BU CHP HİÇ Mİ DEĞİŞMEYECEK
Dün CHP'liller milletvekili Can Atalay'ın milletvekili sıfatının TBMM'ndeki düşürülmesine kilitlendiler. Bütün CHP vekilleri Can Atalay'nın yanında yer aldı. Bu adamı tanımam etmem. Lakin makbul bir adam olmadığını biliyorum. Türkiye'nin en önemli gündemi bu konu imiş gibi, bu zevatın özgürlüğüne kilitlenmiş durumda.
Sol gazete ve yazarlar, özel TV' lerde gün boyu bu habere kilitlendi. Haftalarca sürecek bu mevzu sanırım. İktidar bir kemik atıyor bunlara, günlerce, aylarca kemikle uğraşıp duruyorlar. Milletin nabzını tutamıyorlar, muhalefet yapmasını yüz yıldan beri öğrenemediler. Sanki Uganda'da yaşıyorlar. Anayasayı şiddetle savunuyorlar, tam anayasacı kesilmişler. Bari anayasaya her daim sahip çıksalar.
Kendi menfaatlerine ters düşen bir karar verse yüksek mahkeme, saygı duymazlar, aksi durumda yasacı ve anayasacı taraftarı görünürler.
Emin olun bir müslümanın hakkını mahkeme verse, hükümet de o hakkı askıya alsa, hükümeti kutlarlar, lâkin herkes tarafından bilinen solcu komocunun özgürlüğü için her CHP'li yanıp tutuşuyor.
Binlerce Filistinli kardeşimiz Gazze'de hunharca zalim İsrail tarafından katledilirken sesleri hiç çıkmıyor. Formalite bir iki şey söylemden başkan hiç bir şey yok!!!
Yıllarca bazı illerimizin belediye yönetimi bu partidendir. Ediene, Tekirdağ, İzmir, Muğla ...gibi. Bütün yönettikleri belediyeler borç ve yolsuzluk batağında. İyi yönetime örnek verebilecekleri hiç bir argümanları yok. Mansur Yavaş' ı örnek göstermeye çalışıyorlar. Mansur Bey Ülkücü'dür. İmamoğlu esasen verdiği sözlerin hiç birisini yerine getirmemiştir. Efsane, İstanbul'da yazamamıştır. Bana göre başarısız bir başkadır. İşi gücü ona-buna lâf yetiştirmeye çalışmaktır. 31 Mart seçimlerinde kazanma olasılığı zayıftır. Bu millete güven verememektedir.
Bu CHP, zihniyetini 80 yılda değiştirmemiş, seçime 80 gün kaldı, 80 günde de değişecek değildir. Bu kafalarla bir yere varılamayacağı ortadadır. Etrafta dönen senaryolara göre 31 Mart seçimlerinde başta Istanbul olmak üzere bir çok ilin başkanlığını kaybedecek, seçimden sonra oy kaybına uğrayacak, eski başkan Kılıçdaroğlu kongre talebinde bulunacak, İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu kılıçları çekecek, CHP ikiye bölünecek, 2028 seçimlerine de hiç bir şekilde iktidara alternatif olamayacaktır. Meydan gene AKP'ye kalacaktır.
Bu senaryoların tutarlılık tarafı vardır. Ömrümüz olursa bekleyip göreceğiz.
Hulâsa vatandaş AKP hükümetini istemezse bile, maalesef gideceği bir yer yok. Aslında biz asıl vatandaşlar olarak yöneticilerimizi biz seçtiğimizi zannediyoruz. Bir otorite tarafından önümüze konulan ve birbirine benzeyen bir kaç seçenekten birini seçmiş oluyoruz. Orada bile oyumuza müdahale edercesine yönlendirmeler yapılmaktadır. Bana göre "millet iradesi kavramı" tartışmaya açık bir kavramdır.
Ortada dünya kadar haksızlıklar, haksız milli gelir dağılımı varken bunları millet mi istiyor? 16 milyon emekli on bin liraya geçinmeye mahkûm edilmesi kendi tercihi midir? Gerçek bir vekil halkın ve hakkın sesine kulak verir. Gerçekten biz seçsek hakkın sesine kulak verir. Partiler bizi alet ederek seçtirdikleri için bu vekiller, halkın değil parti başkanlarının sesine kulak veriyorlar. Her parti için durum hemen hemen aynıdır.
Sözlerimi, değer verdiğim mevcut sistemin partilerinden farklı düşünen önemli ilim insanının sözüyle bitirmek istiyorum.
Müslümanlar diledikleri kadar namaz kılsınlar, isterlerse bütün sene boyunca oruç tutsunlar, her sene hacca gitsinler, zekât versinler, Müslüman görünen veya gayr-ı müslim, hiç kimse buna mâni olmaz. Yeter ki siyâsetten, İslâm'ın devlet görüşünden, kapitalizmin kötülüğünden, komünizmin zulmünden, tâğûtlardan, sömürüden, ezilmişlikten, hakkı haykırmadan söz etmesinler!…
Prof. Dr. İhsan Süreyya SIRMA / Tarih Şuuru
01.02.2024