Cumhurbaşkanımız'ın 18 Mart 2020'de açıkladığı ve mâli portesi 100 Milyar liradan fazla ( takriben 16 Milyar Dolar ) olan Ekonomik Tedbirler Paketi'ni, hem zamanlama, hem cesâmet, hem de ihâta ettiği sektörler açısından, son derece isâbetli buluyorum ; Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, bütün Hükümetimiz'e hürmet, minnet, takdir ve teşekkürlerimi arzediyorum.
Esâsen, böyle bir "tedbir paketi" bekliyordum amma, 100 Milyar lira gibi, büyük bir rakam değil de, 25-30 Milyar lira civârında olacagini tahmin ediyordum.
Genç nesil kardeşlerimiz bilmezler, biz bir zamanlar İMF'den "koparmayı" ümit ettiğimiz 500 Milyon Dolar'ı bile, "inanılmaz büyüklükte" bir rakam olarak görürdük. Onlar da bu krediyi verirken, bize 40 dereden su getirtirlerdi. "Yok şu sektöre harcanmayacak, yok şunlara verilmeyecek, kemer sıkma politikaları izlenecek, benim memurlarım gelip kontrol edecek..."
Bizimkiler de "vallah billah dediğiniz gibi olacak, gelsin memurlarınız, başımızın üstünde yerleri var" modunda açıklamalar yaparlar ; arada, "gelecek krediyi reel sektöre vereceğiz" teminâtını sıkıştırırlardı.
"Reel sektör....?"
Ben şâhsen o zamanlar ( 70'li, 80'li, 90'lı yıllardan bâhsediyorum ) bu "reel sektör"ün ne olduğunu bilmiyordum. Çat-pat İngilizcem ile, "gerçek sektör" olabileceğini vehm'ediyor ve "tabii yahu, IMF'den gelen para reel sektöre gitsin, sağda-solda çarçur edilmesin" filân diyordum.
Meğer - sonradan öğrendik ki - bu "reel sektör" ibâresi, soygunun MASKESİ imiş, efendiler... İMF'den gelen para, direkt olarak, KOÇ gibi soyguncu sermaye ve iş sahiplerinin kasalarına gidiyormuş. İşin asıl bizi ilgilendiren tarafı da, IMF'den alınan bu borçlara, "Hazine Garantisi" verilmesiydi ; nitekim 28 Şubat 1997 Soygun /Darbesi'nde, bu paraların üzerine oturdular. Herşey "kanuni kılıfına uyduruldu" ve hukuken de hiçbirşey yapılamadı.
Şimdi Cumhurbaşkanımız'ın başlattığı "Bizbize yeteriz Türkiyem" kampanyasına, "zırnık bile vermem !" diyenler, o zamanlar İMF karşısında el üfeleyen ve kuyruk sallayanların, bugünkü versiyonlarıdır. Ve bugün yine ülkemizi İMF'nin önünde ceket iliklemeye dâvet etmektedirler. Bunları gör işte TÜRKİYEM...!
.......................
Cumhurbaşkanımızın açıkladığı ve sür'âtle tatbikatına başlanan Ekonomik Tedbirler Paketi, ekonomimiz için, kuvvetli bir "can suyu" olmuştur. Esâsen, paranın belli yerlerde temerküz etmesi, sağlıklı ekonominin en büyük mahzurlarından birisidir. Para, sür'âtle tabana yayılmalıdır ki, ticâret canlanabilsin. İhtiyâç sâhiplerinin ( tüketicilerin ) ellerinde para olmalıdır ki, ihtiyâçlarını temin edebilsinler. Devletimizin şimdi yaptığı da budur. Hem direkt olarak ( kamu bankalarından ucuz kredi ile ), hem de endirekt ( dolaylı olarak ) kredi geri ödemelerini belli bir müddet ertelemek sûretiyle, piyasaya sıcak para girişini sağladılar.
Ticâretin canlanması, "üretim"i de tetikleyecektir. Üretim için, "istihdâm" gerektiğine göre, işsizliği de önleyecektir.
Yani bu tedbirler, ekonomimizde tam bir "domino tesiri" icrâ edecektir. Tabiatile, Devletimizin vergi gelirleri de artacaktır.
Bu noktada Hükümetimiz'e şöyle bir teklifim var : Kredi geri ödemelerindeki ertelemeyi, 3 ay'dan, 6 ay'a çıkarınız. Vatandaşımız biraz toparlansın, kendine gelsin inşallah.
..............
Bazı habis ruhlular ve iflâh olmaz derecede AK Parti - Tâyyip Erdoğan düşmanları, TÜRKİYE'nin açıkladığı ekonomik tedbirler ile, ABD ve JAPONYA'nın açıkladığı ekonomik tedbirler rakamlarını mukayese ediyorlar ve Cumhurbaşkanımız'ın açıkladığı rakamları, akıllarısıra tâhkîr, tezyif ve tâhfif etmeye çalışıyorlar !
Aslinda bu "ebleh / embesil"lerin TURKIYE'yi, Dunya'nin 1. ve 3. Buyuk ekonomileri ile mukayese etmeleri bile, ulkemizin ulastigi ekonomik guc'u, "mefhum-u muhalif" ile ikrar ve itiraf ettiklerini gosteriyor amma, kendileri acisindan bu "sakarliklarinin" bile farkinda degiller. Hirs ve hasetleri ve "Yukselen TURKIYE'ye dusmanliklari", zihni salabetlerini dumura ugratmis, "delete" etmis...! Hakikaten cok gulunecek bir vaziyetteler yahu...
Bre TİLKİ ( FOX ) kanalının tasmalı küçükkayası ile portakalı !!!
Japonya'da ( 1 ) portakal kaç paradır, bilir misiniz...?! 40 M2 evin kirası kaç paradır, bilir misiniz ?! Daha birkaç gün önce PROF. Mehmet ÇİLİNGİROĞLU açıkladı : "ABD'de 'göğsüm ağrıyor'deseniz, hastaneye ödeyeceğiniz ücret 17.000 - 20.000 Dolar".
Sizler hastaneye gidince kaç para veriyorsunuz, "oynak tavırları ile, cinsiyetleri hakkında şüpheye düştüğümüz ve..., 'erkek' olduklarına dâir tek emâre, isimlerinden ibâret olan", fistansız haspalar...?!
Yazık, çok yazık, sizin gibi "gönüllü tasmalıları" izleyip te, sizin bu fitnelerinize zihinlerini teslim edenlere...!
.................
Kıymetli dostlarım, yazımın son kısmında belki kantarın topuzunu kaçırdığım düşünülebilir ; hepinizden çok özür diliyorum. Fakat TÜRKİYE'de "muhâlefet" görüntüsü altında "ihânet ve hıyânet" yapılıyor ve ben buna tahâmmül edemiyorum. Benim, onlar hakkında yazdığım şeyler, onların "hakettiklerinin" on'da bir'i bile sayılmaz. Doğrusu, Devletimizin ilgili ve yetkili organları ( RTÜK, Savcılarımız ) şu yapılan asparagas ve ajitasyonlar karşısında niçin "lâl-ü ebkem" bir tavır sergiliyorlar, anlayamıyorum, hâyret ediyorum ve kabûllenemiyorum...
Kıymetli dostlarım, ekonomimizin sağlıklı işlemesi ve "çarkların durmaması" için, Hükümetimiz, icâp ettiğinde yine ve yeni tedbirler alacaktır inşallah, müsterih olalım.
Selâm ve dua ile.