BEYAZ TÜRK - ZENCİ TÜRK- GRİ TÜRK
Gündem değiştirmek çok iyi oluyormuş. Güzel güzel zihin jimnastiği yapıyoruz. Günün tartışma gündemini belirliyorum: Beyaz Türkler’i artık biliyoruz da Zenci Türkler kim oluyorlar? Hadi kolay gelsin. Benden sakın ola ki yorum beklemeyin. Ne yazacaksanız siz kendiniz yazın!
- Ben buldum, buldummmm… Bilmemek kötüdür, bilmek istemekse daha kötüdür.
- Zenci Türkler ve buldum güneşte çok yanmış olanlar…
- Afrika’da halkı küçümseyen Kenyalılar galiba ‘Siyah Kenyalı’, normal ezilen halka da ‘Beyaz Kenyalı’ diyorlar.
- Beyaz Türk, parası olan Türk demektir. Zenci Türk, asgari ücretle geçinen Türk demektir
-Türklük parayla mı ölçülüyor, ‘Türklük’ değerli bir şey olsaydı, ‘Türk Fahişe’ olmazdı…
- Bu toplum neden kendisini Amerikalı veya Avrupalı kimliği altında görmek istiyor ki? Bu medeniyetin beşiği Anadolu olmaktan, neden utanır gibi, olunuyor sanki…
- Ne zaman Türk olmakla gurur duymaya başlasak 17. yy da bir Rahib’in söylediği ve halen uygulamada olan şeyle karşılaşıyoruz. Sormuşlar Rahib’e “biz Türkleri nasıl yeneriz?” diye… Rahib’in cevabı, “Türk olduklarına olan güveni yok edip utandırırsak” demiş.
- Bakın, ben kendimi ''Zenci Türk'' olarak görüyorum! Ben bir cariyenin torunuyum!
- Hayır, hayır… Eğer paran yoksa her yerde zencisindir...
- Her “Müslümanım” diyen Allah’ın emirlerini yerine getiriyor mu?
- Onlar Afro-Türkler... 19. Yüzyılın sonlarından beri buradalar. Köle olarak gelip özellikle İzmir çevresinde pamuk tarlalarında çalışmışlar
- ‘Beyaz Müslüman’ ve ‘Zenci Müslüman’ ayrımı da var mı? Merak ettim de…
- Hayır, öyle bir ayırım yoktur ve Müslümanlar eşittir. Birbirlerinden ancak takvada üstündür
- Tüm Müslümanlar eşit maaş alıyorsa, Müslümanlar eşittir. Kendini Suudi Kralıyla eşit mi sayarsın?
-''Son 100 yılda Türkler hangi önemli buluşu yapmıştır?'' gibi bir soruyu bir yerde defalarca tekrarlamış mıydınız siz beyefendi?
- Ben, ‘200- 300 senede ne yaptık?’ diye sormuş olabilirim. Sadece Türkler değil tüm Müslümanlara da sormuşumdur. Ama bahsettiğiniz kişi ben değilimdir.
-Dünya malı bunlar boş işler, Suudi Kralı zengin olsa ne yazar? Kefenin cebi yok ki… Kim ne götürmüş ki, birde o zenginliğin hesabı var.
- İyi de… Kirayı ödeyemeyip çoluk çocuk sokağa dökülen bir aileye sor bir de dünya malını... Bakın, insanlar, Müslüman veya kâfir, dünya malına sahip olmak için çalışıyorlar.
- Yine söylüyorum dünya malı boş şeyler bunlar… Bu dünyada yaşarken Allah’ın hoşuna giden şeyler yaptıysan, önemli olan bu… İnsanlar arasında seviliyorsan, insanlarda iyi intiba bıraktıysan, bir tebessüm bıraktıysan işte bu önemli olan… Suudi Kralı zengin olmuş neye yarar ki…
‘Siyah Türkler’, ChP zamanında Türkiye’den sürgüne gönderilen Afrika’daki siyah Türklerdir. Nijerya’da, bizim arkadaşlar su kuyusu açmak için gittiklerinde, orada bu Siyah Türklerle görüştüler. Hatta dedelerinin mektubunu bizim arkadaşlara verdiler, Osmanlıca yazılmış…
-New York'ta bir doktor ofisinde kızım Deniz'le sıranın bize gelmesini bekliyoruz. Türkçe konuştuğumuzu fark edip ''Siz de mi Türk’sünüz?'' diye sorunca, karşımızda oturan Elif Hanım da sohbetimize ortak oluveriyor. Derken, Türkiye’den doğum için ABD’ye gelen Elif Hanım’la yaptığımız sohbete, Türkiye tatilinden henüz dönen bir de Japon hanım katılıyor. Türkiye’den, Türkiye'nin güzelliklerinden bahsediyoruz hep bir ağızdan... Bir arada Japon Hanım, ‘İyi ki, Türkçe konuştuğunuzu fark ettim, yoksa hepiniz açık tenli ve mavi gözlü olduğunuzdan, sizlerin Türk olduğunuzu tahmin edemezdim' diyor. Elif Hanım hemen atılıyor. ''Biz Beyaz Türk’üz.'' Espri yaptığını sanarak Elif Hanım’a dönüp 'Zenci Türk var mı?' diyorum. 'Siz hepten Amerikalı olmuşsunuz' diye sitem ediyor Elif Hanım. ''Açık tenli, renkli gözlü, kaliteli (!) ve Avrupalı (!) Türkler''e ''Beyaz Türk'' deniyor, artık.''
