Aamı dövmüşler arkasına bakmış. Acaba benimle birlikte kimler var diye.
Yavuz Sultan Selim han Mısır seferine çıkmadan önce tebdili kıyafet eylerek halkın içerisine çıkar.
Yolu ilk önce bir nalbanta uğrar. Bakar ki nalbant bir çivi çakıyor bir diğer çiviyi atıyor.
Yavuz nalbanta neden böyle yaptığını sorar?
Nalbant, efendim bir müddet sonra ordumuz sefere çıkacak. Bu at bir askere ait. Atın cenk meydanında ayağından bu paslı çivi sebebi ile nalı düşebilir. Peşinden atla birlikte asker düşebilir. Bu at bir komutanın atı olabilir. At düşünce komutan, komutan düşünce ordu, ordu düşünce bir millet düşer. Bunada benim çaktığım bir çivi sebep olabilir. Bunu da Allah benden sorar der.
Yavuz bu cevaptan çok menmun olur.
Peşinden bir esnafa varır. Alış veriş yapmak ister. Esnaf efendim ben bu gün çok şükür siftah yaptım, komşum henüz yapmadı. Lütfen ondan alış veriş yapın cevabını alınca tamam, bu millet ile her yere gidilir der.
Sultan Selahaddin, Kudüs Yahudi'lerin eline geçince yıllarca gülmemiş. Dudaklarına yıllarca tebessüm dahi gelmemiş.
Birgün cuma namazın da hoca vaaz ederken gülme sevaptır tebessüm fazilettir der.
Hoca vaaz dan sonra sultanın yanından geçerken sultan hocanın elinden tutar.
Hocam galiba bana vaaz ettiniz?
Hoca evet size vaaz ettim.
Selahattin döner hocaya derki...Hocam Allah rızası için söylermisiniz, Allah rasülünün miraca çıktığı mescid gavurların elinde olduğu müddetçe ben nasıl güleyim der.
Evet onlar bu meselelere bu kadar hassas idi.
Birde günümüz müslümanlarına bakarmısınız
Bunlarla değil cihada, pazara bile gidilmez.
Emeklilik maaşıma zam diye kıçı yırtılıncaya kadar bağıran adamlar, Yahudi ve hırıstıyanlar Mescidi Haramı yıksa umurların da değil.
Doğal gaza zam geldiğinde, patatese soğana zam geldiğinde her türlü isyanı edenler, Ankara'da kahrolsun şeriat diye bağıranlara sağır ve kör oluyorsa o millet ile bir yere gidilmez.
Yetmedi..
Türk askerini şehit eden ülkeyi bölmek isteyen PKK lılara yada onların amansız desdekçisi CHP ye oy vermekten çekinmiyenlerle bir yere gidilmez.
Deprem evleri dursun hükümet önce emekliye yardım etsin diyen insanlarla bu iş olmaz.
Utanmaz yüzlerler, bütün gün kahkaha atan yüzlerle bu iş olmaz.
Uhud savaşında Hz Musab Bin Umeyr in iki kolu kanadı kesilmişti. Musab Peygamber (sav) efendimizin sancağını taşıyordu. Kolları kesilip yere düşünce sancağı boynu ile tutmaya çalıştı. Anında bir melek gelerek Musab'ın kılığına girerek sancağı devraldı.
Gökdeki yıldızlar adlı eserde Hz Musab dan bahsederken yazar dipnot olarak şunları düşmüş şunları yazmış.
Diyor ki akşam olup da savaş bitince Hz Peygamber sav Ya Musab diye seslendi. O anda sancağı taşıyan ben Musab değilim Ya Rasulullah dedi. Anlaşıldı ki Musab çoktan şehit olmuş. Hz peygamber Musab'ın başına varınca, baktılar ki Musab yüzünü saklamış. Rasulullah sav dönüyor sahabei kirama diyor ki, biliyormusunuz, Musab neden yüzünü sakladı?
O ana kadar ahde vefa gösterdi, korudu peygamberini. Kolları kesilince olurda peygamber (sav) bir saldırı olursa ben ne yaparım Allah'a nasıl hesap veririm korkusu ile yüzünü sakladı.
Ya şimdi...maç izler gibi olup biteni izleyip kahkaha atan. Bana ne araplardan diyen. Zerre kadar kalbi titremeyen insanlarla bu iş olmaz.
Ömür boyu Mehdi bekleyen, kendi birşey yapmayan, göbek şişiren insanlarla bir şey olmaz.
Rahmetlik Erbakan hocamın dediği gibi sadece namaz kılmak yetmeeeeez. İllede şuur illede şuur.
Allah (cc)
Ya Musa benim için ne yaptın?
Namaz kıldım Ya Rabbi.
Ya Musa o senin için.
Oruç tuttum Ya Rabbi.
Oda senin için Ya Musa.
Ya Rabbi nasıl bir amel edeyim ki o senin için olsun?
Ya Musa benim dostumu dost, düşmanımı düşman tuttun mu?
Evet Ya Rabbi.
İşte o benim için Ya Musa.
Rabbim bizlere ümmet şuuru versin.
Rabbim bizlere Kur'an şuuru versin.
Rabbim sabiler günahsızlar hürmetine bu ümmete acısın inşallah.
Şunu unutmayın. Bu dava Arap Yahudi davası değil. Bu dava ilk ince hak ve batıl davası.
Bu dava arzı mevut davası.
Evet şimdi bu kan Filistin'de akıyor, buharide geçen hafisleti okuyun, dıra yarın sanada gelecek.
Selam ve dua ile.