Sosyal bilimlerin önemli bir sorunu vardır. Belirsizlik kat sayısı yüksek seyreder. Bu nedenle, alakası olmayanlar dahi, sosyal bilimler hakkında konuşur. Fikir üretir.
Siyaset sosyolojisinin en önemli konusu toplumun güvenliği ve gelişmesine ilişkindir. Toplumun birlik ve bütünlüğüne zarar verme ihtimali dahi, kabul edilemez. Sosyolojik (toplumsal) gelişmeyi akamete uğratıcı uygulamalar, kabul edilemez. Ekonomide istikrarı bozucu, politikalar kabul edilemez.
Siyaset adamları GÜVENLİK, EKONOMİK İSTİKRAR VE SOSYOLOJİK GELİŞME konularına aykırı uygulamaları yapamazlar. Yaptıkları taktirde, karşılarına ETKİ-TEPKİ yasası çıkacaktır.
Türkiyeye bakalım;
1. Güvenlik konsunda, mevcut siyasi iktidar başarılı. Yeni silahlar üretiyor. Siha üretiyor. Zırhlı araç üretiyor. Ürettiklerini yurt dışına dahi satıyor. Üretilen yeni silahlar, Karabağ, Libya, Ukrayna ve Suriyede kullanıldı. Başarılı. Türk silahlı kuvvetlerinin gücü caydırıcılık aşamasına ulaştı. Terörizm yok olma aşamasına geldi. İç ve dış güvenlik konularında, başarılı siyaset izleniyor.
2. Mevcut siyasi iktidar, ekonomi konusunda başarısız. Devlet bütçesi açık veriyor. Cari açık veriyor. Her iki açık bir arada olduğu zaman, ekonomik sorunlar başlıyor. Bunların başında enflasyon geliyor. Hükümetin ''serbest piyasa ekonomisine müdahale edici'' politikaları, kabul görmüyor. Ekonomi biliminin ön gördüğü prensipleden uzaklaşmak, sistemi çıkmaza sokuyor. Ki bunların başında faiz var. Hükümet, faizin sermayenin fiyatı olduğunun farkında değil. Faizi baskıladığı için, TL değersiz paraya dönüştü. Tasarruf amacıyla tutulmuyor. Ülke, derin bir PARA İKAMESİ SORUNU yaşıyor.
3. Toplumun sosyolojik gelişmesine engel olucu siyasetin uygulandığını görüyoruz. Toplumu statükoya hapsetme gayretleri saklanmıyor. Laiklik kavramı yok sayılıyor. Devlet ile din bütünleştiği zaman, statüko kaçınılmaz oluyor. Popülizm, gelişme ile çelişiyor. Liyakat ve Kariyer düzenindeki bozulma, gelişme ile çelişiyor. Nepotizm (kayırmacılık) siyaseti, gelişme ile çelişiyor. Nepotizmin, üniversitelerde egemen olması, bilimde geri kalmaya neden oldu. Nitekim, koskoca Türkiye'nin, ilk 500'e giren üniversitesi yok. Eğitimde geri kalmak sosyolojik gelişmeyi engelliyor.
Demokratik toplumlarda denge İKTİDAR-MUHALEFET yoluyla kurulur. Siyasi iktidarın başarısızlıkları, muhalefeti başarıya götürür.
Siyasi iktidar, ekonomi ve sosyolojik gelişme konusunda başarısız. Muhalefet, başarısızlık üzerine siyaset üretiyor. Altılı masa olarak bir araya geldiler. Dün akşam itibariyle birlikteliklerini ilan ettiler.
Soru şudur.
1. Altılı Masa, Güvenlik konusunda başarılı olacak mı ?
2. Altılı Masa, Ekonomi konusunda başarılı olacak mı ?
3. Altılı Masa, sosyolojik gelişme konusunda başarılı olacak mı ?
Şüphelerim var. Önce GÜVENLİK konusuna değineceğim.
