BİR MAYIS İŞÇİ BAYRAMI

Mustafa Cemal TOMAR

BİR MAYIS İŞÇİ BAYRAMI

Dünya'da islâmi sistem olmadığı sürece hiç bir sorun kökünden çözülemez. Bir şeyi düzeltirsin, öbür taraf bozulur. Bir söz vardır ya "Doluya koydum almadı, boşa koydum dolmadı" derler. Bu kapitalist düzen sorunu çıkartır, sonra da çözüm yolu arar. Milleti böylece oyalar.

Ne imiş "1 Mayıs İşçiler Bayramı" Bu gün tatil olursa, solcular Taksim'de yürürse, hükümete veryansın ederse, işçi kamuflajı giyinirse, şehit işçiler için saygı duruşu yapılırsa işçilerin sorunu çözülecekmiş. Hadi ordan!!! Bir asırdır aynı tiyatro oynanmakta işçi kardeşlerimizin hiç bir sorunu çözülmemektedir. Yok efendim işçi sendikaları olmasaydı, kreve gidilmeseydi, hükümetlere baskı yapılmasaydı işçiler daha da vahim durumda olacakmış. Bunu söyleyenlerin işçi dostu filan değil. İşçi sendikalarının başkanları ve yöneticilerinin yaşayışlarına ve aylık maaşlarıa bakmak gerekir. Hiç birisi işçi gibi yaşamamaktadır. Hiç hasta olmayan adam hasta halinden anlar mı? Asla bunlar samimi değildir.

. Bir yıl önceydi. Samsun'da Cumhuriyet Meydanından geçiyordum. O günün bir Mayıs olduğunu unuttum. Meydanda kalabalığın içine girdim. Kendimi yabancı ülkede hissettim. Orada toplanan kalabalık 1 Mayıs İşçiler Bayramını kutlamak amacıyla gelmişler güya. Bir kere yüzde doksanı işçi değildi. Bir çoğu iş veren olduğunu biliyorum. Bir kısmı ateist, bir kısmı Perinçek zihniyetli, bir kısmı solun solu görünüyordu. İri yarı, top sakallı, batıya özenli giyimiyle, kelli felli adamlar, altlarında son model arabalar, tafralar, insanlara tepeden bakmalar, milli ve manevi değere saygısı olmayanlar, cebi para dolu olanlar, dost alış-verişte görsün diye oraya gelmişler. İşçilerin haklarını koruma adına güya. Güldüm geçtim.

Özel iş yerlerinizde çalıştırdığınız işçilere asgari ücretin üzerinde maaş veriyor musunuz? Yookk!!! Gücünüz yettiği halde neden kazancınızı personeliniz arasında adil paylaşmıyorsunuz? Özü- sözü bir olmayanlar asla güvenilir insanlar değildir.

. Peygamberimiz sav " İşçinin teri kurumadan ücretini veriniz" buyurmaktadır. İşçiler bir memleketin çimentosudur, yoludur, suyudur, toprakta ekmektir, cadde ve sokakta hijyenliğin mimarlarıdır, inşaatın iskelesidir, tuğlasıdıt, sıvasıdır...Onlarsız hiç bir iş dönmemektedir. Bir okulda müdür üç-beş gün yoksa işler bozulmafan döner, hizmetliler bir gün olmazsa hemen farkedilir. Yaptıkları işin önemi yokluklarında hemen belli olur. İşçi kardeşlerimiz başımızın tacıdırlar, iyi ki varlar. Hiç birinin cesaret edemediği, güç yetiremediği işleri onlar yaparlar. Elleriyle, ayaklarıyla, sırtlarıyla, yürekleriyle, fiziksel güçlerini ortaya koyarak her türlü işleri görürler. Bir bakarsınız işçi kardeşim, tarlada ırgattır, dağda çobandır, Restorantta ustadır-çıraktır- bulaşıkçıdır, gül bahçesinde bahçıvandır, inşaatta işçidir-ustadır-kalfadır-marangozdur, iş yerlerinde-okulda, tamircidir-çaycıdır-kalorifercidir-temizlikçidir, sanayide, ustadır-sanatkardır..İişçilerin meziyetlerini saymakla bitiremeyiz. Onlar olmadan hiç mi hiç bir işimiz yürümez. Onların kıymetini bilmeliyiz.

İşçi kardeşlerimiz aynı zamanda bizden birileridir. Babamızdır, kardeşimiz-amcamız- dayımız- arkadaşımız dostumuzdur. Bu bakımdan onların toplumdaki saygınlığı en az bizim kadardır.

Burada izah etmeye çalıştığım hususların doğruluğuna inanan, saygı duyan, samimi olan hangi yönetici olursa olsun işçinin emeğini sömüremez, hakkını vermemezlik yapamaz, işçi kardeşini ikinci sınıf vatandaşı göremez. İşçinin alınterini Ali Cengiz oyunlarıyla çalıp-çırpıp kendine servet edinemez. Hele de müslüman hiç ve hiç yapamaz, yapmamalıdır.

. Sistem İslâm Sistemi olmayınca bütün sistem karışıyor, karıştırılıyor, sonra da o sistemi sendikalarla, krevlerle, baskıyla, güçle, yargıyla düzeltmeye çalışıyoruz. Bataklığı ortadan kaldırma yerine sivrisinekleri ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Sistemi yazanların zihniyeti şeytan ???? zihniyeti, uygulayıcılar şeytanın askerleri oldukça, hakkın değil de güçlü olanın haklı görüldüğü bir sistemde hak -hukuk-adalet arayamazsınız. Tavşan kaç-tazı tut oyunu oynanıyor.

İki haftadan beri ülkemizde Taksim'de yürüyüş yapılacak mı yapılmayacak mı meselesi tartışıyor. İşçinin sorunları ve çözüm yollarını konuşan yoktur. Sorun ortadadır. Sorunun çözümü de açık ve nettir, bellidir. Bizim akıl hocaları, medya ve siyasilerin sorunu çözmekle hiç alakası olmayan dedikodudan başka yapılan hiç bir şey yoktur. Solcular sadece bu meselede boş teneke gibi gürültü çıkarmaktan başka yaptıkları hiç bir şey yoktur. Görünürde işçi dostu uygulamaları ise tam tersini gösteriyor.

Çözüm istiyorsanız matematik konuşsun. Yasal olarak herkes eşitse, eşitlik ilkeleri konuşsun, adalet konuşsun, vijdanlar ve inançlar konuşsun, ekonomi konuşsun, kirli el ✋ elini çeksin, üretim artsın, tasarruf yapılsın, sözün özü islâm konuşsun. Göreceksiniz bütün sorunlar çözülecek, hasta olan vücut sağlığa kavuşacak, dünya ve ahiret mutluluğu ve huzuru sağlanacaktır. Allah Teâlâ kullarından razı olacaktır. Böylece angarya ve faydasız dedikodular, hak arama uğruna yapılan yürüyüşler, krevler ortadan kalkacaktır. Sorunlar son bulacaktır. Selâm ve Dua ile...

01.05.2024

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.