BİR BAŞKA AÇIDAN 19 MAYIS ve GENÇLİK

Mustafa Cemal TOMAR

BİR BAŞKA AÇIDAN 19 MAYIS ve GENÇLİK

Görevim gereği Samsun'da ikamet ediyorum. Samsun ma'lumunuz "Kurtuluşu Savaşı Meşalesi"nın yakıldığı şehir. Samsun bu nedenle 19 Mayıslarla bezenmiş bir şehirdir. 19 Mayıs Lisesi, 19 Mayıs İlçesi ve 19 Mayıs Üniversitesi ile en çok 19 Mayısların yer aldığı bir şehrimiz Samsun. Bu nedenle Samsun tarihte yerini almıştır. Bütün dünya bu vesile ile Samsun'u tanımaktadır. Tabiatıyla 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nın baş şehri şüphesiz ki Samsun'dur.

19 Mayıs deyince ilk akla gelen Kutuluş Savaşı'nın başlangıç tarihi olduğu doğrudur. İkinci akla gelen cümle ise " Gençlik"tir. Zira devlet yöneticileri bu milli bayramı gençliğe hediye etmişlerdir

Gerek 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gerekse 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı çocuklarımız ve gençlerimiz için önem arzettiği bir hakikattır. Buradaki yazımı gençlik üzerine yazmayı tasarladığım için gençlik nedir? Ne alemdedir? Gençliğimiz nereye doğru evriliyor? Bu gençliğe geleceğimizi emanet edebilir miyiz? M. Akif ERSOY'un "Asımın Nesli Diyordum Yâ, Kesilmiş Gerçek' demesinden ne anlaşılıyor? gibi sorular akla geliyor. Bu sorulara genel bir bakış açısıyla değerlendirmeye çalışacağım inşallah.

Bir kere gençlik dediğimizde, gençliğin yaş aralığına bir bakalım. Bizim dinimize göre buluğ çağına giren her çocuk artık gençlik safına katılmış oluyor. İklime, ırka ve gelişmişlik düzeye göre bu rakam değişir. 12-13-14-15 yaş aralığından başlar, 25 yaşına kadar devam eder.

Bu bağlamda toplumda gençlik önemli bir kategoriyi oluşturmaktadır. Gençlik dönemi UNESCO tarafından 15-25 yaş aralığında belirlenirken, Birleşmiş Milletler Örgütü (BM) 12-24 yaş aralığını öngörmüştür. Türkiye ise BM'in belirlediği 12-24 yaş arasını gençlik dönemi olarak benimsemiştir.

Hulâsa biz 15-25 yaş aralığına göre gençlerimizin durumunu irdeleyelim. Gençler 15 yaşına vardıklarında zorunlu eğitim- öğretim devam ediyor. Bu süreç 18 yaşına kadar devam ediyor. Bütün gençlerimizin idealinde iyi bir üniversiteye girmek vardır.

Almanya'nın nüfusu ile Türkiye'nin nüfusu hemen hemen aynıdır. Almanya'nın tüm üniversitelerinde okuyan öğrencilerin sayısı 1,8 milyon iken, Türkiye'de bu sayı 8 milyondur. 2024'te üniversite sınavına yapılan müracaat sayısı; Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, 8-9 Haziran'da düzenlenecek Yükseköğretim Kurumları Sınavı'na (2024-YKS) 3 milyon 36 bin 945 adayın başvurduğunu bildirdi. Bu açıklama gençlerimizin mesleklere yönlendirilmediğini, tüketim toplumu oluşturulmak istendiğini, işsizlik ordusunun büyütülmesini göstermektedir. Nitekim 2 milyona yakın üniversiteli diplomalı işsizimiz var. Belki bir kaç milyon gencimiz de bitirdiği okulun dışında asgari ücret düzeyinde ücret alarak başka işlerde çalışmaktadır. Gençlik bayramı kutlamak demek, aslında vatanını milletini seven, üretken olan, ülkesi ve ilkeleri için çalışan, inançlı ahlâklı ve manevi değerlere bağlı nesiller yetiştirmek demektir. O zaman sen gençliğe bayram yaşatıyorsun demektir. Üniversiteyi bitirir bitirmez diplomasına uygun devlette ya da özel sektötde insanca yaşayabilecek bir dünya oluşturulduğu takdirde gençlik bayram yapmış olur. Gençler işe başladığında evlenip yuvasını kurabilecek düzeyde ücret alabiliyorsa işte o mutluluk gençlerin bayramıdır.

