(BÖLÜM :2 ) MÜSLÜMAN MİLLETLERDEKİ ŞİRK GÖRÜNTÜLERİ.

Mehmed Sıddık ALADAĞ

Müslüman Milletlerdeki Şirk Görüntüleri

Müslüman milletlerin bazı fertlerinde görülen İslam inancıyla bağdaşmayan tutum ve davranışlar vardır ki , bunlar çok kere şirk görünüşündedir . Şimdi bun lar üzerinde açıklamalar yaparak , okuyanların bunları tanımalarına yardımcı olacağız .

1- Halkta şöyle bir inanç vardır : Dünyada ku tuplar ve evliyalardan , salihlerden abidler vardır , bunlar insanların hayatında muayyen tasarruf kudretlerine sa hiptirler , bazılarına yetki verir , bazılarını azleder , ihsan da bulunur ve men ederler , zarar ve fayda verebilirler ; Müslüman halk arasında böyle yayılmıştır .

Bu kutup ve âbidlerin divanı vardır ; bu divana " Divânü's - Salihin " denilir ; kararlar ve merasimler , falanın kazancı ve kurtu luşu yahut da zararı bu divandan çıkar !
İnsanlardan birçoğunun kalpleri bu salihlere bağ lanır , dillerde bunlar söylenir , onlardan yardım istenir , şiddetler karşısında onlara dua edilir , belalardan kur tulmak için onlara yalvarılır ; bütün bunlar , rububiyette Allah'a açıkça şirk koşmaktır . Çünkü kainatta Allah'tan başkasına ve O'nunla beraber tasarruf ve idare etmek hakkı olduğuna inanmak vardır . Bu da şirktir .

2- İlim erbabından bazılarında , " evliyanın ve sa lihlerin ruhlarında öldükten sonra bazı tasarruflar bu lunduğuna inanmak " vardır . Bu batil ve uydurma inanç yaygındır , Müslümanlardan bazılarının kalbine yerleş miştir , o derecede ki , türbeler , mezarlıklar ve şehitlikler her korkan , her hastalığına şifa arayan için sığınılacak ve baş vurulacak yerler olmuştur .

Kendisine bir sıkıntı isabet eden , bir zulme uğrayan yahut bir felaketle karşı laşan , bu türbe ve kabirlere sığınır olmuşlardır . O saha larda eğlenir , sahiplerinden ihtiyacının giderilmesini , ya hut da sıkıntısının uzaklaştırılmasını ister olmuşlardır ! Nice hastalar vardır ki , bu türbelere taşınmışlar , oralara gitmişlerdir . Nice felaketlere uğrayanlar ve ihti yaç sahipleri vardır ki , oralara yönelmişler ve bu alanla ra yerleşmişlerdir .

Bunların hepsi de , bu türbelerde ve mezarlarda yatanlardan bir şeyler beklemektedirler . Hatta halk arasında şu söz yayılmıştır : " Güçleştiği za man işler , size gereklidir kabirlere gidişler ! " Onlardan yardım istemek , onlarin yanında dua etmek için buralara gelirler . Akıllı bir mümin , böyle şey lerin açık bir şirk olduğundan şüphe etmez . Çünkü evli yaların ve salihlerin ruhlarının vermek , almak , zarar ve fayda sağlamak gibi yetkilerinin olduğuna inanmak şirk tir .

3- Cinlerden korkmak , onlardan yardım beklemek ve onlara kurban kesmek , evler yapılırken , binaların tamamlanması anında , oturulmak istendiğinde , veba hastalığının ve diğer bulaşıcı hastalıkların yaygınlaşması anında kurban kesmek , bütün bunlar cahil müslüman lar arasında mevcuttur ve açıkça Yüce Allah'ın rububi yetine şirk koşmaktır . Çünkü cinlerin bazı yetkilere ve tasarruflara sahip olduklarına inanmak , Allah'ın irade sinin dışındadır .

Bunlar insanlardan Allah'ın sevdiği kişilerin kalbi ne şeytanın koyduğu şeylerdir ki , onunla amel etsin , onları yaysın da cahil müslümanların kalbinde bir inanç haline gelsin . İşte bu cin şeytanlarının , Yüce Allah'ın rububiyetine ortak kılmaları ve kendilerine iman ettir meleridir .

