İnsanlar, doğumlarıyla birlikte bir dinin mensubu olurlar. Eğer, dindar bir aile çevresinde doğmuşsanız aileniz sizi dininizin bir bağlısı, öğreticisi haline gelecek bir eğitime yönlendirir.
Veya, dini bir eğitim görmeseniz de ateist olmadığınız sürece doğuştan edindiğiniz dininizin, dinlerin en üstünü olduğuna inanırsınız.
Öyle ki; aldığınız eğitim ne derece yüksek olursa olsun düşünceniz dininizi de savunacak şekilde gelişir.
Bunun en açık örneği, dünyanın bazı önemli ilim insanlarının mantığa ters gelse de, saçma sapan olsa da doğuştan edindikleri dinleri savunmalarıdır.
Dinlere inananların genellikle ortak düşünceleri, teknoloji gelişse, dünya değişse de inandıkları dinin zamanla kitleler tarafından daha iyi anlaşılacağı ve dinin toplumlardaki etkisinin gün geçtikçe daha da artacağı yönündedir.
Ülkemizde dini eğitim görmüş, ilahiyatlardan yetişmiş hocalarımızın hemen hepsinin de görüşü budur. Bunların birçoğu bu tür iddiaları sürekli yazıp, dururlar. Bunlara göre; Kur’an’da her şey vardır ve ilim/bilim ilerledikçe ayetlerin gizli yanları ortaya çıkacak ve insanlar akın akın islama koşacaklardır..
Oysa, (geldiğimiz noktada) ülkemiz dahil dünyanın ileri gelen ülkelerinde dine ilgi git gide azalıyor ve toplumlar sekülerleşiyor.
Daha önce yazdığı kitap ve makalelerde dinin zamanla yükseleceğini savunanlar arasında sayabileceğimiz bir isim olan Marmara İlahiyat Fakültesinin eski dekanı Prof. Dr. Ali Köse’nin son kitabı olan “Dinin Geleceği” adlı kitap, adeta bu gibi görüşlere cevap niteliğinde bir kitap.
Köse’nin kitabı Avrupa ve Amerika’da bu konuda yapılan araştırmalardan yola çıkarak dinin git gide toplumların gündeminden düşmekte olduğunu, bilhassa Avrupa ve ABD’de dine olan ilginin azaldığını ortaya koyuyor.
Kitabın son bölümünde yer alan transhümanizm konusunda ise üst insan arayışlarının dinden kopuşu hızlandıracağı yönündeki değerlendirmelere yer veriliyor.
Kitap, islam dünyasının dine yaklaşımını konu etmediği, sadece Batıdaki din üzerine araştırmalardan oluştuğu için bu değişimin İslam dünyasını etkilemeyeceği ileri sürülebilse de sorunun dinlerin geneli ile ilgili olduğu açık..
Ali Köse, bu durumu şu cümlelerle tanımlıyor; “Modern dünya artık seküler zamanda gömülü bir hayat yaşamaktadır. Her ne kadar spiritüalist eğilimler ortaya çıksa da Evanjelik hareketler devam etse de, hac merkezlerine ziyaretler sürse de genel görüntü dinin gerilediğine işaret etmektedir.”(S.199
Eğer, dinin gelecek seyrini araştırmalara dayalı olarak anlamak, öğrenmek istiyorsanız ”Dinin Geleceği” adlı bu kitabı okumanızı tavsiye ederim...