BEYNİN MAHARETLERİNİ KEŞFETMENİN ÖNEMİ
Keşfetme kelimesini çok kullanırız. Herkesin farkedemediği gizli farklılıkları farkederek farketmeyenlere farkettirmeye keşfetme diyebiliriz.
Çocuklar başta olmak üzere insanların çoğu, özel yeteneklerinin farkında bile değildir. Bazen iş işten geçtikten sonra özel yeteneklerimizi farkediyoruz ya da birileri bize farkettiriyor.
Her insan farklı yaratılmıştır. Hiç bir insan aynı değildir. Bu açıdan özeliz.
Her insanın farklı yetenekleri vardır. Bu yetenekler birleşince bir bütünlük oluşuyor. Tıpkı insanın organları gibi. Vücudumuzun organlarına farklı görevler yüklenmiştir. Koordineli bir şekilde görevlerini ifa ederek mükemmel bir sistem olan vücudumuzu meydana getirmektedir. Toplumların da jer biri kabiliyetleri doğrultusunda meslekler seçerek, diğer meslek grublarıyla beraber koordineli ve eşgüdümlü bir şalışma icra edebildikleri taktirde hızlı bir şekilde gelişme meydana gelir. Hızlı kalkınan ülkeler işaret etmeye çalıştığım konuya çoktan vakıf olmuşlardır. Taa!! küçük yaşta, tertip ettikleri uzmanlarıyla çocukların kabiliyetlerini kelfediyorlar. Ona göre çocukları yönlendiriyorlar, eğitime tabi tutuyorlar sonra da iş imkânları sağlayarak yüksek verim elde ediyorlar.
Eski terimle doğuştan gelen kabiliyetler sonradan para ile alınamaz. Hayvanlarda da durum böyledir. Hiç bir hayvanın sergilediği bir davranışı bir başka hayvan aynı başarı ile sergileyemez Örneğin;Bir kanguru, tazı veya bir aslan 70 kilometre hızla koşabilir. Ancak hepsinden hızlı olan bir hayvan var: Çita. Çita'lar saatte 110 kilometre hıza ulaşabilen tek kara hayvanıdır. Şimdi burada kanguruya ya da aslana sen de çıta gibi hızlı koşmaya çalış demek yaratılışın tabiatına aykırı hareket edilmiş olur. . Boşuna uğraş vermiş oluruz.
Şimdi burada kanguru ile çıtaya koşu yarışı yaptırılması ne kadar saçma olur değil mi? Yarışı kazanacak hayvan bellidir. Hayvanların kabiliyetleri farklıdır. Boyu 190 cnm olan biriyle boyu 150 cnm olan birine halter sporu konusunda yatıştırmak ahmaklıktır. Halterci Naim Süleymanoğlunun boyu 1.47 cnm idi. Boyu halter sporuna uygundu. Müziğe yetenekli ola bir çocukla sayısal yetenekli olan bir çocuğu sayısal sorularla yarışa sokmak olacak şey midir?
Sporda ve değişik fiziksel aktivitelerde durum ne ise, beyinsel aktiviteler de aynıdır.
Köpekler, insanlardan yaklaşık kırk kat daha fazla kokuya duyarlı reseptöre sahiptir. Bu, tazı gibi bazı köpek ırklarında yaklaşık 125 milyondan yaklaşık 300 milyona kadar değişmktedir. Bunun, koku alma duyusunu insanınkinden 40 kata kadar daha hassas hale getirdiği düşünülmektedir. Koku alma noktasında canlılar yarıştırılırsa doğru ve adil bir yarış olmaz.
İlkokul öğretmenlerimize büyük görevler düşüyor. Sürekli fartklı farklı etkinlikler yaparak öğrencilerin yetenekleri keşfedilmelidir. Meslekler arasında asla ayırım yapılmamalıdır. Her meslek kendi mecrasında önem arz etmektedir. İnsanlığın hizmeti için icra edilen her meslek kıymetlidir. Ülkemizde mesleklere farklı gözle bakılmaktadır. Doktor ile öğretmen arasında örneğin, büyük fark görülmektedir. Böyle bir yaklaşım çok tehlikeli ve yanlıştır. Doktorluk ön plâna çıkarılıp öğretmenlik değersizleştikçe toplum yara alıyor, zarar görüyor.
Adamın biri övünürken, " kızımı, doktor, mühendis, savcı-hakim istedi, affedersiniz öğretmen de istedi" demiş. Böyle bir anlayış yerle yeksandır. Toplumun çöküşü demektir. Öğretmenliğin değeri zirve yaptığı ülkelerde kalkınmanın zirvesini görürsünüz, hakir ve değersiz olan ülkelerde çöküş görürsünüz.
Yukarıda ilkokul öğretmeninin önemine kısaca vurgu yapmıştım..Çeşitli etkinlikler yaparak öğrencilerin yetenekleri keşfedilmelidir demiştim.
"Kim ne yapabilir? etkinliği" kapsamında sınıfta bir etkinlik tertip ettim. Emir isminde minik bir öğrencim "köpek havlama takliti" yapabilirim dedi. Tahtaya kaldırdım. Köpek havlama takliti yapınca çok şaşırdım. İşi genişlettim. Bir baktım ki bir çok hayvanın taklitini hem ses hem de hareket olarak muazzam bir şekilde yapmaktadır. Bu çocuk bu yönde kullanılırsa ilerde "deha"olur.
Bir başka birinci sınıf öğrencisi, çok yaramaz ve düzensiz. Verdiğim matematik etkinliklerini bir çırpıda yapıyor. Ritmik sayma kapsamında en son kendisine; 17-34-51......850'ye kadar ritmik ritmik yaz gel dedim. Hatasız bir şekilde yazdı getirdi bana. Birinci sınıf öğrencisi, üç dört işlemli problemi anında çözüyor. Çocuğun bu kabiliyetini sezdim. Bu yönde bu çocuklar yönlendirilmesi durumunda ülkemizde ileride neden dünya kadar icat olmasın. Nobel ödüllerini niye hep İsrailiyattan olanlar alsın.
Ortaokulun sonunda öğrenciler mutlaka yeteneklerine göre farklı okullara yönlendirilmelidirler. En kıymetli varlığımız çocuklarımız ve dolayısıyla onların beyinleridir. Bunu asla unutmamalıyız.
Beyinleri satın alanlar dünyada söz sahibidirler. Japonya, Almanya, Güney Kore, Çin... kısa zamanda kalkınmasının tek açıklaması " çocuklarının maharetlerini" keşfederek, maharetlerine uygun mektepler kurarak ve ekonomik imkânlar sunarak kalkınabilmişlerdir. Bizimkiler ise beyin göçünün ne demek olduğunu halâ anlamış değiller. Habire ülkemizde beyin göçü yaşanmaktadır. Avrupa'dan ve amerikadan üst zekalı öğrenciler bizim ülkemize ya da Ortadoğu ülkelerine tahsil için gittiklerine dair bir habere rastlamadım. Milli Eğitim Bakanımız ve ekibi, yeni müfredat peşinde olacağına, öğrencilerimizin yeteneklerini nasıl geliştirip istihdama teptil ederiz? sorusunu masaya yatırıp ona göre projeler geliştirip hayata geçirmeleri durumunda en hayırlı işi yapmış olacaklardır diyorum. Selâm Hidayet üzere olanlara olsun!!!
01. 05.2024
M. Cemal TOMAR