- Usta be!
- Efendim.
- Ben geldim.
- İyi. Hoş geldin.
- Geldim de sor bakalım niye geldim?
- Peki, niye geldin?
- Bu hafta ‘FEYS’ ortamında bir ‘ANKET’ düzenledim ve şöyle bir soru sordum: ‘Arkadaş-dost satma' işlemi kaç çeşittir?
- Kaç çeşitmiş?
- Saymadım da anket kâğıdına düşen notları topladım. Bak neler neler yazmışlar:
- Böyle bir ‘satış’ yoktur. Siz hiç duydunuz mu ‘ben dostumu sattım’ diyeni?
- Yaparlar, yaparlar da söylemezler ki…
- Aslında kendi değerini bilmeyen, arkadaş-dostun kıymetini hiç bilmez. Ayrıca menfaat çeşidine göre de değişiklik gösterir.
- O satışı yapan birini bulsak, işin gerçeğini öğreniriz. Onu adam satma işini çok iyi yapanlar en iyi bilenlerdir.
- Apo ile Ehmed'e sormak gerek. Onlar bilirler gibi geliyor bana… Kişinin genetik yapısına göre değişir. İşin hakikati bu…
- Her ülkede vardır da, bizde bin bir türü vardır... Yani envai çeşit… Şeytanî bir zekâya sahip olanlar en ileri olanlardır.
- Bunları 4 çeşit olarak toplayabiliriz: 1: İçeriden gelen satış, 2:En içerden karısının istemiyle gelen satış, 3:Dışarıdan gelen satış ve 4:United Kingdom Kraliçe’sinden gelen satış…
- Aslında tek çeşit demek mümkündür: Utanmaz, sıkılmaz ve kıymet bilmezler güruhu…
- Bir arkadaş da çok iddialı bir söz söyledi: En az yeryüzündeki insan sayısı kadardır...
- Olayın yaş ile de ilişkisi vardır. Yaş ilerledikçe sayısının çokluğu insanı ortaya çıkıyor.
- Birincisi koltuk elden gidince, ikincisi de adam olmayanları adam yerine koyup da sonra dinlendirince ortaya çıkan satıcılar…
- Bir tespit de şöyle: Muhitine göre değişir. Sosyetedeki satışlar son derece iyidir. Arzuların şelale olduğu insanlar bir başkadır bu konuda…
- İnsanların kafasındaki tilki sayısına bağlı olarak değişir. Ama münafık olanlar ile kaypak olanlar ilk sıradadır.
- Kılıfına uygun bir tasnif yapılırsa eğer: Açık artırma ile, kapalı zarf usulü ile, etiket fiyatına ve ücretsiz… Yani dört çeşit…
- Sayı önemli değildir. Satmayı kafasına koymuştur bir müptezel, nasıl olsa ilk fırsatta satacaktır.
- Git de Reis’in ‘adam ettiği’ şimdi de ihanet eden varlıklara sor.
- Var ya… Her sahtekârın farklı bir davranış biçimi vardır. Tek tip yoktur ki…
- Beni dün bir arkadaş üç kuruşa sattı. Onu bilmem de, böylece ben kendi değerimi öğrenmiş oldum.
- Ooooooo! Köyde beş ise şehirde on beş... Satan, alıcı buluyorsa iki taraf da bizden değildir...
- Arkadan dolananlar ve dolambaçlı olanlar…
- Daha devam edeyim mi Usta?
- Yeter, yeter… Bu kadar yeter. Mesela anlaşılmış veya anlaşılmamıştır.