Anladım ki; Hayaller güzelmiş, gerçekleşmeseler bile…
Anladım ki; Tarihteki ‘Taş Devri’, taşlar bittiği için bitmemiş...
Anladım ki; bazen insanın genetik duyguları baskın hâle geliyor...
Anladım ki; 'Muhabbet' bir başkaymış, başka şeylere benzemezmiş...
Anladım ki; Dostluk ve Sevgi'nin belli bir ‘şekli’ veya ‘kalıbı’ yokmuş!
Anladım ki; sırtına vurulan her ilave yük, insanın yükünü ağırlaştırırmış.
Anladım ki; Ben bilmemem, başkalarının da bilmediği anlamına gelmezmiş...
Anladım ki; çuvalın alttan içi boşaltılırken, hâlâ ağzındaki ipi ile uğraşanlar var...
Anladım ki; kim olursa olsun, şu hayatta bir ‘uyarıcıya’ ihtiyaç olduğu gerçekmiş.
Anladım ki; Her âdemoğlu, ancak kendi yükünü çeker ve o yükten sorumlu olurmuş...
Anladım ki; 'Adam' olmayanı, zorla da olsa, ‘adam’ etmek, her adamın harcı değilmiş...
Anladım ki; Nice nice hayatlar, dünyanın her yerinde bir şekilde ‘hayat’ buluyorlarmış!
Anladım ki; Bazı insanlar ölürler, bazıları da kaybedilirlermiş. İki durum, aynı durum değilmiş...
Anladım ki; Muhalefet etmeye alışanlar, hiç bir iyiyi göremezlermiş... Onların gördükleri hep muhalefet edilecek şeylermiş!
Anladım ki; Öyle zaman olur, hiç kimseyi görmek istemezsin; bazen de seni hiç kimse görmek istemez… Ne yaparsın, çark böyle…
Anladım ki; Herhangi bir âdemoğlu eğer hem cahil, hem geri zekâlı, hem de aptal ise, ortaya çıkan canlı varlığa EBLEH deniyormuş.
Anladım ki; Âdi ve süfli ‘adamlar’, fıtratları bozulduğu için, hiçbir zaman ‘âdil’ bir kişi olamazlarmış!
Anladım ki; Mavi boncuk dağıtarak herkesi ‘memnun’ etmeye çalışanların münafık olma ihtimali fazla imiş...
Anladım ki; Ata, et; aslana da ot vermemek gerekiyormuş… Aksi halde ikisi de ölürmüş.
Uygun olanı tersi imiş…
Anladım ki; Küçük hesapların insanları, işgal ettikleri makam ve statüleri ne olursa olsun, hiç bir zaman büyük adam olamazlar...
Anladım ki; bazılarının davranışlarına bakarak ‘öküz’ demek yanlışmış, çünkü öküz, bir hayvanmış ve bazıları öküz olamazlarmış.
Öğrendim ki; İnsanımız geçmişteki bazı vakalara keşke ‘takılmayıp’ da oradan günümüze gelse, yani takıntılarından vazgeçse ne iyi olurmuş!
Anladım ki; Kim ne olursa olsun, kim olursa olsun, isterse allama-i Cihan olsun, ancak dışarıdan ‘görüldüğü’ kadarmış. Nasıl görülüyorsa öyle bilinirmiş…
Anladım ki; Öyle insanlar varmış ki, onlar bazılarının gözünde ‘canlı mevta’, yani ‘yaşayan ölü’ hükmündeymiş, ama bazıları onların hâlâ yaşadıklarını sanırmış...
Anladım ki; ülkemdeki muhalif siyasi partiler, iktidara geldiklerinde YIKACAKLARINI açıklarken; biri de YAPTIKLARINI ve YAPACAKLARINI anlatarak seçim propagandası yapıyor. Ne acı değil mi?
Keşke herkes anlasa da…