Kendisini 1971 veya 1972 yılında tanıdım. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde öğrenci iken İstanbul Cağaloğlu’nda merkezi bulunan M.T.T.B.'de (Milli Türk Talebe Birliği), Tercüman-Rehber olarak, Turizm Müdürlüğü bünyesinde çalışıyordum. Başkanımız Ömer Öztürk, bir iş için beni Ankara'ya, o zaman DPT'de (Devlet Planlama Teşkilatı) çalışan Hasan Celal Güzel'e gönderdi. Gittim. Kendimi tanıttım. Talebimizi ilettim. Beni çok güzel karşıladı. Elimde bulunan evrakı aldı. Birini kendi daktilosunda kendisi tekrar yazdı.
Üniversiteden mezun oldum. Yıllar geçti ve ben 1978 başında Sakarya'da, Sakarya Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi'nde (S.D.M.M.A.) asistan oldum. Zamanını tam hatırlamıyorum, bir süre sonra rahmetli Hasan Celal Güzel burada Öğretim Görevlisi oldu.
Sakarya’ya, derslerinin olduğu gün, Ankara'dan gelip gidiyordu.
Diğer bazı arkadaşlarım gibi kendisine asistanlık yaptım. Hocamız, arkadaşımız, ağabeyimiz, hemşerim ve bir büyüğümüz olarak çok sevdik.
Sonra Ankara’ya döndü.
Yıllar yılları kovaladı. 1994 yılında, ‘Yeni Türkiye’ isimli akademik bir dergi çıkardığını söyledi ve bir araştırma yazısı yazmamı istedi. Yazdım, gönderdim ve yayınlandı. Sekiz yılda 4 binin üzerinde makale ve 40 bin sayfalık külliyat ortaya çıkarttı.
Durmak bilmeyen bir yapıya sahipti. ‘Yeni Türkiye Araştırma ve Yayın Merkezi’ni kurarak demokrasi üzerine kitaplar yayınladı. 1998 yılında Cumhuriyetin 75’inci yıl dönümü münasebeti ile 5 ciltlik bir "Cumhuriyet" çalışması, Osmanlı'nın 700’üncü kuruluş yıl dönümü için 12 ciltlik "Uluslararası Osmanlı Araştırması" ve 2002 yılında 21 ciltlik "Uluslararası Türkler" çalışmasını gerçekleştirdi. Eminim ki bu çalışmalar ülkemizin geçmişini okuyanlara daha iyi gösterecektir.
Kabına sığmayan bir yapıya sahipti. 23 Kasım 1992'de, Yeniden Doğuş Partisi’ni (YDP) kurdu ve Genel Başkan seçildi. Çok kişi ile birlikte beni de partinin ‘Bilim ve İstişare Kurulu’na aldı.
Yıllar sonra Ankara'da ziyaret ettim. Sıkı sıkı sarıldı. Sohbetimiz esnasında sık sık kahkahalar attı.
Hangi yıldı hatırlamıyorum, Sakarya Üniversitesi'nde organize edilen bir programa katıldı. Program sonunda koluna girip merdivenleri birlikte çıktık. Kısa da olsa, ayaküstü sohbet ettik.
Bana TONTON SALİH derdi. Hiç unutmayacağım.
İnanıyorum ki kendisi Türk siyaset tarihinde ender bulunan bir yerde yerini almıştır.
“Her devrin adamı değil, zor devrin adamı olmayı hem yaşıtlarına, hem de yeni nesillere gösterdi’.
Has adamların, en haslarından biriydi…
Her tür haksızlığa isyan eden ‘mangal’ gibi bir yüreğin sahibiydi.
28 Şubat denilen zulüm sürecinin ANTİ TANK’ı, TANK HASAN’ı idi…
Çok kişinin yamulduğu ve sindiği zor zamanlarda dik duran bir vatanseverdi.
Her canlı gibi o da öteler alemine göçtü.
Allah, taksiratını affetsin. Mekânı Cennet olsun. Allah rahmetini bolca ihsan eylesin.
GÜZEL insan, hiç UNUTULMAYACAKSIN.