- Biliyor musunuz? ‘Beyaz Türkler’ kavramını ilk defa, dilimize sosyolog Nilüfer Göle kazandırmıştı. Göle, bu kavramla, kendilerini “Türkiye'nin ilericileri'' olarak gören asker-sivil bürokrasiyi ve entelektüelleri kast etmişti.
- Ama sonraları çok daha değişik tanımlar da yapıldı. Mesela, yazar Mustafa Akyol, ''Çoğu kolejlerde, hatta sonra yurtdışında okumuş, 1980 sonrası ortamda büyüyerek köşe dönme kültürünü özümsemiş, iyi mesleklere, Batılı yaşam standartlarına kavuşmuş, genç ve orta yaş kuşak insanlarımız.'' diyor ‘Beyaz Türkler’ için…
- Mümin Sekman’ın da bir tanımı vardı. 'Türk usulü başarı' adlı kitabında ''Siyah Türkler Arabesk ve Halk Müziğini; Beyaz Türkler ise Batı Müziğini sever. Siyah Türkler, taksinin ön koltuğuna; Beyaz Türkler ise arka koltuğa oturmak makbuldür. Siyah Türkler, ‘Görücü Usul’üyle; ‘Beyaz Türkler’ ise baloda, gece kulüplerinde, partilerde tanışarak evlenir. ‘Siyah Türkler’ otobüs terminallerini; ‘Beyaz Türkler’ havaalanını tercih eder. ‘Beyaz Türkler’ papyon takar; Siyah Türkler ise tespih çeker'' diyerek Türkler arasındaki bazı farklılıklara göre onları sınıflandırmaya çalışıyor.
- Hatta bir de 'Gri Türkler'i icat ediyor. Sekman, Siyah Türk olmaktan çıkmış, ancak Beyaz Türk olamamış kesime ''Gri Türkler'' diyor. Ve bu kesimi, 'çoğunluğunun anne ve babası Siyah Türk'tür. Bazı yönden köylü, bazı yönden kentli, bazı yönden Doğulu, bazı yönden Batılı'dırlar. Bazı konularda, ‘Beyaz Türkler’ gibi bazı konularda da ‘Siyah Türkler’ gibi yaşarlar. Başarılı işler yaparak yükselen her Türk gri Türk grubuna girer'' diyerek anlatıyor.
- Açıkçası bu tanımların beni tatmin ettiğini söyleyemem. ‘Beyaz Türk’ kavramının ''sınıfsal'' bir dayanağı yok. Bir sosyolojik katmanı açık ve anlaşılır biçimde ifade ettiğini söylemek zor. Herkesin ''Beyaz Türk'' anlayışı, kendine göre, değişiyor!
- Ama bütün bunlara rağmen, ''Beyaz Türkler'' gibi ne idüğü belirsiz, meçhul bir kavramın, hiç bir siyaset teorisinde, hiçbir kültürel analizde yer bulabileceğine inanmıyorum ancak Türk medyasında ve Türkiye popülizminde bir süre daha kullanılacağını zannederken birilerinin çıkıp, 'Biz Beyaz Türk'üz'' diyebilmesini endişe verici buluyorum! Çünkü böyle olunca, kimileri ben ''Beyaz Türk'üm'' diyerek kendine ne olduğu belirsiz bir paye vermekle tatmin olacak; yerli yersiz her fırsatta kompleksini kusarak halkın genelini küçük görecek; kendini halkından soyutlayacak. Kimileri de kendi gibi görünmeyen, düşünmeyen, yaşamayan herkesi ''ama, onlar Beyaz Türk'' diye dışlayacak… Bu durumdan en çok zarar görense yine biz Türkler olacağız İnanıyorum ki, Türkiye, ''Türk sorununu'' çözebilirse çözemeyeceği başka hiçbir sorun yoktur.