Yüce Allah'a sığınırız . 4- Tasavvuf ve tarikat adamlarından olan şeyhleri takdis etmek , Allah'a ve Rasûlü'ne itaatin dışında onla ra itaat etmek , ortaya attıkları bidat ve batıl davranışları kabul etmek , ilahi sünnetleri terk etmek ve onlara düş manlık göstermek , ilahi kanunlara düşmanlık içinde yaşamak ve bu yola çağıranlara uymak , onlara mutlak olarak bağlanmak , ruhlarını kendilerine hakim kılmak , gizli ve açık yönlerini bildiklerine inanmak , bütün halle rini keşfettiklerini , içlerinden geçen her şeye muttali bu lunduklarını kabul ederek onların huzurunda küçülmek , kendilerini küçültmek , önlerinde eğilmek , mallarını , canlarını ve namuslarını onlara teslim edecek kadar onlara bağlanmak ...

5- İslam'a uymayan hükümlere teslimiyet , onlara tam bir rıza ve zorlamaksızın itaat etmek . O derecede ki , batıl ile hükmedip küfür kanunlarıyla idare ederek , ha ramı helal ve helali haram sayanlara , bütün bu halle rinde itaat edip reddetmemek ve onlardan uzaklaşma mak . Bu saydıklarımızla vasıflanmak , bunları yaşamak , rıza göstermek , doğruluğuna inanmak Yüce Allah'a açıkça şirk koşmaktır . Çünkü Allah'a isyan olan bir dav ranışa zorlama olmaksızın itaat etmek küfürdür .

Bu hakikate Adiyy bin Hatim et - Tai'nin hadisi şa hittir . Bu mübarek zat , Cahiliye döneminde Hıristiyan idi . Sonra müslüman oldu . Ehl - i Kitab'ın durumu hak kındaki şu ayeti okurken Rasûlullah'ı işitti : " Onlar , alimlerini ve rahiplerini , Allah'tan başka rabler edindiler ; Meryem'in oğlu Mesih'i de . Halbuki onlar da , ancak bir olan Allah'a ibadet etmekle emro lunmuşlardı . Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur . O , müşriklerin ortak koştuğu şeylerden tamamen münezzeh " 13 tir .

Adiyy , onlara ibadet ettiklerini kabul etmedi . Rasûlullah da ( s.a.v. ) ona şöyle dedi : " Onlar size haramı helal gösteriyor , siz de helal kabul etmiyor muydunuz ? Helali de haram sayıyorlar siz de haram kabul etmiyor muydunuz ? " Adiyy : " Evet . " dedi . Peygamberimiz ( s.a.v. ) de şöyle ce vap verdi :

" Onların ibadeti işte budur . " ¹4 Şunu da belirtelim ki , bugün müslüman milletler de görülen ve rububiyete şirk sayılan görüntülerin se beplerini sorarsanız , kesin bir cevap verilemez . Belki bu milletlerin cehaletinden , Allah'ın kitabını , Resûlullah'ın sünnetini bilmemelerindendir .

Bu da onları okumama larından ve yaşamamalarından ileri gelmektedir . İs lam'a düşman olanların , ondan intikam almak isteyen lerin , inanç esaslarını bozmak için hazırladıkları oyunları
da unutmamak gerekir . Bu sebepler ile ilim ve imandan son derece uzaklaştılar . Yüce Allah'a zatında , sıfatların da ve isimlerinde ortak edindiler . Aynı zamanda bu hatalara ibadetlerinde de düştüler .

Ibadetlerde şirk koşmak , başkasını O'na denk tutmaktır . Bu da şirktir , küfürdür . Çünkü Yüce Allah şöyle buyurmuştur :
" Allah , kendinden başka ibadete müstahak bir varlık olmadığını delillerle açıkladı . " " 15 " Kesin olarak biliniz ki , Allah'tan başka ilah yok
m16

Küfürle beraber şirk ise değişmektedir . Bazı şirkler küfür olmaz . Çünkü şirkin küçüğü ve gizlisi vardır . Bu hususta Rasulullah'ın ( s.a.v. ) verdiği bir haber vardır : Ashabından bazılarından şirke ait sözler işitti , fakat bu sözlerin sahiplerini kafir saymadı . Dinden çıktığına da hükmetmedi . Bu hususta şu sözü vardır : - - Sizin hakkınızda korktuğum şeylerin en korkun cu , şirk'ül - asğar = küçük şirktir . - Ey Allah'ın Resulü , şirk'ül - asğar nedir ? - Riyadır . 17

