Hayatı yaşayan, hayatın içinde olan, tüm sorunlarla yüzleşen bizleriz. En özeline kadar her şeye hakim olan yine bizleriz, dolayısıyla bizim için neyin iyi neyin kötü olduğunu bir başkasının bilmesi mümkün değildir. Başka insanlar bizi tamamen kendi doğrulara göre yargılarlar. Kendilerine iyi gelmiş şeylerin bize de iyi geleceği varsayımıyla hareket ederler. Oysaki onlarda işe yarayan şeylerin bizde de işe yaraması diye bir şey asla söz konusu bile değildir. Anne babamız ne der? Akrabalar ne der? Komşular ne der? Yöneticiler ne der ? Mahalleli ne der? diye diye kısacık ömrümüzü başkalarının iki dudağına mahkum ediyoruz. İşte onun için mutsuz yaşıyoruz. İşte onun için kendi hayallerimizin peşinden koşamıyoruz?
Bu konuyla ilgili daha iyi anlaşılması bakımından güzel bir hikaye vermek istiyorum.
Bir gün Hoca, oğlunu eşeğe bindirmiş kendisi arkasından ağır ağır yürüyerek bir köyün içinden geçiyorlarmış. Yolda bunları gören köylüler :
– Dünya tersine döndü galiba! Baksana şu hale ihtiyar adam yerde yürüyor da küçücük çocuk eşeğin üzerinde gidiyor. Ne ayıp şey değil mi ? Diye söylenmeye başlamışlar.
Bu sözleri duyan Nasreddin Hoca , duydun mu oğlum demiş sonra eşekten oğlunu indirip kendisi binmiş. Başka bir köyün içinden geçerken yine bir grup insana rastlamışlar. Onlar da durumu görünce başlamışlar söylenmeye:
– Şu hale bakın siz arkadaşlar! Koskoca adam eşeğe binmiş de, küçücük çocuk arkasından yetişeyim diye kan ter içinde yürüyor. İnsanoğlu işte ne kadar bencil ve vicdansız hep kendini düşünür işte, demişler…
Bu sözleri duyan Hoca, oğluna dönerek sende duydun mu oğlum
– En iyisi gel eşeğe beraber binelim demiş.
Hoca ve oğlu eşeğin üzerinde giderken yolda toplanan başka bir kalabalık grup görmüş onları. Tabi boş dururlar mı onlar da söylenmeye başlamışlar.
– Şu insanoğlunda hiç merhamet diye birşey kalmadı, arkadaş. Baksana eşeğin beli neredeyse yere değecek. Eşeğe yazık değil mi. Yerde yürüseler sanki ölecekler mi ? Hiç Allah korkusu yok bunlarda. Azıcık Allah korkusu olan kimse böyle yapmaz, demişler.
Hoca bu sefer de oğluna dönerek duydun mu oğlum demiş.
-En iyisi mi, ikimizde yürüyelim, eşek de yanımızda bizimle beraber yürüsün demiş.
Eşek önlerinde, onlar arkada yollarına devam etmeye başlamışlar. Başka bir köyün önünden geçerken kalabalık bir grup köylü görmüş bunları. Bu duruma şaşıran köylüler söylenmeye başlamışlar. Onlar da :
– Şunların ki de akıl mı yani ? Eşek önlerinde bomboş gidiyor da her ikisi de şu sıcakta ter revan içinde yerde yürüyorlar. Yazık. Yanlarında eşek olurda insan binmez mi hiç ? Demişler.
Hoca oğluna dönerek duydun mu bunu da oğlum demiş.
Bak oğlum demiş bunu sana önemli bir ders vermek için yaptım.
Gördüğün gibi her kafadan ayrı bir ses çıkıyor. Sen ne yaparsan yap kimse senin yaptığını beğenmiyor. En iyisi bildiğinden şaşmayacaksın. Hedeflerinden ve hayallerinden asla vazgeçmeyeceksin. Herkesi dinleyeceksin ama her zaman kendi bildiğin doğruları yapacaksın. Yoksa hem insanlara yaranamazsın hem de onlar ne diyecek diye hayallerini gerçekleştiremezsin. Olan sana olur.