Gençler umutluysa, ülkesinin geleceği için heyecan duyuyorsa, kanun önünde kendilerini güvende hissediyorsa, memleketinde hendilerine her türlü imkanlar sunuluyorsa işte o gençlerin her günü bayramdır. Böyle bir gençlik vatanına ve milletine sahip çıkar

Asım'ın nesli derken iman, irfan, fazilet ve bilgi ile donanmış; karakterli, ahlaklı, kişilikli; vatanına, milletine ve dinine sahip çıkan, dahası bunları yüceltmek için tüm imkanları seferber eden bir gençliktir.

Böyle bir gençlik yetiştirebildikse her günümüz bayram olur, 19 Mayıs coşkusu yerini bulmuş olur.

Lâkin Türk gençliğine ' Asımın Nesli" kriterleri baz alındığında maalesef böyle bir nesil yetiştiremedik. Yetişmiş beyinlerimiz Avrupa'ya, Amerika'ya umut bağlar hale geldi. Yolunu bulan Avrupa, Amerika, Çin ve Japonya ya iltica ediyor. Zira oradaki çalışma şartları çok daha iyi, iş bulamayan gençliğimiz orada daha iyi iş bulma imkanı buluyor. Şimdilik bu memleket, gençliğin baba-anne ve dedeleri sayesinde ayakta duruyor. Yarın bu devletimizi emanet edeceğimiz gençlik, maalesef umut vermiyor.

Gençliğin bir kusuru yok. İyi yetiştiremedik, iyi bir gelecek tesis edemedik. Dinine ve vatanına bağımlı değil de sanal dünyaya bağlımlk bir nesil yetiştirdik. Ben çektim evlâdım çekmesin diyerekten her şeyi ayaklarına getirdik. Sorumluluk vermedik, sanatkâr yapamadık, milli ve manevi değerleri empoze edemedik. Üretken gençlik değil de tüketen gençlik yetiştirdik. Diplomalı işsiz gençler yetiştirdik. İstidat ve kabiliyetlerine göre yönlendirme yapamadık. 12 yıllık kesintisiz temel eğitimle çocuk ve gençlerimizi meslek sahibi yapamadık. Gençliğimize çook yazık ettik. Böyle bir gençlik milli ve dini bayramlara da değer vermez oldu.

19 Mayıslarda gençliği ne kadar anarsanız anın, ne kadar gençliğin popülaritesini anlatırsanız anlatın inanın gençlik için bir kıymet-i harbiyesi yoktur. Gençliğin gündeminde iş-aş vardır, insanca yaşayabileceği branjına uygun iş bulmaktır derdi. Baba parası değil de kendi alın teriyle kazanacağı ekmeğe hasrettir gençlik.

Bu gençlerimiz de en az, bir bakanın, bir genel müdürün- müsteşarı, bir iş insanının evlâtları kadar değerlidir. Onlar kadar işe-aşa-eşe ihtiyacı vardır.

Ben şahsen üniversiteyi bitirip de iş bulamayan işsiz gençlerimize çok acıyorum. Onların halini kendime dert ediniyorum. İşsizlikten ve parasızlıktan hayatının baharında saçı ağaran, dökülen, hayatının baharında ihtiyarlaşan gençletimize acıyorum. Hallerini anlıyorum.

Fakülte mezunu olup da asgari ücretle çalıştırılan gençlerimizin halleri gerçekten içler acısıdır. Gençliğimiz bu hale düşüren her kim ise pek yakında mahkeme-i kübrada hesabını terettütsüz verecektir. Selâm ve dua ile...

20.05.2024

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.