" Allah diler , sen de dilersen " diyen kişiye karşı Peygamberimiz ( s.a.v. ) : " Beni , Allah'a ortak mı koşu yorsun , Allah yalnız başına diler de . " buyurmuştur . " 18

Peygamberimizin ( s.a.v. ) ashabı : " Kalkınız şu mü nafığa karşı Resûlullah'tan ( s.a.v. ) bize karşı yardım isteyiniz . " dedikleri zaman onlara karşı : " Benden yar dım istenmez , ancak Allah'tan yardım istenir . " sözü de buna delildir . 19

Peygamberimizin ( s.a.v. ) : " Allah'tan başkası adına yemin eden kimse muhakkak ki , Allah'a şirk koşmuş olur .
" 20 sözü ile şu sözleri de bu konuya delildir : " Ey insanlar ! Şu şirkten korkunuz , sakınınız , çün kü o karıncanın yürüyüşünden daha gizlidir .

Karıncanın yürüyüşünden daha gizlidir de ondan nasıl sakınalım ya Resûlallah ? .. Şöyle cevap verdi : " Ey Allah'ım , bildiğimiz bir şeyi Sana şirk koşmak tan Sana sığınırız , bilmediğimiz şeyden de bağışlamanı isteriz , deyiniz . " 21

Resûlullah ( s.a.v. ) bütün bunlarda kişinin dinden çıktığına veya küfre girdiğine hükmetmemiştir . Bundan dolayıdır ki , ibadetin şirkinde küfrü belirttik . Çünkü bu ibadetin sahibi onun şirk olduğunu bilerek israrla ve inatla , birtakım dünyevi menfaatler , mal , makam ve mevki düşüncesiyle hareket etmektedir .

Müslümanlardan bazıları ise dualarında hataya düşerler . İbadetin en büyük görüntülerinden olan , onun tamamlayıcısı bulunan dua ancak ve ancak Allah'a ya pılır . O'ndan başkasına dua etmek , şirktir , haramdır .

Dua edilen ister nebi olsun isterse veli olsun , Allah'tan başkasına dua eden müşrik olur , kafir , zalim , cahil ve muannit ( yalancı , müfteri ) olur . Diğer bir hata şekli , güç durumda kalan kişilerin , bir hastalığa veya felakete uğrayanların yardım isterne lerindedir .

Yardımı istenen ister veli olsun isterse nebi olsun , kişi kendini duymayan , yerini görmeyen ve hali ni bilmeyen kişiden yardım istemiş olacağından şirk koşmuş olur . Yüce Allah mümin kullarını şöyle uyar maktadır :
" Ancak Sana ibadet ederiz ( Senden başka ibadete layık yoktur ) ve ( hem ibadetlerimizde hem de bütün ihtiyaçlarımızda ) yalnız Senden yardım isteriz . " 22 Resûlullah ( s.a.v. ) , Abdullah bin Abbas ( r.a. ) haz retlerine sadece Allah'tan yardım istemeyi tavsiye et miştir : " İstediğin zaman sadece O'ndan yardım iste . 1723

Müslümanlarda görülen şirklerden bir tanesi de yeminlerdedir . Yemin ancak Allah adına yapılır . Başka SI adına yemin eden kişi şirke sapmış olur . Nebi ( s.a.v. ) başkası adına yemin etmeyi yasaklamış ve bunu şirk saymıştır : " Dikkatli olunuz ! Allah , babalarınızın adına yemin etmekten sizi yasaklamıştır . Kim yemin ederse Allah adina etsin , yahut sussun . 124

Başka bir hadisinde de şöyle buyuruyor : " Kim Al lah'tan başkasına yemin ederse şirk koşmuş olur . "
Başka bir rivayette " Küfretmiş olur . " şeklindedir.25 Bu kadar önemli ve nazik konularda Müslümanla
nn uyanık olmaları ve tehlikeli durumlara düşmemeleri gerekir .

