AKSAKALLAR DÜNYASINDAN SIZINTILAR Prof. Dr. Salih Şimşek
İtibar edilmeyen bir AKSAKAL demiş ki: Biliyoruz değil mi? Şu anda, dünyadaki tüm insanlar bir daha olamayacakları kadar gençtir.
Şair bir AKSAKAL demiş ki: Cevabını bulamadığım bir soru: Bir şarkı sözünde 'lambada titreyen alevin üşüdüğü' belirtilir. Acaba mevsim hangi mevsimdir?
Unvansız bir AKSAKAL der ki; Korkmayacaksınız efendim korkmayacaksınız. Tarihi gerçeklerden katiyen korkmayacaksınız. Korkular o gerçekleri değiştirmez.
Filozof yapılı bir AKSAKAL demiş ki: İçinden çıkamadığım bir soru: Bir delinin bir kuyuya attığı taşı kırk akıllı çıkaramazmış. Yani bu ‘bir deli kırk akıllıdan daha akıllı mı’ demektir?
Dalgın ve unutkan bir AKSAKAL demiş ki: Hani bir ara söylemiştim ya... İnsanın kafasına zaman zaman 'deli-devre' sorular üşüşür ya... İşte onlardan biri: Bir türkü sözünde ‘mavi yazma tez solar’ der... Peki, en iyisi hangi renk yazmadır?
Meczup bir AKSAKAL kendi kendine konuşmuş: Şu gözle görünmeyen ve geçtiğimiz günlerde insanlığı dört duvar arasına hapsederek dünyaya meydan okuyan CORONA yüzünden, insanoğlu ne kadar aciz bir yaratık olduğunun, birazcık da olsa, farkına varsa...
Mütefekkir bir AKSAKAL demiş ki: Ey insanlık! Allah’ın sana verdiği aklı kullanarak ürettiğin teknoloji ile Yaratıcı’na kafa tutacağını mı sandın? Bak! Daha ileri gitme! Geçtiğimiz günleri hatırla… Tek bir virüs, çıplak gözle görülemeyen bir virüs bile seni ne hale getirdi… Bunu bir rahmet vesilesi bil! Aklını başına al! Şeytan’a uyma! Durumunu bir daha gözden geçir! Bir nefis muhasebesi yap. Ola ki hayrına olur. Alla u Ekber.
Çırak bir AKSAKAL demiş ki: Bazı akıllı yöneticiler, kendilerine ayak bağı olmamaları için irili ufaklı çok sayıda şeytanı yanlarında bulundurur, onlara çok güvendiği havasını verirmiş. Şeytanlar da kontrol altında olduklarını fark edemez, yaptıkları melanetlerin kayıtlarının tutulduğunu anlamazlarmış. Fesat ve melanetlerin ileri seviyeye geldiğinde o akıllı yönetici bunların her birine zincirden birer yular takar, ağaçlara bağlayarak eylemlerini önlermiş… Ben bilmem de aklı eren o Aksakal böyle demiş…
Seyyah bir AKSAKAL rüyasında gördüğünü hatırlayarak şöyle mırıldanmış: Şimdi var ya... Kalkıp gideceksin bozkırlara, Orta Asya'nın ortasına... Orada düşeceksin yollara... Sadece arabanın sesi ve teybinizden gelen at sesleri ve enstrümantal müzik eşliğinde rüzgarların o eşsiz sesini dinleyeceksin. Hayal, ama olsun. Dünya kurulduğunda beri, savaşlardan, çeşitli ihtilaflardan, depremlerden, sellerden ve daha birçok sebepten sayısız insan ölmüştür, ama hayal kurmaktan ve hayalini açıklamadığı sürece hiç kimse ölmemiştir...
Mizahı seven bir AKSAKAL, bir ‘yanlış’a ‘doğru’ olarak ‘iman eden’ ve gerçek ‘doğru’yu kabule yanaşmayan ülkemiz muhalif insanlarının ruh yapısını yansıtan bir fıkra anlatmış: İki arkadaş arazide bir ağaç altında otururlarken, uzaktaki bir kayalıkta bir karartı görürler. Biri 'o bir karga' der, diğeri de 'hayır, o bir keçidir' der. Saatlerce tartışırlar birbirlerini ikna edemezler. Tam o sırada karartı uçar. Karga diyen, 'bak, ben haklı çıktım' der. Diğeri yine itiraz eder ve der ki: Uçsa da kaçsa da o bir keçidir. Hani demem odur ki; birileri, Allah’a iman derecesinde, bir konuda yanlışlığı mutlak olan bir şeye şartlanmışsa, ona milyonlarca gerçek belge gösterin ve onun bilgisinin ‘yanlış’ olduğunu ispatlayın, o yine de bildiğini okur.
Ketum bir AKSAKAL aklından şöyle geçirmiş: Hâlâ iğrenç bir şekilde PKK’nın HDP’si ile yapılan ve yapılacak seçim ittifakını örtmek için "eh onlar da megri megri yapmışlardı" bahanesini ortaya sürenlere inanıp, onların geri zekalıca yazılmış metinlerini paylaşacağınıza, azıcık düşünün. Devlet ‘toplumsal barış’ yapmak istedi, o sırada biraz tâviz verdi. Yapılan iş ‘doğruydu’ veya ‘yanlıştı". Muhaliflerin dediği gibi olsun, devlet yanlış yaptı. Eeee?
‘Megri megri’ diyerek halay çekti de, PKK toprak mı aldı? Af mı çıkarıldı? Onlarla beraber olup, ortak bir kampanya, bir seçim ittifakı mı yaptı? Tam tersi 40 yıldır yapılan savaşta girilememiş her yere girildi, bombalanmadık yer kalmadı, komandonun basmadığı kamp kalmadı… Şimdi sıra kandilin göbeğinde… Az kaldı az, biraz daha bekleyin.