BU DÜNYADAN GİDER OLDUK KALANLARA SELÂM OLSUN

Mustafa Cemal TOMAR

BU DÜNYADAN GİDER OLDUK

KALANLARA SELÂM OLSUN

Dünya hatatı gelip geçiçi bir hayat olduğu herkesçe malumdur. Herkese malum olduğu halde çoğu kimse geldik ama kalıcıyız gibi yaşamaya çalışır. İşte bu noktada yanılıyoruz.

Her gün bu dünyaya gelenler olduğu gibi gidenler de vardır. Bu duruma her daim de şahidiz.

. Sünnetulla böyle kurulmuştur. Teknik ve teknoloji kadar zirve yaparsa yapsın, yapay zekâ ve ropotik hayat ne kadar hayatımızı kolaylaştırırsa kolaylaştırsın "sünnetullahı" değiştirme gücüne hiç bir zaman sahip olamayacağız.

Hâk Teâlâ Fetih Suresi Ayet 23- "Allah'ın öteden beri süregelen kanunu ve yöntemi budur. Allah'ın kanun ve yönteminde hiçbir değişiklik bulamazsın". Buyurmaktadır.

Yine Allah Teâlâ Fatır Suresi 43. Ayeti Kerimesinin sınunda " Lisünnetl Lâhi tehviilâ" Allah Teala'nın kanununda bir sapma da bulamazsın" buyurmaktadır. Şu halde, "ne sapma ne de değişme" Allah Teâlâ'nın büyük yasalarında, dünyanın döngüsünde, güneşin doğuş ve batışında, yerin çekim gücünde, suyun kaldıırma kuvvetinde, ölümde ve hayatta hayatta bir sapma ya da değişme yoktur. İnsanın insanla, insanın toplumla ve insanın Rabbiyle remel itibarıylâ değişme yoktur. Sevaplar her zaman sevaptı, günahlar da her zaman günahtır.

Konuyu bayağı dağıttığımı farkediyorum. Şu gerçeği vurgulamayı ve hatırlatmayı istiyorum. "Ecel geldi cihane, baş ağrısı bahane" demişler. Bir hahane ile yolcuyuz bu dünyadan. Gene Tunus'un ifadesiyle:

Sular Hep Aktı Geçti

Kurudu vakti Geçti

Nice han nice sultan

Tahtı bıraktı Geçti.

Dünya bir penceredir

Her gelen baktı geçti..

Yunus'un ifadesi Rasulullahtan nakledilen Hadis-i Şerife dayanır esasen, şöyle ki;

Abdullah İbni Mes’ûd radıyallahu anh şöyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir hasır üzerinde yatıp uyumuştu. Uykudan uyandığında, hasır vücudunun yan tarafında iz bırakmıştı. Biz:

–Yâ Resûlallah! Sizin için bir döşek edinsek, dedik. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem:

“Benim dünya ile ilgim ne kadar ki? Ben bu dünyada bir ağacın altında gölgelenen, sonra da oradan kalkıp giden binitli bir yolcu gibiyim” buyurdular. (Tirmizî, Zühd 44 )

. Evet hayat geçici, ölüm haktır. Dünya hayatı geçici ve kısa aynı zamanda. Çile ,dert ve ızdıraplarla dolu. 80 yıl yaşayan birini konuştursanız bu ömür içindeki mutluluğu çok uzun olduğunu sanmam. Sonra buradaki mutluluk sınırlıdır, dünyada istediğin her şeye ulaşsan bilr belli bir oranın üzerine çıkarmak mümkün değil. Ancak ahitet hayatı hem ebedidir, hem de mutluluk aranı dünyaya göre çok yüksektir. Bir de oradaki nimetlere ulaşmak için çaba göstermeye gerek yoktur. Tamamiyle dünyada yaptığımız amellere göre ahiret hayatımız şekillenmiş oluyor. Beyyin Suresinin son ayetinde Cenab-ı Hak;. Rableri katında onların mükâfatı, içlerinden ırmaklar akan, içlerinde ebedî kalacakları Adn cennetleridir. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. İşte bu mükâfat Rablerine derin saygı duyanlara mahsustur. Buyurmaktadır.

Şu halde dünyanın önemi şunun için vardır. Ahirette cenneti kazanmanın yolu dünyadan geçer. Hak vaki olmadan evvel bize biçilen ömrü çok iyi değerlendirmek durumundayız. İman ettikten sonra salih amel işlemeliyiz. Salih amellerin neler olduğu inanan herkes için malumdur. Elimizden ne gelirse yapmalıyız, fırsatları değerlendirmeliyiz. Dünyamız için fırsatlar var olduğu gibi ahiretimiz için de vardır. Fırsatlar bazen ömrümüz boyunca bir defa karşımıza çıkar. Değerlendiremediğimiz zaman ziyanda oluruz.

Ameli salihlerden biri de hoş bir seda bırakabilmektir kişiler üzerinde. Bir kaç gün önce x partisinden belediye başkan aday adaylığını açıklayan bir zevatla karşılaştım. Sosyal medya üzerinde de arkadaş görünüyoruz. Etrafında kimseler yoktu. Elimi uzattım, o zevat da elini soğuk soğuk uzatırken yüzü ve gözleri başka taraftaydı. Elimi uzattığıma doğrusu pişman oldum. Benim nazarımda verdiği fotoğraf negatiftir. Özde iyi insan olabilir. Bir şey demiyorum. Bir daha da karşılaşacağımı zannetmem. Karşılaşsam da böyle bir hata yapmamaya dikkat ederim.

37 sene önceydi. Erzurum'un Oltu ilçesinde çalışıyordum. Eski Diyanet İşleri Başkanlarından merhum Lütfi Doğan'la Oltu müftülüğün önünde karşılaşmıştık. Kendisine hoş geldiniz diyerek elimi uzattığımda bana gösterdiği ilgiyi anlatamıyorum. Her zaman hayırla ve rahmetle anıyorum Lütfi Doğan Hocamızı.

Demek ki bu diyardan hoş bir seda bırakarak gidersek geride olanlar bizleri hayırla anarlar ve dua ederler. Evet bu dünyadan gidenler gibi biz de sıradayız. Sırası gelen bir bir gidiyor. "Esselâmu alâ menittebeel hüdâ" Selâm hidayet üzere olanların üzerine olsun. Selâm hakkı hak bilip hâkka tabi olan, batılı batıl görüp batıldan ictinap edenlerin üzerine olsun. Selâm bütün şeriklerden kendini uzak tutup sadece Allah Teâlâ'ya iman eden, Salih ameller işleyip bu dünyada hoş bit seda bırakarak gidenlerin üzerine olsun.

29.11.2023

M.Cemal TOMAR

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.