BİRİLERİNİN KONFORU İÇİN DİYET ÖDEYENLER
Yıllardır yeryüzünde yaşayan insanların devlet yönetimleri gayri islâmi bir nizam olduğundan, ekonomik, sosyal, dinsel ve diğer bir çok yönden sınıflara ayrılmışlardır. Yönetenler ve yönetilenler olarak da bir çeşit sınıflamalar var. Dünyada 200 den fazla ülke var gibi harita üzerinde görünse de gerçekte bu sayı çok aşağılardadır.
Bazı devletler, ekonomisi güçlü olan ülkelerin vilayeti ya da eyaleti gibidir. Bütün talimatlar bağımlı oldukları devletlerden alırlar Sistem zulüm ve adaletsizlik üzerine kurulmuştur. Gayri islâmi sitemlerin tamamı böyledir. Adaletin zıddı zulümdür, hukukun olmadığı bir memlekette zulüm ayyuka çıkmış demektir. Zulmün zirve yaptığı toplumlara bakıldığında halkın % 95'i geri kalan % 5'in konforu için çalışır. Bu durum Türkiye'de de böyle dünyada da. Bazı farklılıklar olsa da acı gerçek budur.
" Diyet ödeme" diye bir kavram vardır. Birileri tarafından verilen zararın telafisi anlamına geliyor. Örneğin haksız yere bir cana kıyan birinin kan parası ödemesi gibi. Ben burada diyet kelimesini birilerinin "konforlu hayat" sürmesi için diğerlerine çektirilen zulüm anlamında kullanacağımı belirtmek isterim.
Konforlu hayat sürmenin ne olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Her türlü imkäna çok kısa ve kolay yoldan ulaşabilme sanatıdır. 45 yıl öğretmenlik yapan bir öğretmenin emeklilik ikramiyesiyle normal yerden normal bir evin çeyreğini ancak alabiliyor. Normal bir ev en az 4 milyon liradır, 45 yıllık bir öğretmenin emeklilik ikramiyesi 1 milyon civarındadır. Konforcular sekreterleri sracılığıylâ belki de bir tekefonla bahsettiğim evi alabilirler. Zira konforcu ağalar böyle küçük rakamlara birilerine telefon etme tenezzülünde bulunmazlar bile. Yoksa namlarından aşağıya düşerler.
Yıllar önce bir vekil, İBŞB'nden 48 milyana bir arsa alır, imarında değişiklik yaptırır ve tekrar İBB'ye 110 milyona satar. Sayın kıymetli vekilimiz 62 milyoncuk kâr etmiş. Hem de yıllar önce.
Konforlu hayat öyle kolay olmuyor, çok paran olacak, kafan çok çalışacak, zeki olacaksın, Allah Teâlâ hiç kimseye ihsan etmediği yeteneklerin olacak, soylu bir aileye mensup olacsksın, imar yasasını değiştirecek gücün olacak, arkanda destekçilerin olacak vs.
Böyle bir parayı asgari ücretlim 5.000 ay çalışırsa ancak alabiliyor. Yani 417 yıl çalışması lazım gelir. 62 milyon parayı kim ödüyor vekilimize derseniz, belediye ödüyor. Ne ile? Bizden topladığı vergilerle. Diyeti kimler ödedi. Kıymetli vatandaşimiz. Tabi ki biz.
Bugün milyonlara varan üniversite mezunu gençlerimiz işsis yani ekmeksiz geziyorsa birilerinin konforu içindir. Milyonlarca emeklimiz 7.500 liraya mahkum ediliyorsa birilerinin konforu ve etki-yetki sahibi olması içindir.
Dünyada milyar dolar servete sahip dolar zenginleri varsa milyarlarca insana zulmettikletinden, haklarını kaspettiklerinden, köle gibi çalıştıklarından yönetimi ellerinde bulunduklarındandır. Meclisteki yasakarı dünyadaki madur insanların haklarını korumak için değil de kendi saltanarlarını sürdürmek için yapan kimseler ancak zalim olan kimselerdir.
Bir sene veresiye 3 ineğini satıp vakti gelip eline geçen para ile ancak bir inek alabilen gariban köylüm, enflasyon canavarıyla emektar insanın iki ineğini elinden alan sistem duruyor karşımızda. O iki ineğin emeği yok olmadığına göre kime gitmiştir dersiniz? Şüphesiz konforculara gitmiştir. 95 kişi 5 kişiye çalışacak. Ne sandınız. NFK ne güzel yıllar önce bu konuyu anlatmış:
Allahın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
Hulâsa, bir tarikat şeyhi Ferrari arabaya biniyor, milyon dolarlık evlerde yaşıyor, üç- beş yüz bin dolarlık düğün yapıyor, otellere, ofislere, arsalara, şirketlere sahipse dini kullanarak, müritleri ezerek, köylümün malını sitemden dolayı çalarak, bu konfora ulaşmış demektir.
Bir siyasetçi kısa zamanda servet sahibi oluyorsa, bir de bu yetmiyormuş gibi akraba ve yandaşlarını da zenginleştiriyorsa, emeklimin, köylümün, asgari ücretlimin, teşeron işçimin, ödediği diyet sayesindedir.
Bir bürokrat, genel müdür, müsteşar, vekil, bakan vs. değişik isimler altında üç-beş maaş alıyorsa ve böylece konforlu hayat sürenlerin safına katılıyorsa halkın çoğunluğuna haksız yere ödettikleri diyet sayesindedir.
Zulüm düzeni payidar değildir. Milli geliri adil paylaşmamak en büyük zulümdür. "Vellahu lâ yehdil kavmezzalimiin" "Allah zalimler kuruhunu asla hidayete erdirmez" buyurmaktadır. Halkımıza zulmederek ve diyet ödettirerek konforlu hayat sürmeye devam ediniz. Yakında göreceksiniz. Hatırlatmak istedim. Selâm ve Duâ ile...
26.11.2023
M. Cemal TOMAR