Merhum amcamın en büyük kızı Hatice ablamın oğlu ve henüz 48 yaşında idi. KARABÜK'te ikamet ediyorlardı ve çoktandır da yüzyüze görüşmek nasip olmamıştı.
Corona denilen habis ve meşûm hastalık onu da bulmuş, 15 gün içinde de râhmet-i Rahman'a (C.C.) kavuştu.
Ailece çileli bir hayat yaşadılar. Biz de öyle idik , imtihânımız ağır geçti ; fakat elhamdülillâh, isyan etmedik, şükür'den vazgeçmedik.
Tam "mücâhid ruhlu" bir insan idi. Zaman zaman telefonla görüşürdük. Devletimizin ve Milletimizin hâlini ve istikbâlini dert edinmişti. İstikameti doğru idi. Belki 40 senedir yüzyüze gelmemiştik amma, ben onu çok severdim, o da beni çok severdi. Paylaşımlarıma çok zaman yorum yazardı veya en azından, beğeni bırakırdı.
Hem çok sevdiğim bir akrabamı, hem de mücâhid bir dava arkadaşımı kaybetmiş olmaktan dolayı çok üzgünüm. Fakat, Rabbimizin takdiri elbette ki başımızın gözümüzün üstündedir. Bizler "innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn"a inanmış, iman ve tâsdik etmişiz. Bu noktadan sonra yapacağımız şey, onun hakkında şâhitlik etmektir.
Kıymetli dostlarım, bu yiğidimize Fâtihâlarınızı hediye etmenizi istirhâm ediyorum. Cenâb-ı ALLAH (C.C.) râhmet ve mâğfiret eylesin ve mekânı Cennet olsun, beni de komşu eylesin.
Selâm ve dua ile.