1989 yılında Bulgaristan'da komünist idarenin uygulamaları ile yaşanan zulüm bilinmektedir. Bulgar hükümeti Türk'lerin isimlerini hatta mezar taşlarındaki isimleri bile değiştirecek kadar bir ırkçılık örneği gösteriyor ve Türklere akıl almaz baskılar uyguluyordu.
Bu baskı ve zulümden, insanlık dışı uygulamalardan kaçan Bulgaristan Türkleri kendi vatanları bildikleri Türkiye'ye sığınmaya, kaçmaya başladı. Tabi bu kaçış çok zor şartlar altında, pasaportsuz kimliksiz ve can havli ile bir kaçıştı.
Aileler parçalamış, ana oğul ayrı düşmüş, kaçabilen sınırı geçebilen Türkiye'ye gelmişti. Bu yollarla yüzbinlerce Türk, Türkiye'ye sığınmıştı.
400 BİN TÜRK'ÜN SINIR DIŞI KARARINI VERMİŞ
Siyasetcafe.com Meral Akşener’in İçişleri Bakanı olduğu dönem ile ilgili çok çarpıcı bilgilere ulaştı. TBMM tutanaklarına göre kendisini sürekli “Balkan kızı olarak” lanse eden Meral Akşener, İçişleri Bakanlığı yaptığı dönemde tam 400 bin göçmen Türk’ün sınır dışı edilmesine imkan veren genelgeyi yayınlamakta bir beis görmemiş.
Dönemin ANAP Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan, İçişleri Bakanı Meral Akşener’in 20 Ocak 1997’de yayınladığı Genelge üzerine yaptığı konuşmada şunları söylüyor: “Sayın Meral Akşener 20 Ocak’ta, 400 bin vatandaşın geri gönderilmesi ile ilgili bir genelge yayınlıyor. Sayın Meral Akşener’den bir müddet önce, Sayın Bakan Turhan Tayan tarafından Bal-Göç’te bu insanlarımıza ikamet belgelerinin nasıl verileceğinin ve TC vatandaşı nasıl olacaklarının sözü veriliyor; aynı gece ASTV’de Bursalı hemşerilerimize “İçişleri Bakanıyla, Dışişleri Bakanıyla görüştüm. Böyle bir mesele yoktur” deniliyor, insanlarımız umutlandırılıyor, arkasından 20 Ocak’ta Meral Akşener’in bu genelgesi patlıyor. Dün de tekrar Sayın Bakan Gürcan Dağdaş’ın bir görüşü kamuoyuna yayılıyor, bu da “Öyle bir şey yoktur, kimse telaşlanmasın” şeklinde. Allah aşkına hangisi doğru…
İNÖNÜ VE BORALTAN KÖPRÜSÜ
Buna benzer bir olay İnönü zamanında yaşanmış İnönü Rusya'dan o zaman SSCB olan komünist rus rejiminden kaçan Azerbaycan Türklerini İsmet İnönü "Türkiye sınırının dışında Türk yok" diyerek iade etmiş ve 146 Azerbaycan Türk'ü Stalin tarafından kurşuna dizilmişti.
1944 yılında olan bu olay tarihe "Boraltan köprüsü" olayı olarak geçmiş ve şimdi bile sıcaklığını korumaktadır.
“BALKAN KIZI” GÖZ YUMMUŞ
Akşener Balkan Türk'ü olmakla övünür. Her fırsatta "Bİr Rumeli kızı olarak " diye söze başlar. Ama içişleri bakanı olan Rumeli kızı, Balkan Türk'ü Akşener TBMM’nin Meclis tutanaklarına göre 400 bin Balkan Türkü'nün sınır dışı edilmesine göz yummuş.
Dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener, 400 bin göçmen Türkü vatandaşımızı Bulgaristan’a iadesi ile ilgili yayınladığı genelgeyi ise cevaben yaptığı konuşmada şöyle savunuyor:
“Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemiz, dünyada nüfus artışının en hızlı olduğu ve en fazla göç alan ülkelerden biri durumundadır. Ayrıca dış mihraklarca tahrik edilen terör hareketleri de ülke kaynaklarının büyük bir kısmının savunma harcamalarına ayrılmasına yol açmaktadır. Bu sıkıntıların, büyük devlet olmanın sorunları olduğunun bilincindeyiz. Zamanla bu sıkıntıların tamamı aşılacaktır. Soydaşlarımızın problemleri, tarafımdan, yakinen bilinmekte ve takip edilmektedir. Onların meselelerine sahip çıkarken, yalnız bugünü değil yarınları da düşünmek zorunda olduğumuz kanaatindeyim. Dünyadaki bütün Türkler, ay yıldızlı bayrağımız altında, Anadolu’da yaşamak arzusundadır. Ne var ki, problemlerin Türkiye’ye taşınarak, burada çözümlenmesinden öte, mahallinde çözümlenmesi gereği vardır. Amacımız komşularımızla aramızdaki dostluk ilişkilerinin hakim olmasıdır. Komşularımızla ilişkilerimizin iyileştirilmesi, burada bulunan soydaşlarımızın biraz daha rahat yaşamalarını sağlayacaktır.”
SÖZLE MİLLİYETÇİ OLUNMUYOR
Siyaseten her türlü değeri kullanmakta mahir olan bizim siyasetçiler icraata geldi mi nedense ne inançlarını ne Türklüklerini hatırlamıyor ! 10 Ağustosta Türkiye sınırı kapattı ve 2 ay sonra 10 Kasım'da komünist Bulgar rejimi dağıldı. Bir Balkan Türkü ve içişleri bakanı olarak sınırın kapatılması ve 400 bin Türk'ün sınır dışı edilmesi olayında hangi iradeyi hangi tepkiyi koyduğu merak ediliyor.
MİLLİ SAVUNMA BAKANI EL KOYUYOR
Merak ediliyor çünkü, yine TBMM tutanaklarında yaşanan bu tartışmalar üzerine söz alan dönemin Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan, yaptığı açıklama ile olaya el koyuyor ve şöyle diyordu:
“Yurt dışında bulunduğum sırada ortaya çıkan bu genelgenin yanlışlığını ve haksızlığını, bulunduğum ülkeden, telefonla yerel televizyonlara açıkladım. Şimdi buradan açıklıyorum. Hükümetimiz, 1.11.1993’den itibaren turist vizesiyle gelmiş bulunan tüm Bulgaristan menşeili soydaşlarımıza ikamet tezkeresi vermek konusunda kararlıdır; bu karar Perşembe günü ilan edilecektir…… Hükümetimiz bu konuda kararlıdır, kesinlikle hiç kimse yurt dışına gönderilmeyecek ve vatandaşlık hakları verilecektir.”
“HİÇ UNUTMADIK”
Konuştuğumuz Bulgaristan göçmeni Türkler bu olayı hiç unutmadıklarını söylüyor. Ve hemen sonrasında sınırların ardına kadar açılarak yüzbinlerce Peşmerge'nin (Teröristin) Türkiye'ye alınması ile kendilerine uygulanan ayrımcılığı sorguluyor.
Bugün 5 milyona yaklaşan Suriyeli mülteciler ile kıyaslamak bile istemiyorlar. Ki, öz be öz Anadolu'dan giden ve Türkmen olan Bulgaristan Türkleri öz yurtlarına alınmamıştı. "Rumeli kızı olmayı siyaset meydanlarında seçim malzemesi yapmak yerine içişleri bakanı iken bize sahip çıkarak ispatlamasını beklerdik" diyor Rumeli Türkleri.
Çok da haksız sayılmazlar. Bulgaristan Türklerinin uğradığı soykırım ve insanlık dışı muameleler her nedense gündemimizde pek yok.
Bu dramatik olayı hatırlayalım, unutmayalım ve siyasileri daha dikkatli olmaya davet edelim istedik. Türklük; siyaset malzemesi değil uğrunda makam, mevki, para hatta can verilecek kutsal bir değerdir.
SİYASETCAFE