ADALET
Sanıyorum zihnimizde en çok geçirdiğimiz, dilimizde de en çok telaffuz ettiğimiz kelimelerden birisi de Adalettir. " Adalet mülkün temelidir" demişler. Adalet Saraylarının girişinde de bu anlamlı cümleyi yazıp asmışlardır. Adalet sarayları adalet mekânizmalarıdır. Allah Teâlâ "Âdildir" adil olanları sever. Kainat adalet terazisi üzerine kurulmuştur. Çarpık düzen görünen yer görüldüğünde orada adalet yok derseniz yanlış söylemiş olmazsınız.
Adaletin önemine binaen o kadar çok söz söylenmiş, o kadar çok kitaplar yazılmış ki haddi hesabı yoktur. Lâkin gel gör ki dünyanın hiç bir yerinde "İlâhi adalet' yoktur.
Adaletin olmadığı yerde zulüm vardır. Adaletten sapıldığı ölçüde zulüm Beyda olur. Adalet 360 derece olduğunu düşünürsek, adaletten bir derece kayılırsa karşı tarafa o derece zulüm olarak yansır. Adalet çok hassas bir dengedir. Bir derece adaletten ayrıldığında belki milyonlar zarar görecektir. Peynir, ekmek satmaya benzemez. O nedenle Allah Teâlâ Nisa Suresi, 58. ayet:
Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor!.. Doğrusu Allah, işitendir, görendir.
Maide Suresi, 8. ayet:
Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır. Buyurmaktadır
Daha onlarca Ayet-i kerimede Allah Teâlâ adalete vurgu yapmaktadır. Tabi ki ben burada adalet dersi verecek değilim. O ehliyete sahip olan birisi de değilim. Bizim buradaki amacımız, bir kulluk görevi olarak bazı hatırlamalarda bulunmamızdır. Belki okuyan bir kardeşimize bir katkı sağlarız. Halisane niyetlerle yapılan çalışmalar Salih amel kapsamındadır. Elimizle, dilimizle ( kalemimizle), teblğ görevi yapmak kulluk vazifelerimizdendir. Ben şahsen böyle biliyor ve böyle iman etmişimdir
. Adalet nedirden ziyade adalet ne değildirin cevabı daha mühimdir. "Seze'rin hakkını sezera" diye bir tabir vardır. Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek hak eden kişilere hakkını vermek anlamında kullanılmaktadır. Herkesin kendi hakkını alması için Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek demişler. Hak edenin hakkını teslim etmemek adalet değildir. İstisnalar hariç, mülâkat sınavı, adaleti bertaraf etme sınavıdır desek yanılır mıyız acaba? Kanunlar önünde her vatandaş eşittir cümlesinin Anayasasında yazılı olan bir memlekette aynı işi yapanlara farklı ğcretler vermek adalet midir sizce?
100 liralık bir işi düşünelim. Bu işin en zor kısmı olan işçilik sınıfına 5 lira, geri kalan 95 lirasını ı;taşeron şirketlere, ihaleyi alan müteahitlere, ihaleyi müteahhitlere veren bakanlık temsilcilerine vermek ya da bu parayı aralarında kırışmak helâl mıdır, adalet midir?
Sahi bizim oylarımızla meclise gönderdiğimiz vekillerimizin parmak kaldırıp parmak indirmekle çıkardıkları yasalar, helâlı- haramı belirleyecek ehliyete sahip midirler? Bu ara asgari ücreti belirlemeye çalışıyorlar. Milyonların kasalarını- keselerini ilgilendirecek bir durum. İlâhi adalete uygun bir sonuç çıkacağından emin misiniz? Diğelim ki emin değilsiniz ve oy da verdiniz. Bu durum karşısında mutlu olacak mısınız? Ya da keşke ... diyecek misiniz? Yapıılagelenlerden adaletin gereği olarak ben de sorumluyum diyebiliyor muyuz?
. Adalet değince sadece yöneticiler ve yargıçlar akla gelmez. Biz de bir yurttaş olarak vatanımıza ve milletimize karşı vazifelerimiz, vardır.Her şeyden önce, sosyal hayatın içerisinde bir çok aktiviteleriniz vardır, ailemiz komşularımız, akrabalarımız vardır. Bir kuruluşta sorumluluk sahibi bir görevimiz olabilir, bir okulda yönetici ya da öğretmen olabiliriz, şirket sahibi olup çalışanlarımız da olabilir. Onlara karşı adil olabiliyor muyuz? Bu konular tek tek sorgulanması gerekiyor esasen.
. İnsan önce ailesine karşı adaletli olmalı, eline geçirdiğiği malın ve yetkinin helâldan mı iltimas sonucu mu elde ettiğini düşünmelidir. Kendine ve çevresine karşı adil olırsa ve bu durum her tarafa yayılırda adalet tesis edilir. Bütün adaletsizliği ve zulmü siyasilere ve yargıçlara atmak ucuza kaçmaktır, kolaya kaçmaktır. Bir memlekette meydana gelen olumlu gelişmelerden ferd olarak payımız olduğu gibi, olumsuzluklara da ortak payımız vardır. Yani sevabına da günahına da ortağız. Kazanın doğurduğuna inanoyorsak çldüğüne de inanmalıyız. Adil bir dünya, yeniden bir dünya, refahı ve mutluluğu her tarafa yayılan bir dünya düzeninin kurulması umuduyla...
16.12.2023
M. Cemal TOMAR