Birincisi iç güvenlik konusudur. Mevcut siyasi iktidar, terörizmin belini kırdı. Teröristlerin sözcüsü konumundaki HDP ''aday çıkarmayacağını, altılı masa adayını destekleyeceğini'' beyan etti. Bu beyan, altılı masanın aslında yedili bir yapıda olduğunu gösteriyor. Muhalefet iktidara gelirse, terörizm ne olacak sorusu beni derin endişeye sokuyor.
İkincisi, dış güvenlik ile ilgilidir. Mevcut iktidar, dış siyasette başarılı. Mlli çıkarlar için var gücüyle çalışıyor. Bu çalışma sırasında, Libyaya asker göndermeye CHP karşı çıktı. Karabağa asker göndermeye CHP karşı çıktı. Suriyeye asker göndermeye CHP karşı çıktı. HDP hepsine karşı çıkıyor. Deva Partisi ise ''İha ve Sihalara dokunacağını'' beyan etti. Muhalefetin tutum ve davranışları, savunma sanayi ve dış siyasette güven kaybının oluşacağına işaret ediyor.
Ekonomi sorusuna gelince. Altılı masanın başarılı olacağını sanmıyorum. Nedeni çok basit. Ekonomi konusundaki söylemleri, bilim ile bağdaşmıyor. Abartılı söylem ürettiler. Merkez bankasından 128 milyar dolar kayboldu dediler. Halbuki, merkez bankasında hiç bir zaman, 128 milyar dolar birikmemişti. Olmayan para, kaybolmaz. Nereden geldiğini ve nasıl oluştuğunu anlayacak ekonomistleri yok. Halbuki, 128 milyar dolar, iç bankalar ile yapılan SWAP işlemleri nedeniyle kağıt üzerinde kayden doğmuştu. İki makale yazdım. Sesleri kesildi. Muhalefetin ekonomi tecrübe ve bilgisi yok.
Sosolojik gelişme konusuna gelince. Altılı masada Deva Partisi var. Bu parti ''Tarikatlara okul açma olanağı tanıyacağını'' söylüyor. Tarikat düzeni, sosyolojik gelişme ile çatışır. Diğer bir ortak olan Saadet Partisinin, Laiklik ile sorunları var. İlk dört maddeyi değiştirmek istiyor. İlk dört madde sayesinde Türkiye Cumhuriyeti diğer İslam ülkelerine fark attı. Bu maddelerin kaldırıldığını bir düşünün. Türkiye bırakın gelişmeyi, Orta Doğu bakalığına saplanım kalır.
Önemli diğer bir sorun daha var. CHP, uluslararası SOSYALİST ENTERNAYONALİN üyesidir. Sosyalist enternasyonal, milliyetçilik ile çelişir. CHP nin ulusalcı siyaset üretmesi zor görünüyor. Teröristlerin sözcüsü HDP de, sosyalist enternasyonala GÖZLEMCİ ÜYE olarak katıldı. CHP ve gizli ortağı konumundaki HDP'nin durumu, Türk Milletini derinden rahatsız ediyor.
Türkiye karar verme aşamasına geldi. Karşısında, Güvenlik konusunda başarılı ve fakat, ekonomi ve sosyolojik gelişme konusunda başarısız bir siyasi iktidar var. Muhalefetin ise güvenlik konusunda başarı sağlayamayacağı, siyasi uygulama ve söylemlerinden belli oluyor. Muhalefetin söylemleri de ekonomi konsunda başarılı olamayacağını gösteriyor. Sosyolojik gelişmenin hızlanmasına ilişkin politikaların uygulanacağına şüphe ile bakılıyor..
Kişisel kanaatim, her şeyden önce Güvenlik prensibi, sonucu tayin edecektir. Maalesef, ekonomik istikrar ve sosyolojik ilerlemeye ilişkin sorunlar, yakamızı bırakmayacak gibi görünüyor.