Bankalar faiz karşılığı para alıp veren, kredi, ıskonto, kambiyo işlemleri yapan, değerli eşya saklamaya yarayacak kasa kiralayan, ticaret, sanayi, ekonomi alanlarında türlü etkinliklerde bulunabilen kuruluşlar.
Kapitalist sistem içerisinde özel kuruluşlar bankacılık sistemini ellerinde tutmakta. Ülkemizde de birçok banka özel teşebbüse ait.
Bankalar para ve parasal değerlerle iştigal ettikleri için ekonominin düzgün oldukları zamanlarda ciddi miktarlarda kâr ettikleri gibi, ekonominin bozuk olduğu zamanlarda da kârları devam eder. Hatta, para piyasalarında spekülatif işlemler yapmaları nedeniyle kriz anlarında kârlarını daha da arttırabiliyorlar. Ekonominin dalgalı olduğu zamanlarda bankaların uzantılı kuruluşları da bankalar üzerinden kâr elde ederler.
Ülkemizde son aylarda yaşanan ekonomik çalkantılarda bankalar çeşitli yollarla paralarına para kattılar. İktidarın negatif faiz kararı sonucu Merkez Bankasından repo yaparak %14 ile kredi alan bankalar piyasaya % 25’lere varan oranlarda kredi verdiler. Faktoringler aracılığıyla bu rakamlar çok daha yukarıya çıkıyor.
Bankalar ayrıca, elde ettikleri kredileri % 22.7 ile kısa vadeli hazine bonolarına yatırıp buradan da (aradaki fark olan) % 8.7 kâr elde ettiler.
Öte yandan (iddialara göre) bankalar ayrıca yasağın geldiği son ana kadar aldıkları kredilerle döviz alım satımı yaparak büyük vurgunlar vurdukları gibi, uzantılı ve ilintili şirketlerine de krediler vererek bu kuruşların döviz üzerinden paralar kazanmasını sağladılar.
O nedenledir ki, borsadaki düşüşlere rağmen bankaların hisseleri değer kazanmakta.
Para piyasalarında bankaların etkilerine baktığımızda özel bankaların sistemi kârları için alt üst edebildiklerini, ekonomiyi sarsabildiklerini görüyoruz.
Buna rağmen, İktidarlar ekonomik düzenlemelerde bankacılık sistemini korumaya özen gösterirler. Yani bankalar her şartta kazanan kuruluşlar.
Yeni düzenlemeyle bankalardaki 235 milyar dolar civarındaki dövizin değişim hareketliliğinde de muhtemeldir ki, bankalar yeni kazançlar elde edecekler.
Eğer faaliyette olan bankalar devlet bankası olsaydı böyle bir tabloyla karşılaşılmazdı. En azından, bankaların devlet bankası olması halinde kârları bir şekliyle halka hizmete dönüşürdü.
O nedenle; Bankacılık sisteminde en başta, Merkez Bankasının milli ve güçlü olması son derece önemlidir. Zira, Merkez Bankaları ekonomik çalkantılarda sistemi kontrol için önemli rol üstlenirler.
Kapitalist sistemde, serbest piyasa ekonomisinde özel banka kurulmasına, faaliyetlerine yasak koymak elbet mümkün değil. Bari hiç olmazsa ; BDDK, H. Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, ilgililer piyasaları manipüle edenleri sıkı takibe alsalar ve milletin cebine göz dikenlere karşı gerekli önlemleri alsalar..