Sene 1930 lar. Ulubey'de SOYTAROĞLU diye bir eşkiya türemiş. Köyleri basıyor. Halka zulm ediyor. Anamın babası Rüşan Kahya, Kadıncık Köyü muhtarı. Eşkiyayı şikayet etmiş.
Aradan zaman geçmiş. Başlarında çavuş, bir manga asker köye gelmiş. Muhtar dedemi bulmuş. ''Muhtar sen misin'' diye sormuş. Dedem ''evet'' der demez, elindeki sopayla dedeme vurmaya başlamış.
Dedemin başı gözü kan içerisinde ''Çavuş beni niye dövüyorsun'' diye sormuş. Çavuş ''Söyle bakalım eşkiyanın yerini'' demiş.
Dedem ''Ben bilmem. Ama, Bolaman Beyi, eşkiyanın nerede olduğunu bilir'' diye cevaplamış. Çavuş ''Düş önüme, beni Bolaman beyine götür'' diye çıkışmış.
Dedem önde, asker peşinde Bolaman Beyine gitmişler. Akşam olmak üzereyken, Bolamana ulaşmışlar.
Bolaman Beyi dedemin üzeri başı kan içerisinde, kafası sarılı görünce, şaşırmış. ''Hayrola Rüşan Kahya, ne oldu'' diye sormuş. Dedem olayı anlatmış.
Bey durumu ve askerin geliş nedenin anlamış. Bolaman Beyi sessiz ve sakin şekilde, Çavuşa ''Önce asker dinlensin, akşam misafirim olursunuz, yarın eşkiyayı buluruz'' demiş.
Çavuş Bolaman Beyine ''Benim atlarım yunmuş (yıkanmış) arpa yer, benim askerim tavuk eti yer'' diyerek, isteklerini bildirmiş. Bolaman Beyi, sessizce başını sallayarak olur vermiş.
Akşam olmuş, Bolaman Beyi askeri ağırlamak için elinden geleni yapıyor. Çavuş, memnun. Dedem, köşeden seyrediyor. Odaya, Bolaman Beyinin oğlu girmiş. Herkesi nazikçe selamlamış. Başı öne eğik şekilde, babasının yanına gelmiş.
Beyin oğlu ''Baba, bir kımızı lirayı verdik 9 altın lira daha vereceğiz, sözü kestik'' demiş ve terbiyeli bir şeklide, yüzünü babasından ayırmadan geri-geri yürüyerek odadan çıkmış.
Çavuş, ödemenin başlık parası olduğunu anlamakta gecikmemiş. Ve ''Bu ne büyük başlık parasıdır'' diye çıkışmış.
Bolaman Beyi sakin bir şekilde ''Sizin oralarda başlık parası kaç paradır'' diye sormuş. Çavuş ''On para ya da beş kuruş'' diye cevaplamış.
Bolaman Beyi yavaşça ayağa kalkmış ve
'' On altın lira başlık parası ile alınan gelinden, oğlum gibi bey doğar. 5 kuruşluk başlık parası ile alınan gelinden senin gibi çakal doğar'' diyerek çavuşu fırçalamış.
''Devletin yetkisini kullanarak, Rüşan Kahya gibi mümtaz bir şahsiyeti dövüyorsun, millet acından ölüyor, benim atlarım yıkanmış arpa yer, diyorsun. Ne memleketin halini ne de insan onurunu düşünüyorsun'' diyerek, Çavuşu odasından kovmuş.