız bu kurslara gönderelim. Öğleden sonra diğer kurslardan dilediğine de ayrıca gitsin. Asla Kur'an kurslarını ihmal etmeyelim.
Eskiden Sıbyan Mektepleri vardı. Sıbyan mektebi, Osmanlı İmparatorluğu'nda ilköğretim kurumlarına verilen genel ad. Çoğunlukla cami ve mescitlerin yanında yapılırdı. İsteyen hayırseverler de sıbyan mektebi açtırabilirdi ve yönetimini vakıf eliyle sağlayabilirdi. Bizim çağımızdaki insanların çoğu küçükken bu sıbyan mektebinde öğrendiği bilgilerle, ezberlediği dua ve surelerle ibadetlerini yapmaya çalışıyor. Günde beş vakit namaz kılacak müslüman. Bir müslüman ortalama 65-70 yıl boyunca namaz kılacak, kıyamında, rukü ve secdesinde okuyacağı dua ve sureleri yanlış öğrenecek ve öyle namaza devam edecek. Bu çok büyük eksiklik. Namaz kılan müslüman kardeşlerimizin yüzde doksan beşi böyle. Bu cehaleti çocuklarımıza ve torunlarımıza asla yaşatmamalıyız. İmkanlar çoktur. İmkânları değerlendirmek bizim elimizdedir. Otuz yıl küsür yıldan beri eğitim-öğretim içinde görev yapan birisi olarak şunu söylüyorum. "Öğretmen ne kadar iyi olursa olsun, çocuğunuz ne kadar zeki olursa olsun bu öğretmen- öğrenci sürecini takip etmediğiniz sürece hedeflenen başarıya ulaşılması mümkün değildir. Veli tarafından takip edilen öğrencilerin kapasitesi 70 değerindeyse 100 olur. Takip edilmeyen öğrencilerin kapasitesi 100 ise 70' e iner. Bu böyle bilinmelidir.
Sonuç olarak diyorum ki, çocuklarımızı yarından itibaren Kur'an eğitimi veren camilere, mescitlere, okullardaki kurslara, özel kurs veren yerlere mutlaka gönderelim ve takibini yapalım. Çocuğum bugün ne öğrendin? Kursa gitmekle mutlu oldun mu? Yeni arkadaşlar edindin mi? Öğrendiklerini ve kurstaki izlenimlerini bana anlatır mısın? gibi sorularla çocuklarımızı takip edebiliriz. İyi bilin ki Yüce Allah Teâlâ'nın kitabı bütün kitapların anasıdır. Ummul kitaptır Kur'an. Ummul kitabı okumadan başka kitapları okuyanlar gerçek ilim ve bilim insanı olamazlar. Her ilmin şifreleri, her bilimin başlıkları Kur'an'ı Kerim'in içindedir. Bu böyle bilinmelidir.
Kim Kur'an'ı sadece ibadet ve dua maksatıyla okur ve sevap kazandığına inanırsa hakikatte o kimse Kur'an'ı hiç anlamamış, ummul kitabı kavramamış kimsedir diyebiliriz. Selâm ve Dua ile...
30.06.2024