BİR ÖNCEKİ YAZIMIN DEVAMI
Yıllar çok hızlı geçmişti. 7 yaşındaki çocukların 11-12 yaş aralığına gelmişlerdi. Artık küçük sınıfların ablaları- ağabeyleri olmuşlardı. Beş yıl bir aile gibiydik. Verdiğimiz eğitim kuralları öğrencilerimin davranışları üzerinde iyice belirmeye başlamıştı. Sınıf her haliyle farklılığını ortaya koyuyordu. Sorumluluğunu bilen, verilen ödevleri yapan, kafasında yüzlerce formüle edilmiş, yolunu yordamını gösteren, haddini bildiren ve doğru istikameti gösteren meşaleler vardı onlarda.
5 yıllık eğitim- öğretimin finali yaklaşıyordu. Bütün 5. Sınıflar veda programı için bütün hızıyla hazırlık yapıyorlardı. Danslı, cazlı, kültürümüzle bağdaşmayan, kaynağı batı kültürünü andıran, ahlâk kurallarımızı zorlayan program çalışmalarıydı . O programlara halk da çok
prim veriyordu. Bizim programlara ise rabet pek olmuyordu. Her şeye rağmen doğru bildiğimiz yolda ilerlemeye yol almaya devam ediyorduk. Ortalıkta pek gözükmesek de çalışmalarımıza aralıksız devam ediyorduk. Peki veda programında neler vardı? Beraber bakalım.
Bir kere programımızın ana temasını şiirler oluşturuyordu.Şiirlerin yanısıra ayet meâllari, kısa sürelrrin mealleri, ilahiler, Türk Halk Müziği, skeçler, kültür değerlerimizi anlatan tiyatro örnekleri, taklitler, hatıralar, fıkra anlatımları vardı. Güzel söz söyleme yarışı da ayrıca programa heyecan katmıştı. Ayrıca onlarca şiiri ezberden okuyabilen öğrencilerin özel gösterisi vardı.
Vatan ve bayrak sevgisini, kahramanlık destanımızı anlatan şiirlerimizi duygusal okuyan öğrencilerimiz vardı. Bu şiirler okunduğunda duygulanan ve göz yaşı döken izleyiciler vardı salonda. Program çok uzun olmasına rağmen sonuna kadar ilgiyle izlenmişti. Herhangi bir sorun yaşanmamıştı. Her öğrenci aldığı sorumluluğu fazlasıyla yerine getirmişti.
Programın sonunda üç öğrenci sahneye çıkarmıştım. Velimiz olmayan bir tane kişi de salondan çağırmıştım.Eline kalem kağıt tutuşturmuştum. Yapılacak etkinliği kayıt altına almasını istemiştim. Salondaki izleyicilerden birden başlayarak 20 tane güzel sözler almıştık. Kişi kağıta öğrenciler o sözleri hafızaya kodluyorlardı. Süreç bittiğinde Elif 1' den 20'ye kadar olan sözleri hiç şaşırmadan saymıştı. Emirhan 20' den geriye doğru saymıştı. Emre ise verilen numaraya uygun olan sözü söylemişti.
Serbest Etkknlik derslerinde hafıza teknikleri ile ilgili yaptığımız çalışmanın güzel meyvesini almıştık. O üç öğrenci de şu anda çok iyi üniversitelerde okuyor. Tabi bu durum beni ziyadesiyle mutlu ediyordu.Öğrencilerinin başarılarından en az ebeveyn kadar mutlu olan ööğrencilerin öğretmenlerdir.
Öğrencilerimize öğrettiğimiz değerleri etkinlikler yoluyla kalıcı hale getirmek önemlidir. Sahaya tasınmayan bilgiler zamanla unutulur gider. Aksi halde uzun süreli beyne kayt olur. Hayat boyu unutmayız. 12 yıl aradan sonra yaptığımız veda programının muhtevasını bir bir hatırlamam ilginçtir değil mi? Sizler de geriye doğru hafızalarınızı sardığınız zaman neler hatırlayacağınızı bir düşünün.
Şu hakikati hiç unutmayalım. Duygularımıza hitap eden dış etkenler beynimizde kalıcılık oluşturur. Konu ile ilgili yazıyı noktalıyorum. Bu arada bu anlatımlarımdan güzel çıkarımlar elde edeceğinizi umuyorum. Bilmiyorum ilgi ile okudunuz mu?
Böylece kitabımın son yazısını yazmıs oldum. Değerler Eğitimi ismini verdiğim bu kitabımı ilgi ile omuyup başkalarına da tavsiye edeceğinizi sizlerden bekliyorum. Selâm ve Dua ile...
26.11.2024