Bunun için de yaptığı ibadetin , davranışın ve söylediği sözün anlamını bilerek yapmalı ve söylemeli dir . Haktan , hidayetten ve doğru yoldan uzaklaştırma ması için Allah'a sığınmalıdır . Allah'ım ! Bizi hidayetinden mahrum eyleme !
Amin !!!

Allah'a şirk koşmaktan sonra zikredilen " sihir " in insan hayatına yaptığı menfi tesir , perişan duruma dü şürülmüş zavallıların üzerinde açıkça görülmektedir . Mecnun gibi dolaşan , ne yaptığını bilmez ve ne söyle yeceğini ifadeden aciz hale gelen bu kimse , yapılan büyünün tesiri ile , su içindeki sabun gibi erimektedir . Sağlığı yerinde ve aklı başında bulunan bir kimseyi bu hale getiren sihirbaz , Allah'a ortak tanımanın peşinden gelen büyük bir günah kazanmış olmaktadır .

Haksız olarak bir insanın hayatına kıymanın ve yetim malı yemenin zararı , herkesçe bilinen bir gerçek tir . Bu sebeple sözü uzatmayı zaman israfı olarak kabul etmekteyiz . Faizin zararlarını ve uhrevi sorumluluğunu bundan sonraki bahiste açıklayacağız . Düşmanla göğüs göğüse muharebenin başladığı sırada , arkasını dönerek savaş sahasından kaçmak , düşmanların zafer kazanmasına zemin hazırlamak oldu ğu için , büyük günahlar arasında sayılmıştır .

Bu hükümden " ricat " hali müstesnadır . Baştaki komutanın emri ile ve bir harp hilesi olmak üzere veya daha münasip bir yerde müdafaa hattı kurma düşünce si ile geri çekilmek , savaş sahasından kaçmak değildir . Hadis - i şerifte zikredilen firar , korkudan kaynaklanmak ta ve canını kurtarmak için vatanı feda etmeye razı ol maktır .

Muhsanat , " muhsane " kelimesinin çoğul ifadesi dir . Lugat itibariyle " namuslu kadınlar " anlamına gel mektedir . Fıkıh istilahında hür , akıllı , ergenlik çağına ulaşmış , sahih ( geçerli ) bir nikahla evli bulunan kadına " muhsane " denilmektedir . Bu kadınların " ğafilat " sıfatı ile tavsif olunmasına gelince , kötülükten habersiz , fena lik düşünmeyen , zinadan uzak ve bu suçla itham olun maktan gafil bulunan , saf ve temiz kalpli kadınlar de mektir .

Inanmış , şerefli ve temiz kalpli bir kadına zina ifti rasında bulunmak , onun yuvasının yıkılmasına , perişan hale gelmesine ve halkın arasına çıkamamasına sebep olur . Bu şeyi isnat ve iftirayı yapan kimse , çok büyük bir cürüm kazanmış sayılmaktadır .

Namuslu , evli ve mümin bir kadına zina iftirasında bulunmanın cezasına gelince ; müfteri , hür bir kimse ise , ceza olarak kendisine seksen değnek vurulur . Köle ise kırk değnek vurulmak suretiyle cezalandırılır . Bu tecziye , sadece kadına iftira atana mahsus değildir . Müslüman bir erkeğe zina iftirasında bulunan kimseye de aynı ceza uygulanır .

Hadis - i şerifin başındaki yedi helak edici şeye dik kat çekilirken , " Bunlardan çekinin . " buyrulmaktadır . Bu ifade , " terk edin " ihtarından daha anlamlı bir mana taşımaktadır . Bu yasaklama tarzı , günahları işleyeni de , onlara meyli bulunanı da suçtan uzaklaştırmayı hedef olarak kabul etmenin yoludur .

13- Sûre - i Tevbe , 31
14- Tirmizi ve Ahmed rivayet etmişlerdir .
15 -Sûre - i Âl - i Imran , 18
16 -Sûre - i Muhammed , 19
17-el - Müsned , Imam Ahmed , 5 : 428
18-Ahmed , 1 : 214
19- Ahmed , 5 : 319
20- Tirmizi , Nüzur , 9 21 Ahmed , 4 : 403
22- Sûre - i Fâtiha , 5 Tirmizi , Kıyame , 59
23- Tirmizi kiyam
24- Ebu Lu'lü ve'l - Mercan , 2 : 180
25- Tirmizi , " Bu hadis hasendir . " demiştir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.