AKLIMA TAKILAN SORULAR VAR

Mustafa Cemal TOMAR

AKLIMA TAKILAN SORULAR VAR

Ne kadar alim olursan ol bilmediğin çok şey var aziizim. Hadisi şerif midir bilmiyorum ama " bilgeçlik taslayanlar cahildirler" sözünü hatırlıyorum.

Aslında tefekkür ve tezekkür eden her akıl, takıldığı sorular muhakkak vardır. Zira " İlim bir deryadır, yoktur kenarı, Bunu böyle söyler Molla Fenarı". Dolayısıyla biz ilimden bilimden ne kadarına fakıfız acaba?

Güncel olayları merak edenler takip ediyordur. Dünyada ve dolayısıyla Türkiyemizde neler olup bittiğini sosyal medyadan takip ederiz, edindiğimiz "bizce önemli bilgileri" de paylaşmak isteriz. Bu arada gündeme bazen çok enteresan ya da üzücü olaylar düşüyor. Bazı olayların perde arkası belirgin olmadığı zaman kafamıza takılıyor. . Bazen kafamıza takılan bu tür soruları birilerine sormaktan çekiniriz, bazen de soracak adam da bulamayabiliriz. Nacizane kafamı kurcalayan bazı sorular var. Buradan sizinle paylaşmak isterim. Yardımcı olmanızı umuyorum.

Bir kaç yıl öncesine kadar çok nadiren karşılaştığımız ölüm vakalarında önemli bir artış görülmektedir. 50 yaş altı ani kalp krizleri, beyne pıhtı atma , ardından ölüm vakaları ya da felç olma hali, kısırlaşmanın artması ve dolayısıyla tüp bebeklerin artması...gibi. Tansiyon hastalıklarında inanılmaz derecede artışın olması, yorgunluk ve halsizlik vakalarının ortalamanın çok üzerine çıkması, ritim bozuklukları, kanser vakalarının önemli derecede artış göstermesi... gibi. Bu hastalıkların ve ölüm oranlarının artması "korona aşısı" ile bir ilgisi var mı acaba? Bilen varsa açıklamasını istirham ederim.

Diğer yandan 6284 sayılı "kadınları şiddetten koruma yasası" ve onunla bağlantılı olan LGBT sözleşmesi çıkarıldıktan sonra istatistik verilerine bakıldığında kadına karşı şiddette büyük artış olduğu görülüyor. SP ve yrp dışındaki partiler bu yasa kırmızı çizgimizdir diyorlar ve her platformda bu yasayı şiddetle savunuyorlar. Burada bir çelişki mi var? Anlamış değilim gerçekten. Anlayanlar anlatsın biz de öğrenelim lütfen!!

Özellikle sol partiler AKP'yi "siyasal islam"ıgetirecek, laikliği kaldıracak, cumhuriyet recimini sonlandıracak diye suçlamalarda bulunuyorlar. Böyle suçlama bilerek yapıyorlarsa AKP'nin değirmenine su taşıyorlar demektir. Bilmeyerek yapıyorlarsa yazıklar olsun derim. Zira AKP' li Adalet Bakanı: "AB'ne uyum süreci içinde 20 yılda 2.000 tane yasa çıkardık" dedi. Bı çıkarılan yasaların kaç tanesi İslam'a uygun yasalardır? Bunu suçlayan suçlayıcılar açıklaması gerekmektedir. Doğrusu bu konuları hafsalam almıyor.

Devlet Hazinemizin altında daireler biçiminde delikler vardır. Deliklerden birisi büyük okyanus , diğerleri deniz, göl ve göletler mesabesindedir. Hazinemizin içerisine aralıksız yağmur gibi paralar yapmaktadır. Zamlardan, ek vergilerden, ekstra konulan vergilerden, enflasyondan doğan farklardan, darphanelerde basılan paralardan, cezalardan, zamlardan... vs. Devlet hazinemizin altında türlü türlü delikler olduğundan durmadan yağmur misali içine para aksa da o delikler o parayı hemen yutmaktadır. Hazinedeki okyanus büyüklüğünde olan delik var ya en çok parayı o yutuyor. Yılda yaklaşık 30 milyar dolar. 810 milyar lira. Eski parayla 810 katrilyon. Muhalefet yıllardan beri nerde ise bu derin ve çok geniş deliği nerde ise hiç görmüyor.

Büyük olyanusa benzettiğim "delik" FAİZDİR. Dünyaca ünlü olan ekonomistlerimiz de malesef bu konu ile ilgili bir cümle kuramamaktadırlar. Bu muhalefetin neye hizmet ettiğini hala anlamış değilim.

Diğer taraftan devletimizi yöneten siyasi iktidar dinimiz adına yaptığı pek çok icraatlar var, ya da dinimizi referans göstererek bazı adımlar atmaktadır. Atılan adımlar aslında İslam'la yakından uzaktan alakası yoktur. Diyanet mensuplarından, yüzlerce tarikat liderlerinden, binlerce şeyhten, yüzlerce kanaat önderlerinden bu yanlış icraatlara karşı bir eleştirilerine rastlamadım. Neden, nedenn böyle oluyor, inanın anlayamıyorum. Anlayanlarımızın izahatlarına ihtiyacımız vardır.

Bu ve benzeri konular hakkında bir vatandaş olarak bilgilenmek isterim. Vatandaşlığımızın gereği budur. Bir ülkenin kalkınması, M. Kemal'in değişiyle: "muasır medeniyetler seviyesi"ne erişmesi bilinçli nesil yetiştirmekle ancak mümkündür. Sorgulayan toplumlar gelişir, ben de nacizane bazı şeyleri sorgulamaya çalışırken bir yandan da erişebildiklerime bu sorgulama anlayışını hatırlatmak istedim. Selâm ve Dua ile....

Başöğretmen

M. Cemal TOMAR

09.08.2023

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.